Bugün Kıbrıs

Tatar 4+1 formatında toplantı önerdiğini, gayriresmi 3’lü yemeğe hazır olduğunu açıkladı

Bugün Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile New York’ta gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Kıbrıs‘tan Mete Tümerkan’a açıklamalarda bulundu. Tatar, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden müzakerelerin yeniden başlamayacağını tekrarladı.

Tatar, Guterres’e 4+1 formatında bir görüşmeye katılmaya, gayriresmi 3’lü yemeğe hazır olduklarını bildirdi ve bu görüşmede federal çözüm konusunun kesinlikle konuşulmayacağını ifade etti. Ayrıca, Türkiye’den kablo ile elektrik projesinin hem ekonomik hem de akılcı bir çözüm olduğunu belirtti.

Görüşmede Rum tarafının KKTC’ye yönelik ambargo ve ekonomik baskılarına değinen Tatar, BM’nin bu konuda daha fazla ilgi göstermesini istedi.
Tatar, adanın geleceği için Türkiye’den kablo ile elektrik projesinin en doğru çözüm olduğunu, bu projenin çevre dostu enerji üretimine de katkı sağlayacağını ifade etti. Avrupa Birliği’nin de bu projeye sıcak baktığını belirten Tatar, Türkiye’nin projeyi gerçekleştirmeye hazır olduğunu dile getirdi.

Tatar, Genel Sekreter ile görüşmesi sonrasında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesinde davamızı savunmaya devam ediyoruz. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi konusunda bilinen görüşlerimizi BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e ilettik. Bizim taleplerimiz 1960 antlaşmalarına dayanmaktadır. Guterres’e Kıbrıs Türkü’ne dönük uygulanmakta olan ambargolar ve izolasyonların kalkması halinde müzakerelerin yeniden başlayabileceğini, ancak bu koşullarda da federal çözümü görüşmeyeceğimizi ilettik. Eğer Kıbrıs’ta iki tarafın hayrına olacak projelerin görüşülmesi gündeme gelecek olursa, kablo ile elektrik projesi gibi, bunları hayata geçirmek için her zaman hazır olduğumuzu söyledim. Biz diyalogdan ve iletişimden asla kopuk değiliz. Bizim müzakerelerin hangi koşullarda başlayabileceğine ilişkin pozisyonumuz gayet nettir. Rum tarafı müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden başlamasını istiyor. Bu mümkün değildir. Genel Sekreter Guterres’in kişisel temsilcisi olarak bir dönem Maria Holguin de adada temaslarda bulunmuş ve Kıbrıs konusuna ilişkin olarak taraflar arasında ortak bir zemin bulunmadığı yönünde bir tespit yapmıştı. Bayan Holguin bu nedenle görüşmelerin başlayamayacağını ifade etmişti. Bu çok önemliydi. Bunu görüşmede bir kez daha anımsattım.”

KABLO İLE ELEKTRİK PROJESİ
“Türkiye’den KKTC’ye kablo ile elektriğin bağlanması konusu son derece ilgi gören bir projedir. Kablo ile elektriğin Yunanistan üzerinden bağlanması son derece zordur ve ekonomik değildir. Hem Kuzey hem de Güney Kıbrıs sadece 60 km uzakta olan Türkiye üzerinden kablo ile enterkonnekte sisteme bağlanabilir. Bu iki yönlü kablo ile gerçekleştirilebilecek olan ekonomik bir projedir. Ada için hayırlı ve doğru bir projedir. Bu projenin Türkiye üzerinden gerçekleşmesi hem Kuzey hem de Güney Kıbrıs’ın yararına olur, adaya her açıdan, çevre olsun, sağlık olsun, katkı sağlar. Kablo çevre dostu enerji üretiminin de önünü açacak bir projedir ve güneş enerjisinden daha çok faydalanılabilecek bir ortamı yaratacaktır. Kablo ile elektrikte Türkiye ile Kıbrıs arasında çift yönlü kablo ile bağlanılması mümkünken, Yunanistan ile bu mümkün değildir. Bu koşullarda Türkiye’den adaya kablo ile elektrik projesine çok kısa bir zamanda başlanabilir. Bana gelen bilgilere göre AB de Türkiye’den kablo ile elektriğe sıcak bakıyor. Türkiye bu projeyi gerçekleştirmeye hazır. Bunu BM Genel Sekreteri Guterres’e görüşmemiz sırasında ilettim. Görüşmede gündeme getirdiğim bir diğer konu ise Rum Yönetiminin son dönemlerde KKTC’ye karşı ambargoları geliştirmeye dönük çalışmaları ve ekonomimizi hedef alan girişimleri oldu. Özellikle son dönemlerde yatırımcıları tutuklayıp hapse atmalarını BM Genel Sekreteri’ne aktardım. Rumların bu yaklaşımları ile gerilimi artırdıklarına işaret ettim ve yaptıklarının asla kabul edilemeyeceğini vurguladım. Genel Sekreterden bu konuya özel ilgi göstermesini istedim. Genel Sekreter Guterres benim bu konuyu gündeme getirmem sonrasında ekibine döndü ve gerekli girişimleri yapmalarını istedi.”

RUM LİDERİN 3’LÜ GÖRÜŞME ISRARI
“Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden müzakerelere başlamayız. Bizim ancak anavatanların yer alacağı 4+1 formatında bir görüşmeye hazır olduğumuzu BM Genel Sekreteri’ne bildirdim. Bu görüşme olacaksa burada da kesinlikle federal çözümü konuşmayacağımızın altını çizdim. Genel Sekreter’e federal çözüm arayışlarının artık gündemden düşmesi gerektiğini vurguladım. Ona, “Federal çözüm arayışları tükenmiştir.” dedim. Genel Sekreter’e Kıbrıs’ın geleceği açısından federal çözüm arayışları dışında ne yapılabileceğini konuşmak için anavatanların da katılımı ile gerçekleştirilecek 4+1 formatındaki bir görüşmeye katılabileceğimizi söyledim. İngiltere’nin bu aşamada katılmasını istemiyoruz. Biz garantör ülkelerle değil, Anavatanların katılımı ile bir görüşmeye sıcak bakıyoruz. Genel Sekreter Guterres de bana ‘gayrı resmi 3’lü bir yemek olabilir mi?’ diye sordu. Ben de ona gayrı resmi bir yemeğe katılabileceğimizi söyledim. Biz eşitlik temelinde gerek doğal kaynaklar konusunu, gerek su projesini, gerekse kablo ile elektrik projesini veya düzensiz göç ya da hidrokarbon konusunu görüşmeye hazırız. Eşitlik temelinde olması koşulu ile konuşuruz. Rum tarafı kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti bizi ise cemaat olarak görmek istiyor. Biz bunu asla kabul etmeyiz. Bu nedenle süreç tıkanmıştır. Diyalog için çerçeve ve zemin çok önemlidir. Biz ne diyalogdan ne de iletişimden kaçan tarafız.”

Exit mobile version