Bugün Kıbrıs

New York Belediye Başkanı’na yolsuzluk iddianamesi: Odağında Türkiye var

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu için ABD’nin New York kentinde bulunan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün sabah saatlerinde yurda döndü.

Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden’ın ev sahipliğini yaptığı akşam yemeğine katılmaktan vazgeçerek New York programını erken sonlandırdığı öne sürüldü. Ancak Erdoğan’ın ABD programında Biden’ın akşam yemeğinin zaten yer almadığı öğrenildi.

Erdoğan’ın dönüşünün hemen ardından New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkında Türkiye bağlantılı yolsuzluk ve rüşvet iddianamesinin açıklanmasıysa dikkat çekti.

ABD’li federal savcılarca hazırlanan 57 sayfalık iddianamenin önemli bölümünü Türk “iş insanları” ve en az bir Türk yetkiliyle ilgili suçlamalar oluşturdu.

Adams’a yöneltilen suçlamalardan biri BM Genel Merkezi karşısında yer alan Türkevi’yle ilgili. Binanın ruhsatının mevzuata uygunluğu tamamlanmadan 2021 yılında Erdoğan tarafından yapılan açılışına yetiştirilmesi için o dönemde Brooklyn bölge başkanı olan Adams’ın itfaiye teşkilatına baskı yaptığı öne sürülüyor.

İddianamede Adams’ın Türk Hava Yolları’yla yaptığı business class uçuşları, İstanbul’daki lüks otellerde konaklamaları da rüşvet suçlamaları arasında yer alırken, Adams’ın seçim kampanyasında yasadışı olarak Türkiye’deki “iş insanları”ndan bağış aldığı da öne sürülüyor.

BEYAZ SARAY’DAN ‘İDDİANAME SİYASİ’ İDDİLARINA RET
Kendisine yönelik suçlamaları reddeden Eric Adams ise istifa çağrılarına karşın görevine devam edeceğini açıkladı.

Öte yandan Beyaz Saray, Adams hakkındaki iddianamenin siyasi amaçlı olduğuna yönelik iddiaları reddetti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre Adalet Bakanlığı’nın bu davayı bağımsız olarak yürüttüğünü söyledi.

Fox News ve New York Post gibi yayın organlarında Adams’ın Biden yönetimine ve göçmen politikalarına eleştirilerinin ardından sözkonusu iddianamenin hazırlanmasını tesadüf olmadığı yorumları yapılmıştı.

Başsavcı: BİLE BİLE KABUL ETTİ
New York güney bölgesi başsavcısı Damian Williams, Adams aleyhine açılan yolsuzluk davasıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında iddianamede yer alan suçlamalarla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Williams, soruşturmanın halen devam ettiğini, kapsamının genişleyebileceğini belirtti.

New York Güney Bölge Başsavcısı Williams, iddianamede Adams’a Türkevi binasıyla ilgili suçlamaları anlatırken.

Adams’ın Türk yetkililerden ve iş insanlarından kişisel menfaat sağladığını, rüşvet aldığını iddia eden Williams, “Adams, Türk hükümeti ve iş insanlarının üzerinde nüfuz sağlamak istediğini bile bile kendisine sunulanları kabul etti. Sadece hediye almadı; adeta hediye yağmuruna tutuldu” dedi.



New York Güney Bölgesi Başsavcısı, Belediye Başkanı Adams’ın Türk hükümet yetkilileri ve “iş insanları”na, 100 bin doların üzerinde lüks seyahat faturalarını ödettiğini, yasadışı olarak seçim kampanyasına bağış sağladığını iddia etti.

VOA’dan Cam Kamiloğlu’nun aktardığına göre Başsavcı Williams, Adams’ın Türk yetkililer ve “iş insanları” tarafından “hediye yağmuruna” tutulmasını kamudan gizlediğini iddia etti. Williams, “Belediye Başkanı Adams, kendisine sağlanan bu katkıları yasadışı olduklarını ve bu katkıların bir Türk hükümet yetkilisi ve Türk iş insanları tarafından kendisi üzerinde nüfuz satın alma girişimleri olduğunu bilmesine rağmen kabul etmiştir” diye konuştu.

“New York İtfaiyesi’nin Türkevi binasına denetim sürecine müdahale etti”
Başkan Adams’ın New York İtfaiyesi’nin Türkevi’ni denetleme sürecine müdahale ettiğini ve denetimden geçememesine rağmen binanın açılmasına izin verdiğini öne süren Wiiliams, Adams’ın talep ettiği ve aldığı seyahat yardımlarını örtbas etmek için sahte evrak kayıtları oluşturduğunu da iddia etti.

Başsavcı Williams, Adams’ın “uygunsuz menfaatlerden bazıları karşılığında, New York İtfaiyesi’nin Türk Hükümeti’nin sahibi olduğu binanın denetim sürecine müdahale ederek, İtfaiye denetiminden geçmemiş olmasına rağmen binanın açılmasına izin verdiğini” iddia etti.

İddianamede yer verilen yolsuzluğun uzun süredir devam ettiğini öne süren başsavcı “Adams’ın yasadışı kampanya katkıları talep etmesi, 2021 belediye başkanlığı kampanyası için fon toplamaya başladıktan sonra 2018’de başladı’’ dedi.

Adams’ın bazılarıyla Türkiye’de tanıştığı çok sayıda “Türk iş insanı” tarafından teklif edilen bağışları kabul ettiğini belirten Başsavcı, “Adams, bu varlıklı kişilerin ABD seçimlerinde yasal olarak bağış yapamayacağını biliyordu” dedi. Başsavcı Williams, Eric Adams’ın bu bağışları sadece ilk belediye başkanlığı kampanyasında değil 2023’te de istediğini öne sürdü.

Başsavcı Williams, Adams’ın New York Belediye seçimlerinde “hiçbir şekilde bağışta bulunmasına izin verilmeyen şirketlerden de” bağış istediğini, bu yasadışı şirket bağışlarının çoğunun da aynı kişiler tarafından organize edildiğini bildiklerini söyledi.

Williams “Adams, zengin Türk iş insanları ve kendisi üzerinde nüfuz sahibi olmak isteyen en az bir Türk hükümet yetkilisinden yıllarca 100 bin doların üzerinde olan lüks seyahatleri için önerdiği desteği kabul etti. Adams, Türklerden 2016 yılından itibaren kendisine sunulan seyahat avantajlarını kabul etmeye başladı ve 2021’e kadar neredeyse her yıl kendisine sunulan bu avantajları kullandı’’ dedi.

Başsavcı Wiliams, Adams’a ücretsiz verildiği iddia edilen seyahat ve tatilleri şöyle ifade etti:

“2016 yılında Adams Türkiye üzerinden Hindistan’a uçtu ve ekonomi sınıfındaki koltuğu ücretsiz olarak business class seviyesine yükseltildi. Bu, Türkiye’nin ulusal havayolu şirketindeki en yüksek sınıf. Bunun değeri 12 bin dolardan fazlaydı ve bunların hiçbiri kamuya açıklanmadı. Adams 2017 yılında kendisi ve yol arkadaşları için THY’den Fransa, Türkiye ve Çin’e ücretsiz business class biletler aldı. İstanbul’daki St. Regis Otel’in Bentley süitinde özel olarak ağırlandı. Tüm bunların değeri 41 bin dolardan fazlaydı ve hiçbiri kamuya açıklanmadı. Ayrıca 2017 yılında yine Türkiye üzerinden Çin’e uçarken kendisi ve bir arkadaşı için iki adet ücretsiz business class bileti kabul etti. Bunların değeri 16 bin doların üzerindeydi. Bunlar da kamudan gizlendi. 2018 yılında Türkiye üzerinden Macaristan’a 12 bin dolardan fazla değere sahip olan ve hiçbiri kamuya açıklanmayan business class koltuklara ücretsiz yükseltmeleri kabul etti. 2019 yılında Türkiye’ye uçmuş arkadaşı için business class’a ücretsiz yükseltme ve İstanbul’daki St Regis Hotel’de 9 bin dolardan fazla değere sahip lüks bir süitte ücretsiz konaklamayı kabul etmiş ve yine hiçbiri kamuya açıklanmamıştır. 2021 yılında Adams İstanbul’a business class biletler, lüks otel ve tatil köylerinde konaklamalar, yat turları ve yemekler, aslında rüşvet olduğunu iddia ettiğimiz şeyleri gizlemek için sıradan bir ücret ödemeyi istedi. Adams, 2021’de Türkiye üzerinden tekrar Gana’ya uçtu ve İstanbul’da aktarma yaparken ücretsiz business class bilet yükseltmeleri ve diğer hediyeleri kabul etti, bu avantajların değeri 12 bin dolardan fazlaydı.”

İDDİANAMEDE İSMİ GEÇENLER VE GEÇMEYENLER
57 sayfalık iddianamede “Türk yetkilisi” denilerek bir kişiden, “Türk iş insanı” denilerek beş ayrı kişiden, isimleri belirtilmeden söz ediliyor.

NBC’nin haberine göre iddianamede sözü edilen “iş kadını” Adams’ın İstanbul ziyaretlerinde konakladığı belirtilen St. Regis otelinin sahibi olan Demsa’nın patronu Demet Sabancı Çetindoğan. İddianamede ismi belirtilmeyen ve “bir Türk üniversitesinin sahibi” olduğu bilgisi verilen “iş adamı”nın da Bahçeşehir Üniversitesi sahibi Enver Yücel olduğu anlaşılıyor.

İddianamede ismi geçen kişilerse Reyhan Özgür, Arda Sayıner, Cenk Öcal ve Rana Abbasova…

İddianamede “bir Türk iş kadını” ifadesiyle geçen kişinin 2018’de New York’ta düzenlenen galada dönemin Brooklyn Belediye Başkanı olan Adams’ın elinden “Hayırseverlikte Mükemmellik” ödülünü alan Demet Sabancı Çetindoğan olduğu düşünülüyor.

Geçen aya kadar New York’taki Türk Başkonsolosu olarak görev yapan Reyhan Özgür’ün adı iddianamede Adams’ın 2017 yılında Brooklyn’deki bir deniz ürünleri restoranında Türk yetkililer ve Türk Hava Yolları yöneticileri için düzenlediği bir yemeğe davet edilenler arasında olduğu şeklinde yer alıyor.

Kendisini marka danışmanı, influencer ve gazeteci olarak tanımlayan Arda Sayıner’in ise Adams’ın 2015 yılında Türkiye’ye yaptığı bir ziyaretin programını düzenlemede rol aldığı öne sürülüyor.

Eski bir THY yöneticisi olan Cenk Öcal’ın Adams’ın belediye başkanlığına geçiş komitesinde görev aldığı belirtilirken, Adams hakkındaki soruşturma kapsamında Öcal’ın evinde de arama yapıldığı bildirildi.

Adams’la ilgili soruşturmada savcılarla işbirliği yaptığı belirtilen bir isim olan Rana Abbasova ise Adams’ın Brooklyn Belediye Başkanı olduğu dönemde Türk toplumuyla irtibat sorumlusu olarak görev yapmış, Adams’ın belediye başkanlığı döneminde de onunla çalışmaya devam etmişti.

ERDOĞAN NEW YORK’TAN AYRILDI, SAVUNMASINI ÖZEL YAPTI: “JEST GÖRDÜYSEK FAZLASINI YAPMIŞIZ”
İddianame ABD Başsavcısı tarafından basın toplantısıyla duyurulmadan saatler önce Erdoğan New York’tan ayrılarak yurda dönmüştü.

Aynı gün Sosyalist Enternasyonel toplantısı için New York’ta bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel Türkevi’ni ziyaret etti, burada New York Belediye Başkanı Adams hakkında hazırlanan iddianame ve Türkiye bağlantısı hakkında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Özel, Türkevi yapılırken “bir jest görüldüyse” bunun fazlasının ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne “muhteşem alan tahsisiyle” yapıldığını savundu, “müttefiklik bunu gerektirirdi zaten” dedi.

Türkevi binası hakkında “hepimiz için bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Özel CHP olarak bundan sonra ABD’de yapacakları programları ve temasları Türkevi’nde gerçekleştirmek istediklerini ifade etti.

Adams hakkında açılan rüşvet soruşturması ve Türkevi bağlantısına ilişkin soru üzerine Özel “Burada böyle bir bina yapılırken, Türkiye, ABD’de rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil. Böyle bir acziyet içinde değil” dedi.

Özel devamında “Böyle bir şeye kalkışmak, niyet etmek falan Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden kimseye yakışmaz. Ben bunları yakın yere koymam. Ama böylesi bir binanın, hepimizin gurur duyduğu böyle bir binanın kazandırılması sürecinde bir jest gördüysek, fazlasını ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır. Bunun parayla pulla ölçülecek bir tarafı yok. Güçlü müttefiklik ilişkileri bunu gerektirirdi zaten” diye konuştu.

ABD’de devam eden Halkbank davasıyla ilgili bir soru üzerine ise Özel şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz, hepsini çok yakından takip ettik. Hükümete yönelik bu konuda çok ciddi eleştirilerimiz var. Ama onu yapmanın yeri burası değil, o Ankara. Orada söylenecek her söz söylendi. Söylenmeye de devam edecek.”

Exit mobile version