AB yanlısı Maia Sandu Moldova Cumhurbaşkanı olarak yeniden seçildi
Kritik cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu ardından, Avrupa Birliği (AB) yanlısı Cumhurbaşkanı Maia Sandu ikinci kez göreve geldiğini duyurdu.
Moldova’nın cumhurbaşkanı Maia Sandu, Rusya’nın müdahalesi, seçmen sahtekarlığı ve gözdağı iddialarıyla gölgelenen seçim yarışının ikinci turunda, Rusya yanlısı rakibine karşı kazanarak ikinci kez göreve geldi.
Merkez Seçim Komisyonu’na göre oyların yüzde 99’undan fazlasının sayıldığı ikinci turda Sandu oyların yüzde 55.03’üne sahip oldu.
Rusya yanlısı Sosyalistler tarafından desteklenen ve Moskova ile daha yakın bir ilişki sözü veren eski başsavcı Alexandr Stoianoglo’nun oy oranı ise yüzde 45’in biraz altındaydı.
Başkent Kişinev’deki Eylem ve Dayanışma Partisi’nin genel merkezinde konuşan Sandu, uzlaşmacı bir tonda konuşarak hem kendisine oy verenleri hem de karşı oy verenleri dinlediğini söyledi ve önümüzdeki yıllarda önceliğinin tüm Moldovalılar için bir cumhurbaşkanı olmak olacağını sözlerine ekledi.
Ancak ülkesindeki seçimlerin, kirli para, oy satın alma ve “ülke dışından düşman güçlerin” seçimlere müdahalesi gibi iddialarla “eşi benzeri görülmemiş bir saldırı” ile karşı karşıya kaldığını iddia etti.
“Oyları aracılığıyla konuşmayı seçtiklerinde halkın gücünün önünde hiçbir şeyin duramayacağını gösterdiniz,” dedi.
Merkez Seçim Komisyonu’na göre sandıklar yerel saatle akşam 9’da kapandığında, katılım 1.68 milyondan fazla kişiyle, yani seçmenlerin yaklaşık yüzde 54’üyle gerçekleşti.
Moldova’nın 325.000’den fazla rekor sayıda oy kullanan diasporası büyük oranda Sandu lehine oy kullandı.
Sandu, 20 Ekim’de yapılan ilk turda oyların yüzde 42’sini aldı ancak ikinci sıradaki Stoianoglo karşısında salt çoğunluğu elde edemedi.
Moldova’da cumhurbaşkanlığı görevi dış politika ve ulusal güvenlik gibi alanlarda önemli yetkilere sahip ve dört yıllık bir görev süresi bulunuyor.
MÜDAHALE İDDİALARI
Pazar günü Moldova polisi, ülkenin seçim kanununa göre kayıt dışı olan seçmenlerin ülke içinden ve yurt dışından oy verme merkezlerine organize bir şekilde taşındığına dair “makul kanıtlara” sahip olduklarını ve “Rusya’dan Belarus, Azerbaycan ve Türkiye’ye yapılan hava taşımacılığı faaliyetleriyle ilgili kanıtları araştırdıklarını ve kaydettiklerini” söyledi.
Polis, “Bu tür önlemler, seçim sürecinin bütünlüğünü korumak ve her vatandaşın oyunu gereksiz baskı veya etki altında kalmadan özgürce kullanmasını sağlamak için alınmaktadır,” dedi.
Moldova Dışişleri Bakanlığı pazar günü öğleden sonra yaptığı açıklamada, Almanya’nın Frankfurt kenti ile İngiltere’nin Liverpool ve Northampton kentlerindeki oy verme merkezlerinin “sadece oy verme sürecini durdurmayı amaçlayan” sahte bomba tehditlerinin hedefi olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanının ulusal güvenlik danışmanı Stanislav Secrieru X’te yaptığı açıklamada, “Rusya’nın seçim sürecimize büyük bir müdahalesi olduğunu görüyoruz” diyerek, bu müdahalenin oylamanın “sonucunu çarpıtma potansiyelinin yüksek olduğu” uyarısında bulundu.
Secrieru daha sonra ulusal seçmen kayıt sistemlerinin, yurt içindeki oy verme merkezleri ile yurt dışındakiler arasındaki bağlantıları bozmak için “devam eden koordineli siber saldırılar” tarafından hedef alındığını ve siber güvenlik ekiplerinin “bu tehditlere karşı koymak ve sistem sürekliliğini sağlamak için çalıştığını” ekledi.
Moldova Başbakanı Dorin Recean, yaklaşık 2,5 milyon nüfusa sahip eski Sovyet cumhuriyetindeki seçmenleri korkutmak için “ciddi bir saldırı” olarak nitelendirdiği olayda, ülke genelinde insanların “telefon aramaları yoluyla isimsiz ölüm tehditleri” aldığını söyledi.
OY SATIN ALMA PLANI
Moldovalılar 20 Ekim’de iki kez oy kullandı; ilki cumhurbaşkanı, ikincisi ise AB üyeliği hedefinin ülkenin anayasasında yer alıp almamasına ilişkin referandum için.
Yurt dışındaki seçmenlerin oy sayımının son saatlerinde destek verdiği referandum, yüzde 50.35 gibi kıl payı bir çoğunlukla kabul edildi.
Ekim ayındaki oylamaların ardından Moldova kolluk kuvvetleri, Rusya’da yaşayan ve geçen yıl dolandırıcılık ve kara para aklama suçlarından gıyabında mahkum edilen sürgündeki oligark Ilan Shor tarafından bir oy satın alma planının düzenlendiğini söyledi.
Shor her türlü suçu reddediyor.
Savcılar, eylül ve ekim ayları arasında uluslararası yaptırım uygulanan bir Rus bankası aracılığıyla 130.000’den fazla alıcıya 39 milyon dolar (35 milyon euro) ödendiğini iddia ediyor.
Yolsuzlukla mücadele yetkilileri yüzlerce arama yaptı ve 2,7 milyon doların (2,5 milyon euro) üzerinde nakit paraya el koydu.
Moldova’nın özerk bir bölgesi olan ve sadece yüzde 5’inin AB’ye katılma yönünde oy kullandığı Gagavuzya’da yaşanan olayda, bir doktor yaşlılar yurdunda kalan 25 kişiyi seçmedikleri bir adaya oy vermeye zorladığı iddiasıyla gözaltına alındı.
Polis, aynı Rus bankasından yapılan mali transferler de dahil olmak üzere “kesin kanıtlar” elde ettiklerini söyledi.
MOLDOVA’NIN AB GELECEĞİ
Moldova’da 2021’den bu yana Batı yanlısı bir hükümet iktidarda ve önümüzdeki yıl parlamento seçimleri yapılacak.
Moldova gözlemcileri 2025’teki seçimlerin Moskova’nın ana hedefi olabileceği konusunda uyarıyor.
Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Moldova AB’ye katılmak için başvuruda bulundu. Aynı yılın haziran ayında adaylık statüsü verildi ve 2024 yazında Brüksel üyelik müzakerelerine başlamayı kabul etti.
Bu keskin batıya kayış Moskova’yı kızdırdı ve Kişinev ile ilişkileri önemli ölçüde bozdu.
O zamandan bu yana Moldovalı yetkililer Rusya’yı defalarca geniş çaplı dezenformasyon kampanyalarından Rusya yanlısı partilerin protestolarına ve ülke çapındaki seçimleri baltalayan oy satın alma planlarına kadar geniş bir “hibrid savaş” yürütmekle suçladı.
Rusya herhangi bir müdahalede bulunduğunu reddetti.