Bugün Kıbrıs

İsias Davası I Aileler mahkeme önünde haykırdı: “Bu bir doğal afet değil, cinayet!”

Emine Yüksel/Bugün Kıbrıs

Adıyaman’da Grand İsias Otel’in çöküşüyle hayatını kaybeden 72 kişinin yakınları ve destekçileri, davanın beşinci duruşması öncesinde bir kez daha mahkemenin önünde adalet talebiyle bir araya geldi. Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya, basın açıklamasında, bilirkişi raporlarının otelin saniyeler içinde yıkılmasına neden olan usulsüzlükleri açıkça ortaya koyduğunu belirtti.

Karakaya, otelin yapımından yıkılışına kadar geçen süreçte ciddi hataların yapıldığını, inşaat kalitesinin yetersiz olduğunu ve belgelerde usulsüzlükler bulunduğunu vurguladı. Davanın yalnızca kaybedilen canlar için değil, gelecekte benzer acıların yaşanmaması adına da kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti.

Adalet Bakanlığı ve mahkeme heyetine seslenen Karakaya, tüm sorumluların “olası kast” ile yargılanması gerektiğini belirtti ve kamu görevlilerinin de yargılanmasına vurgu yaptı. Bu davanın, gelecekte inşa edilecek yapıların güvenliğini sağlamak için bir dönüm noktası olması gerektiğinin altını çizdi.

Karakaya, “Bu bir doğal afet değil, açgözlülük ve sorumsuzluklarla örülmüş bir cinayettir,” diyerek adalet arayışındaki kararlılıklarını dile getirdi. Son nefeslerine kadar mücadeleye devam edeceklerini belirten Karakaya, halkın desteği ile bu davanın örnek bir karar ile sonuçlanmasını umut ettiklerini söyledi.

Basına okunan açıklama şöyle:

“Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Destekçilerimiz ve Yüreği Bizimle Çarpan Herkes,

Bugün burada, 6 Şubat 2023 tarihinde yıkılan ve 72 cana mezar olan Grand İsias Otel’in sorumlularının yargılandığı davanın beşinci duruşması öncesinde bir kez daha adalet arayışımızı haykırmak için toplandık.

Son çıkan bilirkişi raporu, İsias davasındaki adalet arayışımıza güçlü bir temel sunmaktadır. Rapor, İsias Otel’in saniyeler içinde kum yığınına dönüşmesine neden olan usulsüzlükleri açıkça belgelemiştir. Otel denen yapının proje aşamasından yıkıldığı güne kadar her aşamada usulsüzlükler olduğu, bilime uygun yapılmadığı, beton kalitesinden etriye aralıklarına, kaçak asansör için döşemelerin kesilmesine, iki bina arasında yeterli derz aralığı olmamasına, kaçak katın yıkıma etkisine, belgelerde usulsüzlükler ve daha sayamadığımız birçok konu raporda bilimsel olarak ortaya konmuştur. Bu da adalet mücadelesinde öne sürdüğümüz “olası kast” ile yargılanma talebimizi daha da güçlendirmiştir. Artık bu delillerle, suçluların hak ettikleri en ağır cezayı alacağına inanıyoruz. Bu dava, yalnızca kaybettiğimiz sevdiklerimiz için değil, gelecekte başka çocukların, öğretmenlerin, anne ve babaların yaşam haklarının ellerinden alınmaması için de yürütülmektedir. İsias Otel, saniyeler içinde yıkılarak evlatlarımızı, ailelerimizi, öğretmenlerimizi ve rehber dostlarımızı bizden kopardı. Ancak biz biliyoruz ki bu bir “doğal afet” değil, açgözlülük, ahlaksızlık ve sorumsuzluklarla örülmüş bir cinayettir.

Her gün, her saat ve her an canlarımızın, çocuklarımızın güzel yüzleri gözümüzün önünde, ancak ellerimiz boş! Onları tekrar kucaklayamayacağımız gerçeğiyle yaşamak zorundayız. Kalplerimizi paramparça eden bizi onlarsız yaşamaya mahkum eden sorumlular bellidir ve bu kişiler yalnızca mal sahipleri, fenni mesuller değil, aynı zamanda görevini yerine getirmeyen kamu görevlileridir.

Bugün buradan bir kez daha sesleniyoruz: Savcılık tarafından hazırlanacak olan iddianamede adı geçen kamu görevlilerinin yargılamaya dahil edilmesi elzemdir. Bu kişiler, devletin kendilerine verdiği yetkiyi suistimal ederek güvenliğimizi sağlaması gereken yapıların adeta ölüm tuzağına dönüşmesine sebep olmuştur.

Bu kişilerin yargılanması, hukukun üstünlüğü ve toplum vicdanı adına hayati bir adımdır. Adalet Bakanlığı’na, savcılık makamına ve mahkeme heyetine çağrımız nettir: Tüm sorumluların “olası kast” ile yargılanması için gereken adımları atın.

Değerli dostlar, bu dava yalnızca İsias Otel’in yıkımıyla sınırlı bir hukuki mesele değildir. Bu dava, gelecekte inşa edilecek her bir yapının insan hayatına uygunluğunu denetleyecek mekanizmaların oluşturulması için bir dönüm noktasıdır. Türkiye ve Kıbrıs halklarının gözleri bu mahkemeye çevrilmiştir. İnsan hayatını değersizleştiren zihniyetlerin cezalandırılmaması, yeni faciaların önünü açacaktır.

Evlatlarımızın, öğretmenlerimizin ve sevdiklerimizin acısıyla kahroluyoruz. Bu yüzden buradayız. Onlara verdiğimiz adalet sözünü tutmadan, mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, bilimsel raporlar ve açık deliller ışığında hareket ederek tüm suçlular için adaletin sağlanmasını talep ediyoruz.

Değerli basın mensupları,
Son nefesimize kadar adalet çığlıklarımızı duyurmaya, bu davanın örnek bir karar ile sonuçlanması için kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz. Bize desteğiyle güç veren halkımıza, yanımızda duran dava arkadaşlarımıza ve tüm vicdan sahibi insanlara teşekkür ediyoruz.

Unutmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Meleklerimiz için adalet sağlanana kadar mücadelemiz sürecek.”

Exit mobile version