Bugün Kıbrıs
Lefkoşa’nın güneyinde 5 Ekim’de AKEL tarafından düzenlenen “Kritik Aşama” konulu konferansın ilk oturumunda, “Dünyada ve Dönemimizde Kıbrıs Sorunu” başlığı altında önemli isimler görüşlerini sundu.
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorununa dair yaptığı çarpıcı açıklamalarla konferansa damgasını vurdu. Talat, siyasi eşitlik ve egemen eşitlik kavramlarına dikkat çekerek, “Siyasi eşitlik federasyonun bir ilkesidir, egemen eşitlik ise federasyon dışındaki çözümlerde, özellikle iki devletli çözümde söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.
Talat, BM kararları çerçevesinde siyasi eşitliğin tanımının yapıldığını belirtti. “Güvenlik Konseyinin 21183 sayılı kararında, siyasi eşitlik, her iki toplumun federal hükümet organlarına etkin katılımını ve federal hükümetin herhangi bir toplumun çıkarlarına karşı yaptırım yetkisine sahip olmamasını içerir” dedi.
Mevcut müzakere süreçlerine de değinen Talat, “Sayın Tatar’ın ‘egemen eşitlik çerçevesinde ancak görüşmelere başlarım’ demesi aslında iki devleti kabul edin demektir” diyerek, bu yaklaşımın federasyondan vazgeçiş olduğunu vurguladı. Talat, bu durumun sadece Kıbrıslı Rumlar değil, tüm dünyanın anlaması gereken bir mesele olduğunu belirtti.
BM kararlarına dönülmesi gerektiğinin altını çizen Talat, “Eğer BM Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiği kararlar çerçevesinde Kıbrıs sorunu çözülecekse bu zemine dönmek şarttır,” şeklinde konuştu.
Geçmişteki fırsatların kaçırılmasına da değinen Talat, “Kıbrıs tarihi boyunca çözüme en yakın olduğumuz Annan Planı dönemini kaçırdık,” diyerek, Crans Montana’da da benzer bir durum yaşandığını ifade etti. “Anastasiadis, Türkiye Dışişleri Bakanı’nı resmen kandırdı, iki devleti görüşürüm dedi” ifadelerini kullanan Talat, öte yandan Türkiye’nin federasyon konusunda çekinceleri olduğunu kaydetti. Talat, “Türkiye federasyondan çekinir. Niye? ‘Rumlar çoğunluk olacak, Kıbrıslı Türkler azınlık olacak, kim bilir gün gele AB olmanın, zenginleşmenin etkisiyle Türkiye’ye belki Kıbrıslı Türkler de yüz çevirecek. Yanımızda bize karşı bir birleşik devlet oluşacak. Onun için biz işi sağlama alalım iki devletli bir çözüm en azından bizim bir tarafını rahatça kontrol edebileceğimiz bir yapı olur’ diye düşünüyor” ifadelerini kullandı. Talat sözlerine şöyle devam etti:
“Bakın nereye geldik Crans Montana’dan.. Onu da kaçırdık. Annan’ı da kaçırdık… Ben Hristofyas ile görüşürken çok ciddi sorunlar yaşadık bunu itiraf etmeliyim. Ben ona hep şunu söylerdim; “Dimitris bak bana Türkiye her zaman bu noktada olmaz ha!”… Şu andaki durum dediğimi destekliyor. “Gel bu işi hızlıca çözelim” dedim ama Hristofyas’ın da ortakları vardı tabii. Dolayısıyla sağlam zemine basmak istiyordu. Bu bize bir engeldi. Yoksa belki de görev süresinin sonuna kadar bitirebilirdik. Bunu başaramadık. Sonra beş yıllık Derviş Eroğlu dönemi geldi. Onun arkasından Mustafa Akıncı bir şanstı. Orada da epeyce ilerlemeler oldu. Biz mülkiyette ilerleyememiştik. Orada o konuda da ilerlemeler oldu. Fakat onu da az önce söylediğim nedenle güneydeki seçim nedeniyle Anastasiadis’in tavrı nedeniyle kaybettik ve bugün bu noktaya geldik. Şimdi Türkiye pozisyon değiştirdi.”
Kıbrıs Türk toplumunun çözümden yana olduğunu belirten Talat, “Şu anda Kıbrıs Türk tarafından hala daha çok zinde güçler çözümden yanadır. Onları canlı tutmaya çalışıyoruz,” dedi. Talat, kuzeydeki seçimlere odaklanarak, Kıbrıs sorununu yeniden müzakere zeminine çekme fırsatının doğabileceğini söyledi.