Bugün Kıbrıs

DEM Partili Öcalan’dan Erdoğan’a: “Kürt meselesini çözerse Orta Doğu’nun barış merkezi haline geliriz”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partili milletvekilleriyle tokalaşmasıyla başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a “Meclis’te DEM Parti grup toplantısına katılıp terörün bittiğini ilan etme” çağrısıyla devam eden süreç somut bir adıma dönüşmedi.

23 Ekim’de Öcalan ile İmralı’da görüşen DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan da “Öcalan’ın önerileri en makul önerilerdi, çözümleri makul çözümlerdi. Türkiye devleti buna gelecek mi gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı mesele budur” diyerek sürecin hızlanması için çağrıda bulundu.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bahse konu sorunu çözmesi durumunda “farklı noktalara gelebileceğini” söylen Öcalan, milliyetçilerin yer almadığı bir denklemde sorunun çözülemeyeceğini ifade etti.

ÖCALAN GÖRÜŞMESİNDEN YENİ DETAYLAR: “ÇÖZÜME ÖNCÜLÜK EDERİM DEDİ”
TBMM Genel Kurulu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçeleri görüşüldüğü sırada söz alan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, konuşması sırasında İmralı’da Öcalan ile görüşmesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu ve görüşmeye ilişkin yeni detaylar aktardı.

Abdullah Öcalan’ın görüşmede “tarihsel olarak Kürt-Türk ilişkilerini değerlendirdiğini söyleyen” Ömer Öcalan, “Çözüm önerileri vardı. ‘Biz bu sorunu diyalog yöntemiyle çözebiliriz’ dedi. ‘Biz bu sorunu aslında 2000 yılında çözebilirdik. Ben uçakta da söyledim, bu meselenin çözümüne öncülük ederim’ dedi” ifadelerini kullandı.

Ömer Öcalan, söz konusu görüşmenin AKP’ye yakın medya kuruluşları tarafından “manipüle” edildiğini belirterek şöyle konuştu:

“Ama işi farklı bir boyuta çektiler, ‘Apo kendisini kurtarmak için bunu yapıyor’ dediler. Ama moralli ve güçlüydü, gündeme hakimdi ve soruların çözümü noktasında inisiyatif alacağını açık bir şekilde söyledi. Verdiğimiz mesajdan, şart ve koşullardan bahsederken bunları kendi şahsı için söylemediğini; çözümün ortamının hazırlanmasına yönelik değerlendirmeler yaptığını söyledi. Kendisini muhalif medya olarak atfeden kimi gazeteciler de bu görüşmeyi manipülatif şekilde değerlendirdiler. İktidar medyası da kendi açısından bu görüşmeyi çarpıtmaya çalıştı.”

“TÜRKİYE DEVLETİ BUNA GELECEK Mİ GELMEYECEK Mİ?”
Türkiye’nin önünde tarihi bir süreç olduğunu söyleyen Ömer Öcalan, “Bu tarihi süreci olumlu bir şekilde büyük onurlu bir barışa evirebiliriz, onun ötesini zaten kimse düşünmek istemiyor” dedi.

DEM Partili Öcalan sözlerine “Gazze, Orta Doğu, İsrail, Irak, Suriye de konuşuldu. Önerileri en makul önerilerdi, çözümleri makul çözümlerdi. Türkiye devleti buna gelecek mi gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı mesele budur” diyerek devam etti.

Öcalan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın ziyaretine işaret ederek, “Amerika Dışişleri Bakanı gelecek, niye geliyor? Bir savaş var, Rojova’ya müdahale var. ABD gelip ‘bu savaşı derinleştirmeyin’ diyecek. Öcalan ise bunu kendi iç dinamiklerimizle çözmeyi öneriyor. Bu işi kendimiz bir noktaya getirebiliriz ama bu mesela adeta uluslararası bir boyut kazandı ve bir adım da ötesine gidiyor” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI FARKLI NOKTALARA GELEBİLİR, MİLLİYETÇİLER OLMAZSA SORUN ÇÖZÜLMEZ”
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bahse konu sorunu çözmesi durumunda “farklı noktalara gelebileceğini” ve “Orta Doğu’nun barış merkezi haline geleceğini” söyledi. Öcalan, milliyetçilerin yer almadığı bir denklemde sorunun çözülemeyeceğini ifade ederek şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanı 22 yıldır olumlu ve olumsuz pek çok şey yaptı. Gelmediği makam, temsil etmediği nokta kalmadı ama Kürt meselesini çözerse farklı noktalara gelebilir. Ama sadece Cumhurbaşkanlığı makamı süresini arttırmak sadece rakamsal bir şeydir. İktidardaki süresi 25 değil 27 yıl olacak ama Cumhurbaşkanı bu sorunun çözümünde rolünü oynarsa bu ülke bambaşka bir noktaya gider, Orta Doğu’nun barış merkezi haline gelir.

Bu işin içinde milliyetçiler olmazsa bu sorun çözülmez ya da çok zor olur. Yaşanacak olan bir çözüm sürecinde milliyetçilerin de yer alması gerekiyor çünkü orası ikna edilirse bu ülkenin geleceği için, demokrasisi için ikna edilirse bu ülke Orta Doğu’da vizyonu olan bir devlet haline gelir. Bu ülke o zaman Kürtlerin de Türklerin de devleti olur, Alevilerin, Sünnilerin devleti de olur. Ama maalesef sahada yaşananlar bize bunu söylemiyor. Şunu da belirteyim; Kürtlerin inanç meselesinde, güven meselesinde sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Halkımızın yaşanacak olumlu sürece dönük de yaklaşımı negatif boyutta. İnanmak istiyor ama inanmıyor.”

Exit mobile version