Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremde Grand İsias Otel’in yıkılması sonucu hayatını kaybeden 72 kişinin adaleti için verilen mücadelede, önemli bir aşamaya gelindi. Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği ve Rehberler İçin Adalet Platformu, 6. duruşma öncesinde yaptıkları ortak açıklamada, İsias Davası’nın karar duruşması olma olasılığının yüksek olduğunu belirtti. Bu durum, sadece aileler için değil, Türkiye genelinde adaletin sağlanması ve yapı güvenliğinin temin edilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Dava sürecinde sunulan dört bağımsız bilirkişi raporu, otelin mevzuata aykırı şekilde inşa edildiğini ve kullanılan malzemelerin sorumsuzca seçildiğini ortaya koydu. Bu gerçekler ışığında, sanıkların “bilinçli taksirle” değil, “olası kastla” yargılanmaları gerektiği vurgulandı. Açıklamada, otelin kasıtlı bir şekilde tehlike oluşturacak biçimde inşa edildiği belirtildi.
Adaletin sağlanmasının sadece otel sahipleri ve inşaat yetkililerinin cezalandırılmasıyla sınırlı kalmaması gerektiği ifade edildi. İzin ve denetim süreçlerinden sorumlu kamu görevlilerinin de ihmalleriyle bu trajediye ortak oldukları ileri sürüldü. Adıyaman Valiliği’nin dört kamu görevlisi hakkında soruşturma izni vermesi olumlu bir adım olarak değerlendirilirken, bu kişilerin ve diğer sorumluların ivedilikle yargılanmalarına başlanması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, bu davanın gelecekte benzer kayıpların önlenmesi için kritik öneme sahip olduğu belirtildi. Adaletin, suçluların ceza almasıyla sınırlı kalmaması, insan hayatının kutsal olduğunu hatırlatan bir bilinçle sağlanması gerektiği ifade edildi.
Ortak açıklama şöyle:
““Değerli Basın Mensupları ve Kamuoyuna,
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremde Grand İsias Otel’in yıkılması sonucu hayatını kaybeden 72 canımızın adaleti için verdiğimiz mücadelede, 6. duruşma öncesinde önemli bir dönemeçteyiz. İsias Davasında artık adalet ve hesap verme zamanı yaklaşmıştır. Bu duruşmanın karar duruşması olma ihtimali, yalnızca ailelerimiz için değil, Türkiye’de adaletin temini ve yapı güvenliğinin sağlanması adına hayati bir önem taşımaktadır.
Bugüne kadar davada sunulan dört bağımsız bilirkişi raporu, otelin mevzuata aykırı biçimde inşa edildiğini ve kullanılan malzemenin, yapılan her bir sorumsuzluğun, kuralsızca, usülsüzce, bilimden uzak ve ahlaksızca olduğunu
açıkca ortaya koymuştur. Bu gerçekler ışığında, sanıkların “bilinçli taksirle” değil, “olası kastla” yargılanmaları gerekmektedir. Çünkü bu yapı, ihmalin ötesinde, bile bile ölüme davetiye çıkarılarak inşa edilmiştir.
Ancak, davanın adaletli bir şekilde sonuçlanması yalnızca otel sahipleri ve inşaat yetkililerinin cezalandırılmasıyla sınırlı kalmamalıdır. Bu felaketin önlenebilir olduğunu ortaya koyan en büyük gerçeklerden biri, bu yapının izin ve denetim süreçlerinden sorumlu kamu görevlilerinin, görevlerini ihmal ederek bu trajediye ortak olmasıdır. Adıyaman Valiliği’nin dört kamu görevlisi hakkında soruşturma izni vermesi, doğru bir adımdır. Ancak, bu kişilerin ve diğer sorumluların ivedilikle yargılanmasına başlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
Adalet talebimiz açıktır:
1. Sanıkların olası kastla yargılanması ve en ağır cezalara çarptırılması,
2. Sorumlu kamu görevlilerinin yargı sürecine dahil edilmesi ve hesap vermesi,
3. Bu davanın emsal teşkil ederek benzer ihmallerin önlenmesi için caydırıcı bir karar alınması.
Bu dava sadece kaybettiğimiz sevdiklerimiz için değil, gelecekte başka canların aynı şekilde yitirilmemesi için de kritik bir öneme sahiptir. Adalet, sadece suçluların ceza almasıyla değil, bu coğrafyada insan hayatının kutsal olduğunu hatırlatacak bir bilinçle
sağlanabilir.
Şampiyon Meleklerimiz, rehber gençlerimiz ve diğer kayıplarımız için verdiğimiz bu mücadele, bizim nefesimiz tükenene kadar sürecektir. Çünkü biz biliyoruz ki, onların hakkını savunmak, insanlık onurunu savunmaktır.
Kamuoyunu, tüm kurumları ve vicdan sahibi herkesi bu davada sesimizi yükseltmeye davet ediyoruz. Adalet gecikemez, adalet ertelenemez.
Adalet er ya da geç tecelli edecek; suçlular hesap verecek ve şampiyonlarımızın, sevdiklerimizin hakkı teslim edilecektir.”