Duvar gazetesinden Nikolaos Stelya yazdı…
Kıbrıs’ın NATO’ya katılım süreciyle ilgili perde arkasında yaşananları anlatan gazeteci Tasoulis, Hristodulidis’in Biden ve Rutte ile yaptığı görüşmelerde üyelik için bir plan sunduğunu söyledi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliğinin gündemde olduğunun konuşulduğu günlerde, 20 yılı aşkın süredir Yunanistan Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarında akredite gazeteci olarak görev yapan Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Kıbrıs sorunu uzmanı Aleksia Tasoulis, son dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliği için yürütülen diplomatik çabaları mercek altına aldı. Diplomatik muhabir olarak Türkiye ve Kıbrıs’ta birçok görevde bulunan, önemli Türk-Yunan zirvelerini, Avrupa Birliği (AB) ve NATO zirvelerini takip eden Tasoulis, elde ettiği son bilgileri ve analizlerini değerlendirdi.
Tasoulis’e göre, son dönemde Kıbrıs’ta diplomatik hareketlilik gözlemleniyor. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, adanın NATO’ya katılımı dahil birçok opsiyonu gündemine almış durumda. Öte yandan, deneyimli gazetecinin vurguladığı üzere, Yunanistan’ın iç siyaset sahnesinde, diplomatik arenayı ve Türk-Yunan ilişkilerini etkileme potansiyeline sahip gelişmeler yaşanıyor. Tasoulis’in işaret ettiği Kıbrıs’ın NATO’ya katılımı olasılığı adada olumsuz tepkilere neden oluyor. Yerel basın konuyu gündemine taşırken, sol örgütler NATO’ya katılım fikrine karşı çıkıyor.
KIBRIS SORUNUNDA YENİ BİR UMUT IŞIĞI MI?
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlar nedeniyle uluslararası topluma olumlu bir mesaj verme çabası içinde olduğunu belirten Aleksia Tasoulis, Kıbrıs sorununda tarafları yeniden masaya oturtma çabalarına dikkat çekti. Tasoulis, “BM Genel Sekreteri’nin, uluslararası topluma, dünyanın bu dönemde karşı karşıya olduğu iki büyük savaşta, Ukrayna ve Orta Doğu’da, gerilimi azaltma belirtileri olmadığını tespit ettiğinde, iki tarafı müzakere masasına oturtabileceği mesajını vermek için baskı uyguladığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Ancak, tarafların pozisyonlarının hâlâ çatışan nitelikte olduğunu ve bunun, Türk askeri kuvvetlerinin adadan ‘çekilmesi ve federal, iki bölgeli, iki toplumlu bir yönetim anlaşmasına varılana kadar’ böyle kalacağını vurgulayan Tasoulis, çözüm için gayrı resmi bir konferansın gerekliliğine işaret etti. Tasoulis, “İki tarafın pozisyonları çelişkili olmaya devam ediyor ve ordu çekilip federal, iki bölgeli, iki toplumlu bir yönetim anlaşmasına varana kadar her zaman böyle olacak. Bunun gerçekleşmesi için gayrı resmi bir konferans düzenlemekten başka yol yok. Ancak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamaları göz önüne alındığında, bir sonuca varılacağı konusunda çok iyimser değilim” diye konuştu.
Yine de diplomasinin ve diyaloğun en iyi çözüm olduğunu vurgulayan Tasoulis, ‘milli kırmızı çizgilerimizden’ asla taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
KIBRIS’IN NATO ÜYELİĞİ: UZUN VADELİ BİR PLAN
Aleksia Tasoulis, Hristodulidis’in ABD Başkanı Joe Biden ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile yaptığı görüşmelerde Kıbrıs’ın NATO üyeliği için bir plan sunduğunu belirtti. Yaklaşık bir yıl önce ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland’ın da bilgilendirildiği bu planın uzun vadeli olduğunu ve tamamlanması için birçok adım atılması gerektiğini söyleyen Tasoulis, Kıbrıs sorununun çözümünde ilerleme kaydedilmesinin bu adımlardan biri olduğunu ifade etti.
Tasoulis’e göre, bu plan Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki jeopolitik konumunu güçlendirecek. Tasoulis, konuya ilişkin olarak, “Son bilgilere göre, Nikos Hristodulidis, ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray’da yaptığı son görüşmede ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’ye bir plan sundu. Başlangıçta bir yıl önce Victoria Nuland’ın da bilgilendirildiği plan uzun vadeli ve tamamlanması için birçok adım gerekiyor. Bu adımlardan biri Kıbrıs sorunundaki görüşmelerde ilerleme kaydedilmesi. Ancak bu, Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki jeopolitik konumunu kesinlikle güçlendirecektir” bilgisini paylaştı.
TÜRKİYE’NİN TUTUMU VE DİPLOMATİK PAZARLIKLAR
Tasoulis, Türkiye’nin NATO üyeliği konusunda her zaman bir karşılık beklediğini ve Kıbrıs’ın üyeliği için de benzer bir tutum sergileyeceğini belirtti. Gazeteci, NATO’ya üyelik için tüm müttefik ülkelerin oybirliği gerektiğinden, Türkiye’nin ABD ile yapacağı pazarlıklarda Kıbrıs’ın üyeliğine veto koymamak karşılığında ‘bir şeyler’ talep edeceğini öngörüyor.
Tasoulis konuya ilişkin, “Türkiye, bildiğimiz gibi, bir karşılık almadan hiçbir şeye razı olmaz. Çünkü bir ülkenin NATO’ya üye olabilmesi için tüm müttefik ülkelerin oybirliği gerekir. Dolayısıyla Türkiye, özellikle Amerikalılarla yapacağı istişarelerde, Kıbrıs’ın adaylığına veto koymamak için ‘bir şeyler almak’ üzere pazarlığa başlayacaktır” diye konuştu.
YUNANİSTAN’DA TEPKİLER VE MİÇOTAKİS’İN ROLÜ
Bu bağlamda Yunanistan iç siyasetindeki gelişmelere de değinen Aleksia Tasoulis, eski başbakan Antonis Samaras’ın ve diğer bazı partilerin milli konulardaki hassasiyetlerine dikkat çekti. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in, Türkiye ile yürütülecek olası bir çerçeve anlaşmasında bu kesimlerin tepkisiyle karşılaşabileceğini belirten Tasoulis, Miçotakis’in atacağı adımların ve yapacağı açıklamaların kamuoyunu ikna etme açısından kritik önem taşıdığını vurguladı. Tasoulis konu hakkında şu görüşleri paylaştı:
“Bu, Kiryakos Miçotakis’in Yunan-Türk ilişkilerinde ve Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs sorunundaki manevralarına bağlı olacak. Demek istediğim, eski başbakan Antonis Samaras’ın ulusal konulardaki görüşleri biliniyor. Helen Çözümü ve Mantığın Sesi partilerinin pozisyonları da biliniyor. Bunları açıkça ifade ediyorlar. Ancak gelişmelerin anahtarı Kiryakos Miçotakis’in elinde. Yunanistan hükümetinin Türkiye ile herhangi bir çerçeve anlaşması girişiminin bu partilerin ve Antonis Samaras’ın muhalefetiyle karşılaşacağını kesin olarak kabul ediyorum. Seslerinin güçlenip güçlenmeyeceği, anlaşmanın içeriğine, verilecek tavizlere ve başbakanın Yunan halkına açıklaması gereken risklere bağlı olacak. Elbette aynı şey Kıbrıs Cumhurbaşkanı için de geçerli olacak; konferanstan sonra alacağı büyük kararın doğruluğu konusunda Kıbrıs halkını ikna etmesi gerekecek.”
KATHİMERİNİ’DEN ÖZEL HABER: KIBRIS ADIM ADIM NATO’YA YAKLAŞIYOR
Bu söyleşinin yapıldığı saatlerde Kıbrıs’ın güneyinde yayın yapan haftalık bir gazete adanın NATO ile olan ilişkilerinin geliştirilmesini merceği altına aldı. Kathimerini gazetesinin özel haberine göre, Hristodulidis, geçtiğimiz haftalarda ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede, ülkesinin NATO’ya olası gelecekteki üyeliği için stratejik bir plan sundu. Lena Argiri imzalı ve 24 Kasım tarihli Kathimerini haberine göre, uzun vadeli ve çok aşamalı bu plan, siyasi koşullar uygun olduğunda Kıbrıs’ın Kuzey Atlantik İttifakı’na katılımını hedefliyor. Gazetenin edindiği özel bilgilere göre, Washington tarafından olumlu karşılanan plan, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından ‘kazan-kazan’ olarak nitelendirildi ve böyle bir gelişmenin yaratacağı potansiyelin ‘muazzam’ olacağı belirtildi.
Habere göre, planın ilk hedefi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO ile ilişkilerini kurumsallaştırmak ve ittifaka katılımın ön aşaması olarak görülen önemli bir organizasyonda yer almak. Ancak bu hedefe ulaşmak için Kıbrıs sorununda olumlu gelişmeler ve Türkiye-AB ilişkilerinde ilerleme gibi bir dizi ön koşulun yerine getirilmesi gerekiyor.
Kathimerini’nin aktardığına göre, Kıbrıs, aynı zamanda ABD’den üç stratejik hedefin gerçekleştirilmesini talep etti: Savunma teçhizatı tedarikinin kolaylaştırılması, ABD askeri akademilerinde Kıbrıslı askerlere yönelik eğitim imkanlarının artırılması ve Kıbrıs’ın savunma yeteneklerinin NATO standartlarına uygun şekilde modernize edilmesine ABD’nin katkı sağlaması. Kathimerini’nin güvenilir kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Başkan Biden, Oval Ofis’teki görüşmede bu ‘mantıklı’ talebin karşılanması için Kongre ile gerekli görüşmeleri yapma taahhüdünde bulundu. Bu kapsamda, ABD’nin Kıbrıs’a ücretsiz savunma teçhizatı sağlaması ve uluslararası satış programları aracılığıyla malzeme temin etmesi olasılığı da değerlendiriliyor. Özellikle Baf’taki ‘Andreas Papandreu’ Üssü’nün ABD güçleri tarafından sürekli kullanımına yönelik ilgi dikkat çekiyor. Kathimerini’nin haberine göre, ABD’li senatörlerden oluşan üst düzey bir heyetin ekim ayında Kıbrıs’ı ziyaret etmesinin nedenlerinden biri de bu üssün stratejik önemini yerinde incelemekti.
Kathimerini’nin yazdığına göre, Kıbrıs, NATO üyeliği yolunda pratik zorlukların, engellerin ve tepkilerin farkında olsa da, bu tartışmanın başlamasının bile önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Hem Kıbrıs hem de ABD için faydalı olacak bu sürecin, ülkenin Batı’ya dönük stratejik yönelimini güçlendireceği ve bölgesel istikrara katkı sağlayacağı değerlendiriliyor. Kathimerini, Kıbrıs’ın bu yeni rolünün, ABD’nin bölgedeki stratejisinin merkezinde yer aldığını ve Hristodulidis’in Cumhuriyetçi çoğunluğun önemli isimleriyle yaptığı temaslarda da bu durumun teyit edildiğini belirtiyor. Gazeteye konuşan bir senatörün “Kıbrıs, bölgede istediklerimizi elde etmek için güvenebileceğimiz ülke” ifadesi dikkat çekiyor.
ADANIN GÜNEYİNDE TEPKİLER VAR
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO’ya katılım planı adanın güneyinde tepkilere neden oluyor. Kıbrıs Haber Ajansı’nın aktardığı bilgilere göre, Barış Konseyi’nin (PPC) düzenlediği ve çeşitli örgütlerin katıldığı protesto gösterisinde 500’den fazla kişi, ‘Kıbrıs’ın savaş üssüne dönüşmesine’ karşı çıktı. Pazar günü Larnaka’da gerçekleşen protestoda, “Ne ABD ne de NATO, Kıbrıs himaye altında değil”, “Kıbrıs, yabancı ordular ve üsler olmadan, halkların barış ve işbirliği köprüsü olsun” ve “Filistin için birleşik” yazılı pankartlar taşıyan göstericiler, Ortaçağ Kalesi bölgesinde toplanarak ABD hükümetiyle yakın işbirliği içinde kurulan Kara, Açık Denizler ve Liman Güvenliği Merkezi (CYCLOPS) önüne yürüdü.
Rum tarafında ana muhalefet partisi konumunda olan AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanou, protestoda yaptığı konuşmada, “Bugün burada, vatanımız ve halkımız için en basit, en temel, en acil talebi dile getirmek ve ilan etmek için bulunuyoruz” dedi. “Halkına ait bir Kıbrıs istiyoruz; NATO’ya veya başka bir askeri koalisyona, yabancı koruyuculara, yabancı ordulara değil” diyen Stefanou, ülkenin limanlarının, havaalanlarının, kara ve hava sahasının Amerikalılara, İsraillilere veya başka üçüncü taraflara değil, Kıbrıs’a hizmet etmesi gerektiğini söyledi. Kıbrıs Barış Konseyi Başkanı Tasos Kosteas ise, ‘vatanımızın devam eden militarizasyonunu ve geleneksel olarak dost komşu ülkelerimize karşı bir ileri karakola dönüştürülmesini’ protesto ettiklerini belirtti. “Bu son derece tehlikeli durumda Kıbrıs, müdahil bir taraf olamaz ve olmamalıdır” diyen Kosteas, Kıbrıs’ın ‘aynı uluslararası hukuka dayanarak Kıbrıs sorununa bir çözüm için destek ararken, egemenliğimizin bir kısmını uluslararası hukuku ihlal eden ülkelere devretmesinin’ bir paradoks olduğunu belirtti.