Bugün Kıbrıs

BM’den 13 yıl sonra Roboski adımı: Türkiye’den savunma istendi

Türkiyeli hukukçu Kerem Altıparmak gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurdu. Altıparmak şu bilgileri verdi:

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi Roboski aileleri tarafından yapılan başvuruda kabul edilebilirlik ve esasa ilişkin görüşlerinin alınması için başvuruyu hükümete bildirdi. Başvuru yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia ediyor.

Hatırlanacağı üzere daha önce AİHM esasa ilişkin savunmalar alınmadan usuli nedenlerle kabul edilemezlik kararı vermişti. Bu nedenle, ilk kez bir uluslararası mekanizma önünde hükümet esasa ilişkin savunma yapacak ve Sözleşmenin ihlal edilip edilmediğine ilişkin görüşünü sunacak.

Ek bir süre istenmezse ve/veya bu ek süre verilmezse hükümetin cevaplarını sunmak için 6 aylık bir süresi var. Daha sonra hükümetin görüşlerine başvurucular cevaplarını verecek, ihlal bulunması halinde giderimde ne talep ettiklerini bildirecekler.

Bu arada AYM’de de derdest olan bir Roboski başvurusu olduğunu hatırlatalım. Roboski davası Türkiye’nin adalet ve hakikat arayışında çok önemli bir sembol. Türkiye’de ve/veya uluslararası mekanizmalarda bu hakikati aramak bizler için de ağır bir ödev.

NE OLMUŞTU?
Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 gecesi sessizlik bir anda uçak, bomba ve çığlık sesleri ile bozuldu. Gece saatler 21:20’yi gösterdiğinde, 4 adet F-16 savaş uçağı, sınır bölgesinde sivilleri bombaladı. Ardından bölge peş peşe 3 defa daha bombalandı. Bombardımanda 17’si çocuk 34 kişi hayatını kaybetti. Irak’tan getirdikleri mazot ve gıdaları taşıyan katırlarla sınırı geçtikleri sırada bombalanan gruptan sadece Servet Encü sağ kurtulabildi. Aradan geçen 11 yılda bugüne kadar ne bir sorumlu tespit edildi ne de herhangi bir kişi yargılandı. Ailelerin Türkiye’de açtığı davalar sonuçsuz kaldı, dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) geri döndü.

Olayla ilgili ayrıca Meclis’te bir araştırma komisyonu kuruldu. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Uludere Alt Komisyonu, yaklaşık 15 ay süren çalışmalarını Mart 2013’te tamamladı. Komisyonun hazırladığı 84 sayfalık raporda, sadece İHA görüntülerine dayanarak kimlik tespiti yapmanın mümkün olmadığı ifade edildi. Komisyon raporunda, “Olayın kasten yapıldığına yönelik herhangi bir delil elde edilememiştir” sonucuna vardı. Ayrıca İçişleri Bakanlığı müfettişleri de konuyla ilgili inceleme yaparak, bir rapor hazırladı. Konuyla ilgili soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da Haziran 2013’te “görevsizlik kararı” vererek, dosyayı askeri savcılığa sevk etti. Burada görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı” belirtildi ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Independent Türkçe

Exit mobile version