Bugün Kıbrıs
Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı Emeğin Gündemi programında Ali Kişmir davasında yaşananları değerlendirdi. Nazlı, ifade özgürlüğünün baskı altına alınması ve kadına yönelik şiddetin iki olumsuz olgu olduğunu ve tek başımıza mücadele etmekte zorlanacağımızı, fakat örgütlü bir mücadelede kendimizi bu zorluklar karşısında güçlü hissedeceğimizi, umudumuzu kaybetmeyeceğimizi söyledi.
ALİ KİŞMİR DAVASINDA, SAVCI, MAHKEMEYİ AĞIR CEZAYA HAVALE EDİLMESİ İÇİN İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR
Bir kişinin veya bir kurumunun ifadelerle ilgili bir şikayeti varsa bunun hukuk davası olması gerektiğini belirten Nazlı, bu şekilde, bir ceza mahkemesinde değil sivil hukuk mahkemesinde yargılanılacağını belirtti. Nazlı, Ali Kişmir davasının ağır ceza öngörülen bir suçtan yargılandığı bir ceza davası olduğundan bahsederek mahkemenin ilk soruşturmada suçun işlenip işlenmediğine ilgili bir karar vermeyeceğini, bu suçun oluşabileceğine dair mahkemenin önüne bulgu koyabilirse sanığın ağır ceza suçundan yargılanması için karar vereceğini aktardı. Şuanki davanın Ali’nin suçlu olup olmadığının tartışıldığı bir duruşma olmadığını ekledi. Nazlı, savcılığın mahkemeyi ağır cezaya havale edilmesi için ikna etmeye çalıştığını, ağır cezaya havale edildiği takdirde yazının değerlendireceğini söyledi.
Nazlı, insanların yazdıkları veya söyledikleri bir şeyden dolayı hem ceza davasının getirilmesinin hem de davaya gidip gelmenin basın ve ifade özgürlüğünün ihlal edici olduğunu söyledi.
İLGİLİ YASA MADDESİ MUĞLAK VE SOYUT KELİMELERLE SUÇU TANIMLIYOR
Ali Kişmir’in davasının ortaya çıkma süreciyle ilgili bilgiler paylaşan Nazlı, ilgili yasa maddesinin muğlak ve soyut kelimelerle suçu tanımlaması ve bu nedenle cezai kuralın taşıması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle davanın çok keyfi bir şekilde açıldığını ifade etti. Suç unsuru olarak ortada bir şey olmadığını, sürecin sağlıksız bir şekilde ilerlediğini kaydetti. Nazlı, ceza maddesinin modern hukukun temel ceza prensiplerine bağdaşmadığı için kaldırılması gerektiğinin önemine dikkat çekti.
BASIN EMEKÇİLERİ KENDİLERİNE OTOSANSÜR UYGULAMAK ZORUNDA KALIYOR
Birçok basın emekçisinin “bana da dava gelir mi” diyerek kendine otosansür uyguladığını ekleyen Nazlı, ceza davalarıyla otosansür uygulanmasını ifade ve basın özgürlüğünü örtülü bir biçimde ihlal ettiğini kaydetti. Nazlı, bu davanın görünen yüzünün Ali’nin olduğunu, görmediğimiz kısmın ise basın emekçilerinin kendine otosansür uyguladığı boyutuna değindi.