Bugün Kıbrıs
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Kıbrıs’ın kuzeyinde insan ticareti ve kaçakçılık faaliyetlerinin yaygınlaştığını ve bu durumun ciddi insan hakları ihlalleri yarattığını vurguladı. Özgür Gazete’nin ortaya çıkardığı Bangladeş’ten getirilen işçilerin kölelik benzeri koşullarda çalıştırıldığını belirten Maviş, yetkililerin bu utanç verici duruma müdahale etmesi gerektiğini ifade etti. Uluslararası sözleşmelerin rehberliğinde, suçluların cezalandırılması ve kurbanların korunması için tüm olanakların seferber edilmesi çağrısında bulundu. Maviş, bu konuyu gündeme taşıyan basın mensuplarına da teşekkür etti.
Maviş’in açıklamasının tamamı şöyle:
Uluslararası raporlar bölgedeki insan ticareti ve kaçakçılığı ilgili endişe verici durumları ortaya koyarken, Kıbrıs’ın kuzeyindeki temeli dolandırıcılığa, sömürüye ve menfaate dayanan insan ticareti ve kaçakçılığı ile ilgili faaliyetler ve insan hakları ihlali görüntüler utançtır.
Bangladeş’ten getirilen işçilerin, söz verilen iş ve ödeme koşullarının sağlanmaması nedeniyle insanlık dışı şartlarda yaşamaya zorlanması, kötü muamele, tehdit, sağlık ve güvenlik riskleri, mali zorluklar, yasal destek eksikliği, sosyal izolasyon ve örgütsüzlük kölelik koşullarını andırmakta ve yetkililerin bu duruma zamanında müdahale etmemesi, denetlememesi, sorumluluklarını yerine getirmemesi ciddi bir insan hakları ihlali olarak öne çıkmaktadır.
Bangladeş’ten başlayan Kıbrıs’ın kuzeyine uzanan sistematik insan ticareti ve kaçakçılığının birçok aktörü ile birlikte oluşturduğu sömürü düzeninin 21. yüzyılda hala kölelik benzeri çalışma koşulları üzerinden menfaat ağı sağlaması sadece Kıbrıslı Türklerin değil, ayrıca uluslararası bir sorundur.
Yüzlerce insan hala köle kamplarında tutulmakta ve can güvenliklerinden endişe edilmektedir, polisin ve yetkililerin yapılan şikayetleri ve iddiaları ivedilikle etkin bir şekilde soruşturması gerekmektedir. Bu menfaat ağının çökertilmesi, kurbanların korunması ve suçluların cezalandırılması için yetkili kişiler tüm olanaklarını seferber etmesinin takipçisi olacağız.
Bundan sonraki süreçte, BM İnsan Ticaretiyle Mücadele Protokolü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ILO Zorla Çalıştırılma Sözleşmesi gibi uluslararası yasal çerçeveler ve bölgesel iş birliği insan ticareti ve kaçakçılığı ile mücadelede rehberimiz olmalıdır. Kıbrıs’ın kuzeyinin alt yönetimi olması, uluslararası hukukun denetim mekanizmalarının dışında olması, uluslararası hukuku reddedeceğimiz anlamı taşımamalıdır.
Ayrıca bu konuyu gündeme taşıyan, görüntüleri, koşulları bizimle paylaşan basın emekçilerine teşekkür ederiz.”