Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında İsrail konusundaki görüş ayrılıkları sürerken görev süresinin sonuna yaklaşan Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in bu ülkeyle siyasi diyaloğun kesilmesini önermesi tartışmaları yeniden alevlendirdi.
AB ülkeleri konuyu 18 Kasım Pazartesi günü Brüksel’de yapılacak toplantıda dışişleri bakanları düzeyinde ele alacaklar.
JOSEP BORRELL NE TEKLİF ETTİ?
Daha önce de Gazze’de yaşananlar bağlamında İsrail konusundaki çıkışlarıyla dikkat çeken Borrell, önerisini olası uluslararası insani hukuk ihlallerine ilişkin ciddi endişelere dayandırdı.
Borrell, hem Avrupa Birliği Başkanı Ursula von der Leyen’e hem de üye ülkelere 13 Kasım’da ilettiği mektubunda teklifinin Avrupa Birliği liderlerinin yıl içinde konuya ilişkin olarak yaptıkları açıklamaları da yansıttığını ifade etti.
Önerinin, uluslararası insani hukuka uyma zorunluluğu, işgalci gücün ihtiyaç sahibi bir nüfusa insani yardım sağlama sorumluluğu ve İsrail’in aşırılıkçı yerleşimcilerin şiddetine son verme görevi hakkında ilgili bulguları içerdiğini belirtti.
Borrell, bu çerçevede, Avrupa Birliği ile İsrail arasında 24 yıl önce imzalanan Ortaklık Anlaşması’nın bağlayıcı unsurları arasında yer alan insan hakları maddesinin işletilerek siyasi diyaloğun askıya alınmasını önerdi.
BRÜKSEL’DE KONSENSUS YOK
Siyasi diyalog, Avrupa Birliği ile İsrail arasındaki anlaşmanın önemli bir unsuru.
Bununla birlikte siyasi diyaloğun askıya alınmasının önerilmesi, Ortaklık Anlaşması’nın askıya alınmasının önerilmesi anlamına gelmiyor.
Avrupa Birliği kaynakları önerinin bu anlaşmanın uygulanmaya devam edeceği bir çerçevede değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Yani siyasi nitelikli ikili görüşmeler askıya alınacak ancak Ortaklık Anlaşması’nın ticaret boyutunun da yer aldığı diğer unsurları işlemeye devam edecek.
Avrupa Birliği, 7 Ekim saldırısı sonrasında yaşananlar konusunda konsensüs içinde olmaktan uzak.
İspanya ve İrlanda, şubattan bu yana Avrupa Birliği Komisyonu’nu Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesi için harekete geçirmeye çalışıyor.
Üye ülkelerin oybirliğini gerektiren bu adım için Komisyon’dan henüz bu yönde bir girişim gelmedi.
Bu konuda Birlik içinde güçlü itirazlar olduğu da biliniyor.
Borrell’in önerisi Avrupa Birliği içindeki bölünmenin iyiden iyiye arttığına işaret ediyor.
Öneri ilk olarak bu hafta Avrupa Birliği ülkelerinin daimi temsilcilerinden oluşan Coreper komitesinde ele alındı ve önemli itirazlarla karşılaştı.
Almanya, İtalya, Hollanda, Avusturya, Danimarka, Yunanistan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti teklife sıcak bakmadıklarını net şekilde ortaya koydu.
Almanya bu opsiyona karşı çıktığını bakan düzeyinde resmen duyurdu. Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Diyalog kanallarının her zaman açık tutulmasından yanayız. Tabii bu İsrail için de geçerli” dedi.
Alman Dışişleri Bakanlığı da mevcut anlaşmanın uluslararası insani hukuka uyum konularını düzenli olarak tartışma imkanı sunduğu ve diyaloğun kesilmesinin ne İsrail ne de Filistinler için yapıcı olacağı görüşünde.
Borrell bazı açıklamalarında İsrail konusunda daha güçlü bir mesaj verilmesinin ve somut adım atılmasının gerektiğinin sinyallerini verse de üye ülkeler siyasi diyaloğun askıya alınmasının önerilmesi adımını pek beklemiyordu.
Öneriye ilişkin tartışma, Avrupa Birliği ülkelerinin Gazze ve İsrail’le ilişkiler konusunda tam olarak nerede durduklarını bir kez daha gösterecek.
KABUL EDİLME İHTİMALİ ‘SIFIRA YAKIN’
Avrupa Birliği ülkeleri konuyu 18 Kasım Pazartesi günü Brüksel’de yapılacak toplantıda dışişleri bakanları düzeyinde ele alacaklar.
Borrell resmi bir öneride bulunduğu için konunun bakanlar arasında tartışılması gerekiyor.
Teklif, Ortadoğu’daki gelişmeler başlığı altında değerlendirilecek.
Konuya ilişkin olumlu ya da olumsuz karar çıkıp çıkmayacağı da bu tartışma ışığında netleşecek.
Görüş ayrılıkları ve bunların derinliği dikkate alındığında, normal şartlarda son kez Dışişleri Konseyi’ne başkanlık edecek olan Borrell’in önerisinin kabul edilme ihtimali “sıfıra yakın” olarak değerlendiriliyor.
Ancak Avrupa Birliği kaynakları, öneri reddedilse bile konunun bu açıyla gündeme gelmesinin bile güçlü bir siyasi mesaj olacağını ve Borrell’in başından bu yana savunduğu “eylemlerin sonuçları olması gerektiği” ilkesi bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Öneri bir şekilde üye devletlerden onay alırsa bu kararın İsrail’e bildirilmesi ve bu ülkenin görüşlerinin alınması için AB-İsrail Ortaklık Konseyi’nin toplanması gerekecek.
Sahadaki durumun Avrupa Birliği ülkelerini giderek daha fazla endişelendirdiğini belirten üst düzey bir Avrupa Birliği yetkilisi, “Artan bu hassasiyetin somut adıma dönüşüp dönüşmeyeceği belli değil” dedi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi, Gazze’de uluslararası insani hukukun temel ilkelerinin ihlal edildiğini söylüyor.
Askeri eylemlerinin fark gözetme ve orantılılık ilkelerine uygun olduğunu savunan İsrail ise bu suçlamaları reddediyor.
BBC Türkçe