Bugün Kıbrıs
Gazetemize ulaşan yabancı sakinler, devletin yeni politikaların karmaşıklığını aşmalarını kolaylaştırmak yerine, bağımsız danışmanlara yönlendirildiklerini belirtti. 3 bin Euro’ya kadar çıkabilen ücretler karşısında çaresiz kalan sakinlerin günlük yaşamları kabusa dönmüş durumda.
Bu yabancı yaşlı sakinlerin birçoğu hareket edemez durumda, artık araba kullanamıyorlar ama sistemdeki çevrimiçi şifrelerini yenilemek için Lefkoşa’ya gitmeleri gerektiği söyleniyor. Oturma izinlerini yenilemeleri birkaç ay sürebilirken, kaçağa düşmemek için çocuklarını/torunlarını ziyaret edemiyorlar. Birçoğu yetkililerin onları unuttuğunu ve burada kalmalarını kasıtlı olarak zorlaştırdığını düşünüyor.
Bazı AB ülkeleri (İspanya, Portekiz, Almanya, Letonya vb.) şu anda KKTC sakinlerini ülkelerine taşınma, hayatlarını daha kolay ve daha ucuz hale getirme vaadiyle çağrı yapıyor.
John ve Betty… 35 yıldır KKTC’de yaşıyorlar, iki hafta içinde Portekiz’e taşınıyorlar. Sharon, 13 yıl sonra pazartesi günü KKTC’den ayrılıyor. Bob bir ay önce evini sattı ve çoktan İspanya’ya taşındı. Satış yapıp ayrılanların listesi şaşırtıcı boyutta.
DURSUN OĞUZ’UN İHMALİ: OTURUM İZNİ KRİZİ BÜYÜYOR
Online sistemde bir sorun olmamasına rağmen, randevuların geç verilmesi ve işlemlerin yavaş ilerlemesi, İngiliz ve Avrupa vatandaşlarının mağduriyetine yol açıyor. Özellikle oturum izni başvurularında randevular 4-5 ay sonrasına verilerek, başvuru sahipleri zor durumda bırakılıyor ve bazıları kaçak duruma düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
Gazetemizin araştırmalarına göre bu sorunların temelinde Dursun Oğuz’un uygulamaya koyduğu yeni kurallar yatıyor. Oğuz’un, polis ve memurlarla sürekli istişare yapmayarak durumu kontrol altına almadığı belirtiliyor. Ülkede sistemin işleyişinin sürekli denetim ve sorgulama gerektirdiği bilinirken, bu ihmalkarlık sistemin aksamasına neden oluyor.
Daha önce kabul edilen evrakların artık beğenilmemesi ve yeni belgeler talep edilmesi de başvuru sürecini daha karmaşık hale getiriyor. Gazetemize konuşan bir yetkili, Dursun Oğuz’a defalarca uyarıda bulunduğunu ancak hala bir gelişme kaydedilmediğini ifade ediyor.
İngiliz vatandaşlarının yaşadığı bu mağduriyetin acilen giderilmesi ve sistemin etkin bir şekilde işlemesi için Dursun Oğuz’un daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, bu kriz daha da büyüyerek uluslararası boyutlara ulaşabilir.