Olayı kamuoyuna duyuran isim CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem oldu. Et ve Süt Kurumu da iddiayı doğrulayarak, salmonella pozitif çıkan etlerin imha edilmek üzere muhafaza edildiğini söyledi.
Kurum yediemin deposunda tutulan bakterili etlerin kimseye satılmadığı güvencesini de verdi.
Ancak CHP’li Adem, Türkiye’ye giren etlerin satışının gerçekleşmiş olabileceğini söylüyor.
ET VE SÜT KURUMU NE DEDİ?
27 Mayıs’ta açıklama yapan Et ve Süt Kurumu (ESK), laboratuvar sonucu salmonella pozitif çıkan ithal etlerin kontrollü şekilde muhafaza edildiğini söyledi.
ESK, 9 Mayıs’ta yapılan mikrobiyolojik analizlerde bir parti üründe hijyen standartlarına aykırı sonuçlar elde edildiğini ve söz konusu etlerin reddedilerek yüklenici kesimhane firmasına ihtarname çekildiğini belirtti.
Kurum bakterili etlerin Türkiye’de piyasaya girmediği konusunda da güvence verdi ve “Bahse konu ürünlerin herhangi bir şekilde üretimde kullanılması veya satışı söz konusu değildir.” açıklaması yapıldı.
ESK, piyasa regülasyonu kapsamında yurt dışı canlı hayvan ve karkas et alımı yapıldığını söyleyerek, yurt içine girişleri sırasında numune alındığını ve akredite laboratuvarda gerekli analizlerin yapıldığını belirtiyor.
“ET VE SÜT KURUMU’NUN AÇIKLAMASI İKNA EDİCİ DEĞİL”
BBC Türkçe’ye konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ise, etlerin gümrüğe girmeden önce, yani kaynak ülkede teste tabi tutulduktan sonra ithal edilmesi gerektiğini savundu.
Bu açıdan ESK’nın açıklamasını inandırıcı bulmayan Adem, etler ülkeye girdikten sonra satışının da gerçekleşmiş olabileceğini düşünüyor:
“Gümrükten önce bunun tespit edilmesi gerekiyor, gerekli prosedür budur. O ülkeden alınmadan önce teste tabi tutulur. Eğer uygunsa, halk sağlığına zararı yoksa ithal edilir. Yani henüz Ukrayna’dayken laboratuvarda analiz edilmesi, eğer bir hastalık yoksa ithal edilmesi gerekirdi.”
“Siz eti ithal etmişsiniz, gümrüğünüze girmiş, bir de Et ve Süt Kurumu’na gitmiş. Oraya giden ürün satılmaz mı? Gittiğine göre satılmıştır. Ben kurumun açıklamasını ciddi bir açıklama olarak görmüyorum, inanmıyorum.”
“KONTROL MEKANİZMASI ÇALIŞMIŞ DEMEKTİR”
Gıda Güvenliği Derneği Başkan Yardımcısı Samim Saner ise ithal ürünlerdeki bu kontrollerin hem çıkış noktasında hem de varış noktasında yapıldığını söyleyerek, bu örnekte sistemin usulüne uygun çalıştığını değerlendiriyor:
“Sistem çalışmış, salmonella tespit edilmiş ve ona göre de ürün iade edilecek. Ürünü hem çıktığı hem de girdiği noktada test etmemiz gerekir. Belki taşıma sırasında bir bulaş oldu?”
“Özellikle kırmızı ette salmonella bakterisinin olması çok beklenmez. Bu daha çok çapraz, yani başka bir üründen bulaşı durumuna işaret ediyor. Taşıma sırasında uygun bir taşıma düzeneği olmaması ya da daha önce salmonella içeren bir ürün taşındıktan sonra yeterince dezenfekte edilmemesinden kaynaklanmış olabilir. Bu nedenle taşıma kısmı çok önemlidir.”
BBC Türkçe’ye konuşan Saner, bir ürünün sağlığa zarar vermeyecek şekilde ithal edilebilmesi için Gıda Güvenliği Mevzuatı’na eksiksiz uyulması gerektiğini söylüyor.
İlgili mevzuatla sadece Salmonella gibi bakteriler değil, veteriner ilaç kalıntıları, hormonlar, antibiyotikler vb zararlı maddeler bir bütün olarak kontrol ediliyor.
2023 YILINDA 818 BİN BAŞ HAYVAN İTHAL EDİLDİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de uygulanan yanlış politikaların yurt dışından hayvan ithali sonucu doğurduğunu savunuyor.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Gürer, 2023 yılında yurt dışından 818 bin baş hayvan ithalatı gerçekleştiğini, bunun yanı sıra 34 bin 414 ton da et ithal edildiği söyledi.
İthal et için 214 milyon 124 bin dolar ödendiğini vurgulayan Gürer, “Bu yılın ilk üç ayında da 110 bin baş sığır ithalatı gerçekleşti ve 18 bin 389 ton da et ithal edildi. 113 milyon 392 bin lira da bu etler için yurt dışına ödeme yapıldı” diyor.
“ETKİLİ AŞILAMA İLE BUZAĞI ÖLÜMLERİNİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”
Her ülkeden ithalat yapılabilmesini eleştiren CHP’li Erhan Adem, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerden yapılan ithalatların daha güvenli olduğunu söylüyor.
Tüm ülkelerden hayvan ithalatının yapılmasının önünü açan kararın 2028’e kadar uzatıldığını söyleyen Adem, bu uygulamanın oldukça riskli olduğunu belirterek, “İthalat lobilerine teslim oldukları için bu uygulamayı sürdürüyorlar” diyor.
Adem, etkili aşılamayla birlikte 0-1 yaş arası buzağı ölümlerinin önüne geçilmesi halinde, Türkiye’nin ithalata ihtiyacı kalmayacağı gibi, ihracatçı ülke konumuna geçeceğini değerlendiriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na görev düştüğünü söyleyen Adem, ülkede tek bir yerli aşırı üretim tesisi olduğunu hatırlatıyor.
“YERLİ DAMIZLIK IRKLAR ÜRETMELİYİZ”
Ülkedeki et ve süt krizinin ithalatla çözülemeyeceğini değerlendiren Adem, yerli anaç ırkların yetiştirilerek üreticiye ücretsiz verilmesi gerektiğine inanıyor:
“Girdi maliyetlerinin yükselmesiyle çiftçi kar edemez hale gelir. İthalatla yalnızca aradaki şirketlere para kazandırırsınız, hayvancılıkla uğraşan insanları da yok edersiniz.
“Marmara Bölgesi’ndeki bir hayvan Doğu Anadolu’da aynı verimi vermeyebilir. Mutlaka bölgelere has kendi damızlıklarımızı üretmek zorundayız ve bu işi hızlıca yapmalıyız.”
SALMONELLA NASIL BULAŞIR?
İnsanlarda hastalığa yol açabilen bakteri türlerinden salmonella, vücutta genellikle bağırsaklarda barınıyor. Salmonellaya maruz kalan kişilerde ishal, ateş, karın ağrısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor.
Salmonella bakterisi taşıma riski olan gıdalar arasında çiğ veya az pişmiş et, yumurta, yıkanmamış meyve ve sebze ile pastörize edilmemiş süt yer alıyor. Bakteri genellikle dışkılarda yer alıyor ve sterilize edilmemiş su ve gıda ile bulaşabiliyor.
ABD merkezli kâr amacı gütmeyen sağlık kuruluşu Mayo Clinic’e göre salmonellaya maruz kalan çoğu kişi herhangi bir belirti göstermiyor.
Diğer kişilerde ise 8-72 saat arasında ortaya çıkabilen belirtiler genellikle özel bir tedaviye ihtiyaç duymadan geçiyor.
Fakat az sayıda kişide salmonella kaynaklı ishal, vücutta aşırı su kaybına yol açabildiği için tedaviye ihtiyaç duyulabiliyor.
Enfeksiyonun bağırsaklardan vücuda yayılması ise hayati tehdide yol açabiliyor.
BBC Türkçe