Bugün Kıbrıs

İsias duruşmasının ağır celsesi: Aileler yaşadıkları faciayı anlatmaya devam ediyor…

Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel

Söz sırası gelen Meltem Ekiz mahkemeye şunları söyledi: “Ben küçük yaşta anne oldum, oğlumla büyüdüm. 14 yaşında toprağa verdim. El bebek gül bebek büyüttüm. Hepimiz de onlar için yaşadık. Onlar için çabaladık, iyi sporculardı, umutları hayalleri vardı. Evladım arkadaşlarıyla o kadar mutluydu, ayrılırken beni öpmeden ayrıldı, cama tıkladım otobüsün, in aşağı öpeyim dedim, anne zaten birkaç gün sonra yanında olacağım dedi. Bir umut bekledik o enkazda, oğlumun cansız bedenini aldım, defalarca öptüm kokladım, bir daha yapamayacağım diye. Onunla toprağın altına girdim, o günden beri yaşamıyorum, enkaz başında çocuğuma sarıldım ve o günde kaldı. Elinizi vicdanına koyun, biz nasıl ki yaşamıyorsak onların da gün yüzü görmesini istemiyorum. Allah’a her gün beni de al diye dua ediyorum. Biz yaşamıyorsak onlar da görmesin.”

Hayal Gençalioğlu’nun annesi Sibel Kumsal ise şöyle konuştu: “Ahmet Bozkurt ve diğer sanıklara seslenmek istiyorum. Çocukların adli tıptaki fotolarını gördünüz mü? Ben hamile olduğum kanamam olduğu için gidemedim göremedim ben çocuğumu adli tıp raporlarında gördüm. Hasar çocuğunu bir yere gönderip tabutla almaktır. Çocuğunun son kez bir fotoğraflarına bakmak, tanıyamaz diye endişe etmektir. Bir süre tiyatro izledim, sakince kalmaya çalıştım bugüne kadar. Neden biliyor musunuz adalete inanmak istedim. Her zaman, sizin gözlerine baktığımda onu görüyorum. Katiller karşımızda ama mahkeme heyeti bizi anlıyor, bunu hissetmek istiyorum. Çocuklarımız hakkı yerde kalmayacak. Onların yaşadıklarının bir karşılığı olacak diyorum. Bu zamana kadar inandım, iyi, cesur insanlar var dedim, ta ki mütalaa okunana kadar. Ama gün sonunda bilinçli taksir dendi. Bizim istediğimiz inancımız, adaletin keskin kılıcını göstermek, cesareti görmek istiyoruz. Bu çocukların boşu boşuna ölmediğini göstermenizi istiyoruz. Bunun bir karşılığını olmasını istiyorum.”

Mehmet Topukçuoğlu ise şunları söyledi: “Çok şey konuşuldu, tiyatrolar oynandı. Herkes her şeyin farkında. Bir anı paylaşacağım, ilk gelenlerdenim enkaza. Yalancı şahitler var. İki çalışan vardı, biri sağa biri sola gitti denildi. Çalışanı ben gördüm, aslında diğer yöne gitmedi, asfaltta gördüm. Yalancı şahidin dediği gibi çekiçleme olmadı. Çünkü bina yola düştü. Bunları yaşadık gördük. Ekmekçi fırıncı ayrılamadı bile orada, o derece hızlı gelişti ve yıkım oldu. Yaşadığım ve gördüklerimdir. Ben kabirlerine gittiğimde çocuklara, mutlaka çok büyük gelişmeler olacak, sizin sayenizde olacak derim. Bunu siz başaracaksınız.”

Mehmet Sabancı şöyle konuştu: “72 insanın 50’sini paramparça gördüm. Bu topraklara neden geri gelir insan? Gidip acımız anlatsam davaya ne faydası olur diye düşündüm. Oğlumun yaşanmamış yıllarını geri verecek gücünüz var mı? Her gün abisini soran kızımı ikna edecek gücünüz var mı? Varsa Kıbrıs’a beklerim. Burada vereceğiniz hiçbir karar bizleri zaten tatmin etmez sayın hakim.”

Mahkeme heyeti ailelerin sunumlarının ardından mahkemeye ara verdi. Duruşma aradan sonra Şampiyon Meleklerin avukatlarının mütalaalarıyla devam ediyor.

Exit mobile version