HDP’nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 sanıklı Kobane davasında birçok siyasetçiye verilen ağır hapis cezalarının ardından tepkiler sürerken birçok ilde valiliklerce eylemlere yasak getirildi.
Kararın açıklanmasının ardından Diyarbakır, İzmir, Ağrı, Mardin, Batman, Bingöl, Siirt’te valilik kararıyla eylemler 4 gün süreyle yasaklandı. Kararın açıklanması öncesinde gündüz saatlerinde Şırnak Valiliği, dün akşam saatlerinde de Van Valiliği 4 günlük eylem yasağını duyurmuştu.
Davanın görüldüğü Sincan Cezaevi Kampüsü önünde de karara tepki vardı.
BAKIRHAN: “İSTİKLAL MAHKEMELERİ’NİN RUHU HORTLADI”
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları karar sonrası Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklama yaptı.
Tuncer Bakırhan “Biz bu cezaları, bu kararı tanımıyoruz. Selahattinler, Figenler Kobane kumpas davasında yargılananlar; Kürtlerin, Türklerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin gönlünde yüreğinde beraat etmişlerdir. Özgürlerdir. Bugün, Sincan’da dava görülen mahkeme salonunda, İstiklal Mahkemeleri’nin ruhu, 12 Eylül, 12 Mart darbelerindeki yargılamaların ruhu tekrar hortlamıştır” diye konuştu.
Bakırhan şöyle devam etti: “21’inci yüzyılda normalleşme, yumuşama mesajlarının verildiği bu süreçte HDP, Kürt siyaseti, devrimci, demokratlar siyaset sahnesinden silinmeye çalışılmıştır. 31 Mart’ta Kürtler, emekçiler, aslında bu adaletsiz düzene, sisteme iktidarın etkisi altındaki bu yargı kararlarına büyük bir cevap verdi. Bu cevabı almayanlar bugün Türkiye demokrasisine, Türkiye’nin geleceğine büyük bir kötülük yapmışlardır. Ama çok iyi bilsinler ki biz Kürtler, emekçiler, yoksullar yine her zaman olduğu gibi sahada omuz omuza dayanışarak bu kirli kararları boşa çıkaracağız” ifadelerini kullandı.
“İDDİANAME DE KARAR DA SARAY’DA, MHP GENEL MERKEZİ’NDE YAZILMIŞTIR”
Tülay Hatimoğulları dava sürecini ve kararı “hukuk katliamı” diye niteledi. Selahattin Demirtaş’ın 43 yıl 6 ay, Figen Yüksekdağ’ın 30 yıl 3 ay ve diğer sanıkların yüzlerce yılla cezalandırıldığını söyleyen Hatimoğulları “İddianame nasıl Saray’da ve MHP Genel Merkezinde yazıldıysa, bu karar da aynı odaklar tarafından yazılmıştır. Türkiye’de yargı diye bir şey kalmamıştır. Yargının almış olduğu bu karar, askeri cuntanın mahkemelerine rahmet okutacak bir karardır. Şu an bir hukuki darbe şu an bir siyasi darbe daha gerçekleşmiştir. Ve yargılanan arkadaşlarımız haksız ve hukuksuz yere cezaya çarptırılan arkadaşlarımız, bütün dünya kamuoyunun vicdanında beraat etmiştir” diye konuştu.
Hatimoğulları “Bu kararı yok hükmünde sayıyoruz” diye belirtti.
Basın açıklamasında konuşan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Kobane davasını “bir siyasi intikam davası” diye niteledi ve “Bu mahkumiyet kararı yargıçlara ait değildir. Adalet ve Kalkınma Partisi siyasi iktidarına ait bir mahkumiyet kararıdır. Biz bu kararı bu şekilde okuyoruz. Ancak bu kararı ortak dayanışma, ortak mücadele duygusu kaldırır. Bunun için cesaretle mücadele etmek durumundayız” diye konuştu.
CHP’Lİ GÜNAYDIN’DAN ‘AKP VE NORMALLEŞME SÖZCÜKLERİNİN MESAFESİ’ YORUMU
CHP İstanbul Milletvekili ve Meclis Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Kobani kumpas davası kararları, bir taraftan Türkiye’nin çağdaş hukuk devletinden ne denli uzaklaştığını diğer taraftan da AKP ve normalleşme sözcüklerinin birbirine mesafesini göstermesi bakımından ‘tarihidir’” ifadelerini kullandı.
ÖZEL’DEN İLK YORUM: DAVA SİYASİ BİR DAVA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Sözcü TV’de katıldığı programda Kobane Davası kararlarına ilişkin soru üzerine “İlk günden beri takındığım tutumu değiştirecek değilim. Dava, siyasi dava” dedi.
Özel “Olay olduktan 5 yıl sonra açıldıysa dava, iddianamesi de doğrudan bir partinin genel başkanı tarafından yıllarca yazıldıysa, sonra da dava açıldıysa bu dava siyasi davadır. Uzamasıyla, zamanlamasıyla, karar duruşmasının seçimden sonraya bırakılmasıyla falan her yönüyle siyasetten kullanılmaya elverişli bir dava” diye konuştu
Özel şu ifadeleri kullandı:
“Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük cezalar. Burada Selahattin Demirtaş’a ve Fiden Yüksekdağ’a verilen cezalar, görevlerinin başındayken bir partinin eş genel başkanlarıyken alınıp da suçlandıkları şey ve bu cezalara baktığınızda kabul edilebilir bir tarafı yok.
Davayı bir hukuki dava olarak değerlendirmek yerine, tabi bir partinin genel başkanı olmasam her beraat edenleri, yaptığı yeterli görülüp bırakılanları ve ağır cezalar alanları hangi kategorilerde değerlendirmek gerektiği üzerine farklı beyin jimnastiği yapabilirim ama kim ne derse desin bu davada bir hukuk yok. Yargılama süreci hukuki değil.”
AKP’Lİ TURAN: “HESABI SORULUR DEMİŞTİK”
İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın Kobane davasında kararlar okunurken yaptığı paylaşımsa dikkat çekti. “Hesabı sorulur demiştik” ifadesini kullanan Turan kararla “adaletin yerini bulduğunu” ileri sürerek “beraat da var ceza da var” diye yazdı.
Demirtaş’ı hedef alan Turan şu ifadeleri kullandı: “Hesabı sorulur demiştik! Bugünkü karar; Hapishaneden atılan romantik tweetlerle, hukuku ve adaletin sulandırılamayacağını,Kimsenin siyasi emelleri için sokağı tahrik edemeyeceğini; Kendisi veya bağlı olduğu bir örgütün menfaati için kamu düzenini istismar edemeyeceğini; Toplumda infiale, tahribata, can kayıplarına sebep olan bir olayı teşvik etmenin ‘kim olursa olsun’ bedeli olacağını; gösterdi. Birilerini memnun etmese de adalet yerini buldu, beraatta var ceza da var. Hayırlı olsun.”
DEM PARTİ MYK OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu Kobane davası kararlarının açıklanmasının ardından akşam saatlerinde olağanüstü toplandı.
Öte yandan İstanbul Kadıköy’de ve birçok kentte Dem Parti binaları önünde karara ilişkin protesto gösterileri yapıldı.
TKP: BU ÜLKEYİ SİYASİ DAVALARLA DİZAYN ETMEYİ BIRAKIN
Türkiye Komünist Partisi’nden yapılan açıklamada “Son yirmi yıldır açılan siyasi soruşturmalar ve onu takip eden yargılama süreçlerinin tamamının üzerinde AKP’nin gölgesi vardır. TKP bütün bu dönem boyunca gündeme gelen bütün siyasi davalarda aynı tutumu aldı, bu davaların hükümsüz olduğunu söyledi. Ergenekon’dan Balyoz’a, Gezi’den irili ufaklı bütün siyasi yargılamalara kadar tüm davalarda farklı bir içerik olsa da başlangıç ve bitiş noktasında AKP’nin iradesi apaçık bir biçimde görülüyordu” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“AKP iktidara geldiği günden bu yana çeşitli kumpas davaları ile toplumsal bütün muhalif kesimlere, direnç noktalarına müdahale etti.
Sermaye sınıfının, emperyalistlerin ve onların taşeronlarının çıkarları doğrultusunda ülkeyi şekillendirmede yargı sopa olarak kullanıldı.
AKP’nin yargı ve hukuku uygulama, anayasa yapma ehliyeti yoktur. Yargı, hukuk ve anayasa AKP’nin her defasında ülkeyi yönetme araçları olmuştur.
Cumhuriyetçilerle, sosyalistlerle, muhalif gazetecilerle hesaplaşmada mahkemeler kuruldu. Ülke tarihinde halkın mücadelesinde özgün bir yere sahip Gezi Direnişi yargı eliyle mahkum edilmeye çalışıldı.
Tüm bu davaların ardında AKP’nin Türkiye’yi istediği gibi yönetme isteği vardı.
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 ismin yargılandığı Kobane Davası’nda açıklanan karar için de aynısını söylemek zorundayız.
Kobane Davası başından beri bir hukuk davasından çok siyasi bir dava olarak yürütülmüştür. Üstelik bu dava AKP’nin “açılım süreci” diye allayıp pulladığı kapsamlı bir müzakere sürecinin bütün faturasını müzakere masasındaki bir tarafa çıkardığı için özellikle ilginçtir.
Yanlışlık Türkiye’deki yargı sisteminde aranmamalıdır. Mesele bunun çok ötesindedir. Yanlışlık AKP iktidarında ve artık her tarafından çürüme kokuları alınan bu köhne düzenin kendisindedir.
Topu birden hükümsüzdür.”