Bugün Kıbrıs

İngiltere’de aşırı-sağcılar ve ırkçılık karşıtları karşı karşıya geldi

İngiltere’nin kuzeybatısındaki Southport kasabasında Pazartesi günü üç kız çocuğunun bıçaklı bir saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından, aşırı-sağcı grupların polisle çatıştıkları protestolar ülke çapına yayıldı.

Sosyal medyada yayılan ve saldırganın “İslamcı bir göçmen olduğu” söylentisi ile harekete geçen aşırı-sağcı gruplara karşı, hafta sonu ırkçılık karşıtı gruplar da sokağa döküldü.

Hafta boyunca devam eden gösterilerde gözaltına alınlar oldu, onlarca polis de yaralandı.

BBC Türkçe olaylar hakkında bilinenleri derledi.

SOUTHPORT’TAKİ SALDIRI NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Bıçaklı saldırı, yaz tatilindeki çocukların sosyalleşmesi için hizmet veren bir merkezde düzenlendi.
Southport’daki saldırıda hayatını kaybeden çocuklardan Alice Dasilva Aguiar’ın 9, Bebe King’in 6, Elsie Dot Stancombe’nin 7 yaşında olduğu açıklandı.

Saldırı sırasında çocuklar Taylor Swift temalı bir dans etkinliğindeydi.

Saldırıda 8 çocuk ve 2 yetişkin de yaralandı.

Polis saldırının “terör vakası olarak ele alınmadığını” duyurdu.

AŞIRI-SAĞCI PROTESTOLAR NASIL BAŞLADI?
Saldırıyla bağlantılı olduğu şüphesiyle 17 yaşındaki bir erkek gözaltına alındı. Yaşı nedeniyle ilk olarak ismi açıklanmadı.

Bu, sosyal medyada spekülasyonlara neden oldu.

İngiltere’de son seçimde 4 milyona yakın oy alan aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage, sosyal medyadan Southport’taki saldırı sonrası “Gerçek bizden saklanıyor” mesajını paylaştı.

Karşıtları Farage’ı olayları kışkırtmakla suçluyor.

Polis aşırı sağcıların, çocukları bıçaklayan saldırganın “İslamcı” olduğu söylentisi ile harekete geçtiğini belirtiyor.

Southport’u içeren Merseyside Polisi, İngiliz Savunma Birliği’nin (EDL) protestolarda kilit bir rol oynadığını söylüyor.

Salı günü çıkan ilk olaylarda bir cami de hedef alındı.

Protesto gösterisi, saldırıda hayatını kaybedenlerin anıldığı noktadan birkaç sokak uzakta ve bir cami yakınlarında başlamıştı.

Göstericiler bir polis minibüsünü yaktı, en az 5 gösterici gözaltına alındı. Bu kişilerden birinin bıçak taşıdığı açıklandı.

50’den fazla polis memuru da yaralandı.

Saldırganın ismi mahkemeye çıkarıldıktan sonra açıklandı. Axel Muganwa Rudakubana’nın İngiltere’de doğduğu ve büyüdüğü, ailesinin Ruanda’dan göç ettiği öğrenildi.

İngiltere basınında yer alan haberlere göre komşuları onu “sessiz bir çocuk” olarak tanımladı ve ailesinin Hristiyan olduğunu söyledi.

PROTESTOLAR NASIL YAYILDI?
Saldırının ertesi günü düzenlenen Southport’taki protesto gösterisi, ülkenin başka şehirlerine de yayıldı.

Londra, Liverpool, Leeds ve Manchester’ın da aralarında olduğu çeşitli kentlerde aşırı-sağcılar gösteriler düzenlendi. Kimi kentlerde bu gösterilere ırkçılık karşıtı protestolarla yanıt verildi.

Çarşamba günü Başbakanlık konutunun bulunduğu Downing Street yakınlarında aşırı-sağcılarla polis çatıştı, 100’den fazla kişi gözaltına alındı.

Cuma akşamı ülkenin kuzeydoğusundaki Sunderland’de yüzlerce gösterici sokaklara indi, şehrin “ciddi düzeyde şiddet eylemlerine” sahne olduğu açıklandı.

Bir polis binasına saldırıldı, bitişiğindeki Vatandaş Danışma Merkezi ateşe verildi ve dükkanlar yağmalandı. Olaylarda 10 kişi gözaltına alındı.

En az 4 polisin yaralandığı ve hastanede tedavi altına alındığı bildirildi.

Olay sırasında bir caminin dışında çevik kuvvet polisine bira kutuları ve tuğlalar atıldı, araçlar ateşe verildi.

Göstericilerden bazılarının İslamofobik söylemlerde bulunduğu ve İngiliz Savunma Birliği’nin (EDL) kurucusu aşırı-sağcı aktivist Tommy Robinson’a destek sloganları attığı duyuldu.

İngiliz Savunma Birliği resmi olarak dağılmış olsa da, destekçilerinin halen bulunduğu belirtiliyor.

Tommy Robinson takma ismini kullanan kurucusu Stephen Yaxley-Lennon, artık İslam ve göçmen karşıtı mesajlarını sosyal medyadan yayıyor.

Sunderland Belediye Meclisi’nin başkan yardımcısı Kelly Chequer, göstericilerin büyük kısmının şehir dışından “kaos yaratmak için geldiğini” söyledi.

BBC, hafta sonu İngiltere’nin farklı kentlerinde en az 30 aşırı-sağcı gösteri planlandığını tespit etti.

Aralarında Leeds’in de olduğu kimi şehirlerde hem aşırı-sağcılar hem de ırkçılık karşıtı göstericiler sokağa çıktı.

Bazı kentlerde polise gösterileri dağıtma yetkisi verildi.

Liverpool’un merkezinde ise polise gerekçe göstermeden vatandaşları durdurup arama yetkisi verildi. Kentteki gösterilerde polisin karşıt görüşlüleri ayırmakta zorlandığı bildirildi. Patlak veren şiddet olaylarında yaralanan polisler de oldu.

Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta Cumartesi günü ciddi bir polis varlığı hissediliyordu. Belediye binasının önünde aşırı-sağcı ufak bir grup toplanıp “İslam dışarı” sloganları atarken, daha büyük bir ırkçılık karşıtı grup yolun karşısında bekledi.

BAŞBAKAN KEİR STARMER GÖSTERİLERE NE YANIT VERDİ?
Gösterilere yanıt olarak Başbakan Keir Starmer, şiddet olaylarının bastırılabilmesi için, polis güçlerinin istihbarat paylaşmasına izin veren yeni bir ulusal programı hayata geçireceğini duyurdu.

Perşembe günü televizyonda yaptığı bir konuşmada, “Bu haydutlar hareket ediyor, bir topluluktan diğerine geçiyorlar ve polis de aynısını yapabilecek kapasiteye sahip olmalı” dedi.

Yeni yetkiler arasında yüz tanıma teknolojisinin daha geniş çaplı kullanılması da var.

Starmer, “futbol holiganlarına yapıldığı gibi” gerekirse vatandaşların seyahat özgürlüklerinin de kısıtlanabileceğini söyledi.

Başbakan, Pazartesi günü Southport’taki saldırı sonrası başlayan şiddetli protestoların ardından polis müdürleriyle acil durum toplantısı düzenlemişti.

Exit mobile version