Batılı güçler, Gazze Şeridi’ndeki savaşın patlak vermesinden bu yana, nisan ayı ortalarında İran topraklarından İsrail’e gerçekleştirilen saldırı gibi ikinci bir doğrudan saldırının gerçekleşmesini önlemek amacıyla İran’a eşi ve benzeri görülmemiş bir baskı uyguluyor.
ABD, siyasi baskılar neticesinde İran’ı caydırmak için Ortadoğu’ya askeri güç takviye etti.
Hamas ve İsrail arasında birkaç gün önce ateşkes müzakerelerinin yeniden başlamasıyla birlikte İran’ın İsrail’e misillemede bulunma ihtimali de azaldı. İran’ın Dini Lideri Hamaney geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ söyledi. Hamaney, ABD’nin bölgeye askeri takviyelerde bulunması da dahil olmak üzere Batılı ülkeler tarafından yapılan uyarıları ‘psikolojik savaş’ olarak nitelendirdi.
Hamaney, bir grup yetkiliye hitaben yaptığı konuşmada, “Düşman cephede psikolojik savaş hedefi olarak korkuyu ve geri çekilmeyi körüklüyor. İster askeri ister siyasi ister propaganda isterse ekonomi alanında olsun taktiksel olmayan her türlü geri çekilme Allah’ın gazabına yol açar” ifadelerini kullandı.
Hamaney’in ‘taktiksel olmayan bir geri çekilme’ ifadelerini kullanması, siyasi gözlemciler arasında Hamaney’in özellikle Gazze Şeridi’nde ateşkes için yapılan müzakereler çerçevesinde ‘taktiksel bir geri çekilmeye’ açık olabileceği yönünde spekülasyonlara yol açtı.
İran Şura Meclisi Ulusal Güvenlik Komitesi Askeri İşler Başkanı ve DMO Komutanlarından Muhammed İsmail Kevseri, Didban İran adlı haber sitesine verdiği demeçte şunları söyledi:
“İnsanlar Dini Lider’in söyledikleri hakkında farklı değerlendirmelerde bulunabilirler. Ancak Siyonist rejim topraklarımıza tecavüz ettiğine göre bu rejime nasıl karşılık vereceğimize karar vermek bizim yasal hakkımız. Kimse Gazze’de ateşkes ilan edilse bile haklarımızdan vazgeçeceğimizi düşünmesin.”
Kevseri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dini Lider’in direktifleri doğrultusunda İsmail Heniyye’nin intikamının alınması kaçınılmaz. Ancak asla çok büyük operasyonlar gerçekleştirmek için acele etmemeliyiz, aksine tüm eylemlerimiz dikkatli analizlere ve akıllıca önlemlere dayalı olarak zamanında gerçekleştirilmeli.”
Misilleme için doğru zamanı ve yeri seçmeleri gerektiğini ifade eden Kevseri, “Mücrim rejim topraklarımıza fiilen saldırdığı için İran İslam Cumhuriyeti meşru müdafaa hakkına sahip ve biz bu hakkı kullanmayı umuyoruz. Eylemin gerçekleştirileceği yer ve zamanı biz seçeceğiz. Siyonist rejimin İran’dan sert bir yanıt beklemekten başka seçeneği yok. Seçtiğimiz zamanda karşılık vereceğiz” şeklinde konuştu.
Diğer taraftanİran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri Kani, cumartesi akşamı Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile yaptığı telefon görüşmesinde ‘İran’ın İsrail’e meşru bir misillemede bulunma hakkı olduğunu’ vurguladı.
İran’ın yarı resmi haber ajansı IRNA, Bakan Vekili Bakıri’nin telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi’ndeki ateşkesle ilgili müzakerelerdeki son gelişmeleri ele aldığını aktardı.
Geçtiğimiz salı günü Reuters’a konuşan İranlı üst düzey üç yetkili, İran’ın İsrail’e doğrudan misillemede bulunmasını ertelemenin tek yolunun Doha’daki müzakerelerde bir anlaşmaya varılması olduğunu söylediler. İçlerinden biri, ülkesinin ve Lübnan’daki Hizbullah Hareketi gibi İran’ın bölgedeki vekillerinin Gazze’de ateşkes için yapılan müzakerelerin başarısız olması ya da İsrail’in müzakerelerde oyalandığını hissetmesi halinde doğrudan bir saldırı başlatacağını belirtti.
İran’ın New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği’nden geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, Gazze’de ateşkese varılması ile İran’ın meşru müdafaa hakkının birbiriyle ilgisi olmadığı vurgulanmıştı.
Şar’kul Avsat