İddianameyi hazırlayan savcının tehdit edildiği, suikast planının yine bu çete tarafından yapıldığı da ortaya çıkmıştı.
İddianame tamamlandı, çetenin pislikleriyse yavaş yavaş ortaya dökülüyor.
Çetenin her kesimle ilişkili olduğu görülüyor. Kimlerin suça karıştığına ilişkin tespiti yapmak henüz yargı aşamasında zor ancak bu suçun en büyük sebebi ortada: Özelleştirme.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 55 ülkede yürütülen sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması programının Türkiye ayağı 2003 yılından itibaren “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” adıyla AKP hükümeti tarafından yürütülüyor. Proje hakkında Tayyip Erdoğan “…ısrarla söylüyorum, nasıl dünyada her şeyin serbest piyasası varsa sağlıkta da serbest piyasa oluşmalıdır” demişti.1
Özelleştirmeler ile sağlık hakkının gasp, sağlık kuruluşunun işgali, performans sistemi ve kamu-özel teşebbüs işbirliğinin sonucunda sağlık para ile alınıp satılır bir hâle dönüştü.
Son 20 yılda ülkemizde özel hastanelerin sağlık sunumu içindeki payı yüzde 23’den yüzde 40’a ulaştı. Özel sektörün palazlanmasını 2002’den 2019’a kadar geçen sürede Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerindeki yatak sayısındaki artışa göre özel hastanelerdeki yatak sayısı artışının 6 kat daha fazla olmasından da anlayabiliriz. Belirtilen dönemde özel hastanelerdeki yatak sayısı artışı yüzde 287,9 oranında oldu.2
Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre yenidoğan yoğun bakım yataklarının yüzde 56’sı fazlası özel hastanelerin kontrolünde. Özel sektör, 565 hastane ile Türkiye sağlık ortamının 1/3’ünü kontrol ediyor.
Çetenin suçları neler?
“Hasta odaklı” veya “İnsan odaklı” sözleriyle maskelenen Sağlıkta Dönüşüm Projesi aslında müşteri odaklı, yani para odaklı bir proje. Bu projenin acı sonuçlarından biri olan Yenidoğan Çetesi’nin suçlarına ve ortaya çıkanlara mercek tutalım.
Olayı kabaca özetlemek gerekirse İstanbul’da, bir çetenin 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıktı. Çeteden 22 kişi tutuklanırken, 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede iki ağır suçlama var. Birincisi özel hastaneler yönetmeliğine aykırı şekilde işletme devri yapılması, ikincisi hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüte dahil olmamakla birlikte, örgüte yardım ederek maddi çıkar sağlamaları.
CHP’li Meclis üyesi de iddianamede
CHP’li bazı isimler de iddianamede yer alıyor.
Hazırlanan polis fezlekesinde Medilife Beylikdüzü Hastanesi ve hastanenin başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz da var. Yılmaz, CHP Beylikdüzü Meclis üyeliğinin yanı sıra İBB’nin Sağlık ve Salgın Hastalıklar Komisyonu’nda yer alıyor.
Duvar’dan Tuğba Özer’in haberine göre, fezlekedeki ifadesinde Yılmaz, Medilife Hastanesi’nin ve şahsının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde Başhekim ve Genel Cerrahide çalıştığını, Beylikdüzü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve İBB Meclis Sağlık Komisyon Başkanı olarak görev yaptığını söyledi.
Yılmaz, aynı soruşturmada adı geçen şahıslardan Ceren Hatice Kırım’ı Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde hemşire olmasından, Şeyhmus Çelik isimli şahsı ise Esenyurt Devlet Hastanesi’nde birlikte çalıştığı dönemden tanıdığını söyledi. Yaşanan skandallardan haberdar olmadığını öne süren Yılmaz, çete üyesi hemşirelerin işine son verdiklerini belirtti.
Bahçeli’nin eski koruma müdürü de Yenidoğan çetesi iddianamesinde sanık
Yenidoğan Çetesi olarak bilinen ve örgütün liderliğini yaptığı öne sürülen Doktor Fırat Sarı ile konuşmaları soruşturma belgelerine yansıyan TRG Hastanesi Genel Müdürü Murat Mantuş’un MHP ile olan ilişkisi dikkat çekici.
Mantuş’un Polis Akademisi’nden mezun olduktan sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Koruma Müdürlüğü’nü yaptığı ortaya çıktı. Mantuş, bu görevi 1997 ile 2003 yılları arasında yaptı.
Murat Mantuş’un ilerleyen yıllarda da MHP ile ilişkileri devam ettiği sosyal medya paylaşımlarında görülebiliyor. Kendisi MHP’li yöneticilerle poz vermeye devam etmiş.
Gazete Pencere’den Tolga Balcı’nın haberine göre, Yenidoğan Çetesi’ni soruşturan savcıyı tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in bunu Murat Mantuş referansıyla mı yaptığı bilinmiyor ancak çete içinde yer alan kişilerin siyasi bağlantıları tam olarak iddianameye yansıtılmış değil.
Mantuş savcıya verdiği ifadesinde MHP’deki görevi hariç tüm bilgileri aktarmış.
Murat Mantuş, iddianameye göre “ihmali davranışla kasten adam öldürme”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlamasıyla yargılanıyor.
Savcılığın hazırladığı iddianameye göre Murat Mantuş’un yöneticiliğini yaptığı hastanede doktorsuz şekilde yoğun bakım çalıştırdığı ve bu ihmali nedeniyle bir bebeğin hayatını kaybettiği vurgulanıyor.
Ayrıca iddianamenin Murat Mantuş’a ayrılan bölümünde Mantuş’un talimatı ile hastanede çalışanların hastalara ait tedavi evraklarını usulsüz şekilde doldurduklarını, yenidoğan ünitesinde tedavi gören bebeklere ait akciğer grafikleri üzerinde oynama yaparak SGK’ye daha fazla maliyet gösterip para alabilmek adına entübe grafiklerini normal hastaların grafikleri olarak eklediklerini, bunun talimatını çalışanlara Murat Mantuş ve Fırat Sarı’nın verdiğini, denetimler yüzünden Murat Mantuş’un Fırat Sarı’ya senet imzalattığını, Enes Kaan Bölükbaş’ın savcılık ifadesinde hastanede prim usulü çalıştığı için maaşı ile birlikte para yattığını, bu paraları bazen Murat Mantuş’a götürdüğünü beyan ettiği iddia edildi.
MHP Esenler paylaşımlarını sildi
Yenidoğan Çetesi’yle ilişkili hastaneler arasında olan Esenler Güney Hastanesi’nin sahibi Müzeyyen Yurtoğlu’nu ziyaret eden MHP Esenler yönetimi, ziyareti 20 Ekim 2021 yılında sosyal medya hesabından paylaşmıştı.
Soruşturmanın ardından paylaşım ortaya çıkınca, MHP paylaşımı sildi.
Özel Şafak Hastanesi’nin sahibi Seçim Öztürk MHP’li Celal Adan’ın dünürü çıktı
Yenidoğan bebek çetesinin anlaştığı hastanelerden biri olan Özel Şafak Hastanesi’nin sahibi Seçim Öztürk’ün de siyasi ilişkileri ortaya çıktı. Seçim Öztürk, MHP’li Meclis Başkanvekili Celil Adan’ın dünürü.
19 hastanenin içerisinde Özel Şafak Hastaneleri de yer alıyor. 12Punto‘dan Nagihan Yılkın‘ın ulaştığı hastane yetkilileri konuya ilişkin kimseyle görüşmek istenilmediğini söyledi.
Özel Şafak Hastanelerinin sahibi Seçim Öztürk’ün siyasi ilişkileri de dikkat çekti. Öztürk’ün kızı Ceyda Öztürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Celal Adan’ın oğlu Sinan Buğra Adan 2021 yılında Çırağan Sarayı’nda yapılan düğünle evlenmişti.
Çete lideri Sarı: PKK üyeliğinden 5 yıl cezaevinde yattım
Örgütün liderlerinden Fırat Sarı’nın ifadesi ortaya çıktı.
Reyap Hastanesi çalışanı ve Medisense şirketinin sahibi örgüt lideri Doktor Fırat Sarı ifadesinde “etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini” söyledi.
İHA’nın paylaştığı ifade şöyle:
“Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Tıp fakültesinde okuduğum zaman PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım.
Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönerek okulumu bitirerek mezun oldum. Zorunlu hizmet süremi Bingöl Kiğı ilçesinde 3 yıl yaptıktan sonra İstanbul ilinde farklı farklı hastanelerde çalıştım.
Medisense Sağlık Hizmetlerini yaklaşık 7-8 yıl önce kurdum. Yüzde 100 hisseli sahibiyim. Geçimimi doktorluk mesleğimi yaparak kazanıyorum.”
Eski bakanın hastanesi de listede
Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu Özel Avcılar Hospital Hastanesi de listedeki hastanelerden.
Mehmet Müezzinoğlu 4 dönem milletvekili seçilmiş ve 2013-2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı yapmıştı.
OdaTV’den Can Özçelik’e konuşan Müezzinoğlu, “Vicdanen rahatım” dedi.
Açıklamasının tamamı şöyle:
“Bizim hastanemizin ismi geçiyor. Bizim insanı iyileştirmek, hayatta tutmak dışında bir anlayışımız olamaz. Böyle bir anlayışta olan kişiyi kabul etmemiz de mümkün değil. Ve bu anlayış dışında olan kişilerin de hukuk önünde ceza alması için de çalışırım. İnsan sağlığına, yaşam hakkına zarar veren kim olursa olsun bedelini en ağır şekilde öder. Bu kapsamda yüzlerce çalışanımız oldu. Kimse yanlış yapmadı diyemeyiz. İddianameye bakmadım kamuoyuna yansıyan dışında da bir bilgim yok. Ancak hastane yönetiminden bilgi aldım o yüzden içim çok rahat. Çalışma arkadaşlarım işlerini iyi yapan kişilerdir. Zaten 6-7 denetim geçiriyoruz. Vicdani anlamda rahatım.”
Nisan ayında eski bakanın hastanesinin SGK vurgunuyla ilişkili olduğuna yönelik haberlerin “kişilik hakları” gerekçesiyle engellemesine ve kaldırılmasına karar verilmişti.
Bakanlık aylar sonunda konuştu: 2023’te tespit etmişler, kapatma gereği duymamışlar!
Sağlık Bakanlığı aylar sonra bir açıklama yaptı. Bakanlık, Mayıs 2023’te ortaya çıkan duruma ilişkin “aksiyon almadıklarını” ortaya koydu.
Açıklamada “Mayıs 2023’ten bu zamana hastanelere ne gibi yaptırım uygulandı?” sorusuna ise yanıt verilmedi.
Bakan tepkilerden kaçamadı kamera karşısına geçti: ‘Kamuoyu meşgul ediliyor, cezasızlık algısı yaratılıyor’
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevinden Sağlık Bakanlığı görevine yeni getirilen Kemal Memişoğlu yoğun tepkilerin ardından kameralar karşısına geçmek zorunda kaldı. Memişoğlu, kamuoyunun bu çetenin uygulamalarıyla “meşgul edildiğini” öne sürdü.
Soruşturmanın İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarıyla başladığını açıkladı ancak Mayıs 2023’ten beri bu hastanelerin yürüttüğü faaliyetlere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmedi.
Memişoğlu, makam odasında alenen tehdit edilen savcıya ilişkin de “Sosyal medyada gözüken bu film, tutuklanan arkadaşların salıvermeleri ilgili savcımıza Allah ondan razı olsun, tehditvari konuşmalardan ibaret olup, hem gereği hem cezalandırması, devlet olarak sağlık bakanlığı olarak özellikle İstanbul emniyet olarak gereğini yapmaktayız yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Memişoğlu’na göre “cezasızlık algısı yaratılmak” isteniyormuş.
Açıklamada soruşturma konusu olan hastanelerle SGK anlaşmalarının bitirilip bitirilmediğine ilişkin de bir bilgi yok.
Memişoğlu’nun açıklamaları şöyle:
- “Kamuoyunda yenidoğanla ilgili yenidoğan çetesi diye maalesef insanlıktan nasibini almamış kişilerin organizasyonu ile meşgul ediliyor.
- Canice ve kabul edilemeyecek illegalite bunlar. Biz devlet olarak peşlerinde olduk her zaman da olacağız
- Kamuoyu bilmiyor bunu dezenforme edip yanlış algı oluşturan arkadaşlar da bilmiyor olabilir, Mayıs 2023 yılında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarıyla başlayan bir süreç….
- İllegaliteyi ve yanlış uygulamaları önlemek amacıyla İl Sağlık Müdürlüğü’nün yazısıyla başlayan ve İçişleri ve Adalet Bakanlığımıza teşekkür ederim bu süreçte çeşitli dinlemeler organizasyonun tespit ve ispatı ile ilgili delillerle beraber bu süreçtede malumlarınız suçlular veya suç isnat edilenler tutuklandı. Bunların içinde sağlık çalışanları ve sağlık dışı çalışanlar da var. Aynı zamanda bunla ilgili hastanelere ve ilgili birimlere kapatma cezaları uygulandı.
- Savcılık ve adli süreç devam etmektedir. Sosyal medyada gözüken bu film, tutuklanan arkadaşların salıvermeleri ilgili savcımıza Allah ondan razı olsun, tehditvari konuşmalardan ibaret olup, hem gereği hem cezalandırması, devlet olarak sağlık bakanlığı olarak özellikle İstanbul emniyet olarak gereğini yapmaktayız yapıyoruz.
- Bu süreç 2023 Mayıs ayından itibaren devletin tüm kuruluşlarıyla gerekli cezaları yapmak için gece gündüz uğraştığımız bir süreçtir. Cezasızlık algısı yaratılmaya çalışılıyor.”
İlaç da çalmışlar
Emrullah Erdinç’in haberine göre söz konusu çete ilaç da çalmış.
Erdinç durumu şöyle anlatıyor:
“Örgüt lideri Fırat Sarı’nın bilgisi ve onayı dahilinde bebeklerin sağlık durumunu gösteren ‘basamak’larıyla oynayıp Curosurf isimli ilaç yazdırıyorlar. 8 sağlık çalışanı da bu şemanın içinde. Curosurf isimli ilaç solunum zorluğu çeken bebeklerin tedavisinde kullanılıyor. Piyasa değeri de 9575 Lira. Yazdırılan ilaçlar bu fiyattan SGK’ye fatura ediliyor ve hastanelere ulaşıyor. Bundan sonra bu iki isim devreye giriyor. Gelen ilaçları ya da daha önceden yazdırılmış olanları hastaneden çıkarıyorlar. Tedavi değil ticaret başlıyor. Fiziki takiple ortaya çıkıyor ki; Çanta dolusu Curosurf ilacını yurtdışına satmak için çetenin diğer elemanına veriyorlar. (Hüseyin Gündüz olduğu değerlendiriliyor) 9 bin 575 liralık her bir ilacı da 300 ila 600 lira arasında satıyorlar. Hem can çekişen bebeklerin nefesini hem de devletin parasını çalıyorlar.”
‘Yenidoğan Çetesi’nin elebaşı doktor, TV yayınına katılmış
İstanbul’da 21 şüpheli bebek ölümünden sorumlu tutulan Yenidoğan Çetesi’nin elebaşı olduğu ileri sürülen doktor Fırat Sarı’nın 10 ay önce YouTube’da yayınlanan bir programa katıldığı ortaya çıktı. Fırat Sarı, “Yenidoğan nedir?” konulu programda bu soruya yanıt vermiş. Fırat Sarı konuşmasında 21-22 haftalık bebeklerin bile yaşatılabileceğini söylemiş.
“Prematüre bebek nedir, tam anlamıyla tanımını yapar mısınız?” sorusuna yanıt veren Fırat Sarı, “Ortalama 40 hafta ama biz literatürde 37 haftanın altını prematüre olarak tabir ediyoruz. 37 haftanın altında doğan bebekler, işte şu an 21-22 haftaya kadar bebekler bile yaşatılabiliyor. 24 hafta, 28 hafta, 30 hafta doğan bebekler, erken doğan bebekler prematüre oluyor” ifadelerini kullanıyor.
AA: İki hastanenin faaliyetleri askıya alındı
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 22’si tutuklu 47 şüphelinin yer aldığı “Yenidoğan Çetesi” hakkındaki iddianamede, “malen sorumlu” sıfatıyla yer alan 19 özel hastaneden ikisinin faaliyetlerinin askıya alındığı ortaya çıktı.
Anadolu Ajansı (AA) ekibinin görüntülediği söz konusu hastanelerden Bağcılar Özel Şafak Hastanesi’nin eylül, Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesi’nin ise mayıs ayından beri faaliyet yapmadığı öğrenildi.
Bağcılar Özel Şafak Hastanesi’nin camında el yazısıyla “Hastane kapalıdır” şeklinde bilginin yer aldığı, hastanenin kapı girişinin ise iki dubayla bağlanıp kapatıldığı gözlendi.
İki hastanenin güvenlik kulübesinde de kimsenin görev yapmaması ve boş olması dikkati çekti.
Savcıyı tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in albümü genişliyor
Mustafa Kemal Zengin’in Instagram albümünde çok sayıda siyasetçi ve bürokratla fotoğrafları ortaya çıkmıştı.
Çete, ağırlık kazanmak için her kesimle ilişki kurmaya çalışmış, henüz bu ilişkilerin derinliği bilinmiyor.