Merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat 2023 tarihli depremlerden 11 il etkilendi. Yapılan son açıklamalara göre; depremler nedeniyle en az 50 bini aşkın can kaybı, 107 bini aşkın ise yaralanma meydana geldi. 36 bin 932 bina deprem anında yıkılırken, yüz binlerce bina da kullanılamaz durumda.
Depremin üzerinden 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen depremzedelerin yaşadığı sorunlar hâlâ güncelliğini korurken, depreme ilişkin soruşturmalar ve davalar da devam ediyor.
Onlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olanlarsa sessiz sedasız tahliye ediliyor, ödüllendiriliyor veya korunuyor. Sadece iki gün içinde bu duruma dair yeni örnekler basına yansıdı.
70 KİŞİ ÖLMÜŞTÜ: 7,5 AYDA SESSİZ SEDASIZ TAHLİYE
Adıyaman’da dönemin Kızılay Adıyaman Şube Başkanı Mehmet Murat Bulut’un müteahhitliğini üstlendiği Süeda Kent Sitesi’nin yıkılması sonu 70 kişi hayatını kaybetti. Dün ise Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında geçen yıl mart ayında tutuklanan Bulut ve ortağı Muhittin Büyük’ün 7,5 ay sonra tahliye edildiği ortaya çıktı.
İki şüpheli hakkında adli kontrol ve yurtdışı yasağıyla verilen tahliye kararında, “Bu aşamada şüphelilerin delilleri karartma ihtimallerinin ortadan kalkması ve delillerin büyük ölçüde toplanmış bulunması, tutuklamanın bir tedbir oluşu, şüphelilerin sabit ikametgâh sahibi oldukları ve kaçma şüphelerinin bulunduğuna dair dosyaya yansıyan somut bir delil bulunmadığı” ifadelerine yer verildi.
Cumhuriyet’in haberine göre; Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin Süeda Kent Sitesi’ne ilişkin hazırladığı bilirkişi raporunda, binanın statik projesine uyulmadığı ve mimari projenin bodrum, zemin ve sekiz normal kattan oluştuğu, ancak statik projenin bodrum, zemin ve yedi normal kat olarak projelendirildiği belirtildi.
Bilirkişi raporunda, yapım sorumlusu müteahhit, şantiye şefi, yapı denetim firması yetkilileri, statik uygulama denetçileri, uygulama denetçisi ve kontrol elemanı asli kusurlu bulundu. Belediyenin yapı kontrol biriminin ise tali kusurlu olduğuna dikkat çekilen raporda, “Sonuç olarak, soruşturma dosyası üzerinden yapılan inceleme, değerlendirme ve elde edilen bulgular neticesinde, söz konusu binada proje, yapım ve iş bitimi aşamalarında ‘Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik’ esaslarına yeterince uyulmadığı görülmüştür” ifadesi kullanıldı.
TUTUKLAMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde en az 1400 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi’nde yıkım ve ölümlere ilişkin sorumluluğu bulunanların yargılanması sürüyor. Bu kapsamda 75 kişinin yaşamını yitirdiği sitenin K Bloğu hakkındaki dava, dün Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Davada, binanın yapı sahibi olan Zirve Konut Yapı Kooperatifi‘nden dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Doğan, kooperatif müdürü Mustafa Timurbanga, kooperatif üyeleri Lütfi Timurbanga, Hüseyin Nar ve Nebi Koska ile binanın müteahhidi ve aynı zamanda kooperatif başkanı Doğan’ın damadı olan Tevfik Tepebaşı bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Davada savunma yapan sanıklar, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasını kabul etmedi. Müşteki avukatlarının sanıklar hakkında tutuklama talebi, mahkeme tarafından reddedilirken, duruşma ise 11 Temmuz 2024’e ertelendi.
3 AYDA TAHLİYE EDİLDİ, TEŞEKKÜR PLAKETİ VERİLDİ
2020 yılında meydana gelen Elazığ merkezli deprem sonrasında ağır hasarlı raporu verildiği iddia edilen Malatya’daki Kırçuval Otel, 6 Şubat depreminde saniyeler içinde yıkıldı. Yıkım nedeniyle Malatya Büyükşehir Belediyespor takımından 6 voleybolcu ile 4 ampute futbolcunun da içinde bulunduğu en az 17 kişi yaşamını yitirdi.
Otel sahibi ve eski Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Kırçuval tutuklandıktan üç ay sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Bugün basına Cumhuriyet’in haberine göre ise Battalgazi Belediyesi’nde seçim sonrası yapılan devir teslim töreninde ise Kırçuval’a “hizmetlerinden dolayı” teşekkür plaketi verildi.
Kırçuval Otel’in yıkılmasına ilişkin 11 sanık hakkında 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle dava açıldı. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar Zafer Kırçuval ve kardeşi Saffet Kırçuval ile Hayriye D., Serpil Y., Fatma A., İsmail Y., Fırat P., Aziz Murat P., Mustafa Hakan B., Mustafa B. ve Alper Y hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan hazırlanan iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
Bilirkişi raporuna yer verilen iddianamede, binanın mimari ve statik projelerinin eksik, beton malzemesinin yetersiz olduğu aktarıldı. İddianamede, “İlk statik projesinde kolon sayısının 33 adet olduğu, tadilat statik projesinde ise 28 adet kolonun olduğu görülmüştür. Statik hesaplar olmadan projelerin onaylanmaması gerekirdi” ifadelerine yer verildi. İlk duruşma 7 Haziran’da görülecek.
186 KİŞİYE MEZAR OLAN SİTENİN RUHSATI 11 YIL SONRA USULSÜZ EVRAKLA ALINMIŞ
Yine bugün basına yansıyan bir diğer gelişme ise depremde 186 kişinin hayatını kaybettiği ve11 kişinin yaralandığı Gaziantep’te bulunan Mügeler Sitesi’ne ilişkin soruşturmanın tamamlanması oldu. 11’i tutuklu 15 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istenen iddianame, İslahiye Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, soruşturma dosyasındaki belgeler ve Müge Yapı Kooperatifine ilişkin faaliyet raporlarından binaların 1994-1997 arasında emanet usulü inşa edildiği, 2008’de ise yeni bina gibi ruhsatlandırma işleminin yapıldığının tespit edildiğine işaret edildi.
İddianamede yer alan Karadeniz Teknik Üniversitesinin bilirkişi raporunda, binanın proje aşamasında zemin etüdü, statik hesap raporları ile statik projesinin bulunmaması nedeniyle fiilen yapıldığı tarihte yapımından sorumlu olan yapı sahibi veya yapım işini üstlenen işverenin sorumluluğunun bulunduğu vurgulandı.
Yapım aşamasındaki donatı detaylandırması ve malzeme kalitesi yetersizliği sebebiyle binanın yapıldığı tarihte yapımından sorumlu olan yapı sahibi, müteahhit veya yapım işini üstlenen işveren ile belediyenin yapı kontrol birimi çalışanlarının mesuliyet taşıdıkları aktarılan raporda, ruhsatlandırma yapılan tarih bakımından, proje aşamasında yetersiz donatı detaylandırması eylemleri sebebiyle statik proje müellifinin, yapı denetim şirketi yetkilisi/yetkililerinin, statik proje denetçisi ile belediyenin yapı ruhsatlarında proje kontrol görevini üstlenenlerin sorumlu oldukları kaydedildi.
Binanın, yapıldığı dönemdeki yönetmeliğe ve imar kanunundaki esaslara uyulmaksızın inşa edildiği tespiti yapılan iddianamede, “Binaların ruhsatlandırma tarihinde yürürlükte bulunan güncel yönetmeliklere uygun hale getirilmesi gerektiği halde, bu yükümlülüklerden kaçınarak ruhsatlandırma işlemlerinin yeni bina inşa ediliyormuş gibi evraklar tanzim edilerek yapıldığı anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.