Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (Kıb-Tek) yönetimi ve enerji politikalarıyla ilgili tartışmalar sürerken, Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) önemli bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, hükümetlerin Kıb-Tek’e yatırım yapmaması eleştirilirken, kurumun özelleştirilmesi yönündeki girişimlerin halkı zor duruma soktuğu vurgulandı.
Basın-Sen, Kıb-Tek’in mevcut yönetiminin yetersiz yatırımları nedeniyle enerji üretiminde sıkıntılar yaşandığını ve bu durumun emekçileri zor koşullarda çalışmaya mecbur bıraktığını belirtti. Özellikle AKSA ile yapılan alım garantisi anlaşmaları eleştirilerek, bu anlaşmaların Kıbrıs Türk halkının çıkarlarına aykırı olduğu ifade edildi.
Açıklamada, Kıbrıs Gazetesi’nin Teknecik Elektrik Santrali’nde yaşananları çarpıtarak, yanlış bilgiler yaydığı da vurgulandı. EL-SEN Başkanı Ahmet Tuğcu’nun tutuklandığına dair haberlerin asılsız olduğu belirtilirken, bu tür manipülatif haberciliğin meslek etiğine aykırı olduğu belirtildi.
Basın-Sen, Kıbrıs Gazetesi’ni ve yöneticilerini kamuoyu önünde özür dilemeye davet ederek, gazetecilik mesleğinin saygınlığını zedeleyen bu tür hareketlerden vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Gazete çalışanlarının da bu durumdan rahatsız olduğu ifade edildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Kıbrıs Türk halkının öz varlığı olan Kıb-Tek gelmiş geçmiş tüm hükümetler tarafından yapılması gereken yatırımlar yapılmayarak, bir halkın atar damarı olan enerji üretimine özelleştirmenin çalışmaları yapılmaktadır. Tüm bunlar tarih sayfalarında yazılıyorken, halk yaz kış farketmeksizin cehennemi yaşıyor, Kıb-Tek’teki kötü yönetimin, yapmadığı yatırımlar dolayısıyla oluşan arızalarla Kıb-Tek emekçilerinin canı dişinde, şimdiki hükümet ise halkın ve emekçileri bir birine düşürme peşindedir.
Bir yandan olmayan enerji üretimi kapasitesinde AKSA’dan satın alma garantisi veren Üstel hükümeti, diğer yandan canını dişine takmış, iş sağlığı ve güvenliğ olmayan ve gece gündüz demeden çalışan Kıb-Tek emekçilerine saldırır konumdadır.
Uzun süreden beridir Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu üzerinde oynan oyunların en yeni sahnesini dün gece hep birlikte izledik. Kıbrıs Türk Toplumuna ait kurumları teker teker batırıp peşkeş çekmeye yeminli zihniyet, kendi yarattıkları sorunların kaynağı olarak emekçileri göstererek bu yolda kendileri için her şeyin mübah olduğunu bir kez daha bizlere açıkça göstermişlerdir. Yıllardır kuruma yapmadıkları yatırımlar nedeniyle toplumun tüketimini karşılayamayacak duruma gelinirken, ihalesiz ve şaibeli bir şekilde alınan kötü yakıtlar nedeniyle de varolan jeneratörler de işlemez hale getirilmiş durumdadır.
Tüm bu gereksinimleri halkın ve halkın malı için yapmayan zihniyet, AKSA’ya ise her yıl alım garantisi adı altında üretse de üretmese de devasa ödemelerini eksiksiz yaparken, bunun yanında yine AKSA’ya kira bedeli adı altında her yıl 30 milyon Dolar para ödemektedir. Dün tüm toplumun gözleri önünde yaşanalar da aslında bu zihniyetin KIB-TEK emekçilerini toplumun düşmanı, AKSA’yı ise toplumun kurtarıcısı olarak lanse etme girişimidir. Ancak bilinmesini isteriz ki, yaşanan tüm süreçlerin gösterdiği gibi, Kıb-Tek emekçilerinin ve EL-SEN Yöneticilerinin Kıbrıs Türk halkının öz varlığına sahip çıkma ve kamusal elektirik enerjisini halka ulaştırma dışında bir gailesi ve menfaati yoktur.
Tüm bu süreçler yaşanırken, enerji sektörünün yanında elini basın camiasına atan ve Kıbrıs Gazetesi’ni satın alarak buradan algı yaratmaya çalışan AKSA’nın sahipleri ve yöneticileri, bu alanda da her yola başvurmaktan çekinmiyorlar.
Dün gece Kıbrıs Gazetesi, Teknecik Elektrik Santrali’nde yaşananları kendi çıkarları çerçevesinde, bariz yalan olan bir haberi, hiç çekinmeden, meslek ahlakına aykırı bir şekilde, algı yaratmak için vermesi kabul edilebilir bir davranış değildir. Bir yandan, EL-SEN Başkanı yol arkadaşımız Ahmet Tuğcu’nun Başbakanı yumrukladığı ve başbakanın talimatıyla tutuklandığı yalanını yayılırken, diğer yandan ise arızaların sebebinin KIB-TEK emekçileri olduğu haberleri yayınlanmaya devam edildi. EL-SEN Başkanı Ahmet Tuğcu’nun, polis tarafından, hiç bir dava okunmadan serbest bırakılması, olayın başbakanın talimatıyla gerçekleştiğini ıspatlarken, bu yalan haberler dolayısıyla bir çok kurum ve yetkili zan altında kaldığını da hatırlatmak isteriz. Dijital mecralarda yayınlanan haberin gerçek olmadığı gece boyu ardışık olarak ıspatlansa da, yalan haberi yayınlama konusunda ustalaştıklarını ilgili haberi bugünkü manşetlerinde de yayınlama ısrarında olmaları bu konuda ne kadar manüpülatif davrandıklarının ıspatıdır.
Bahse konu gazetede çalışan çok değerli basın emekçisi meslektaşlarımızın da bu durumdan rahatsızlık duyduklarına eminiz. Hiçbir şekilde yaşanmamış bir olayı yaşanmış gibi haber manşetlerine taşıyan Kıbrıs Gazetesi sahiplerini ve yöneticilerini, kamuoyu önünde açıkça özür dilemeye davet ediyoruz.
Çıkar uğruna halkın gözü önünde daha fazla küçülmenin bir anlamı olmadığına inanıyor, mesleğimizin saygınlığına gölge düşüren bu hareketlerden derhal vazgeçilmesini gerekliliğin altını ısrarla çiziyoruz.”