Resmi rakamlara göre en az 50 bin kişinin hayatını kaybettiği Maraş merkezli depremle ilgili dosyalarda henüz hiçbir kamu görevlisi sanık sıfatıyla yer almadı. İsias Otel, Ezgi Apartmanı, Sait Bey Apartmanı ve Ebrar Sitesi gibi simge davalardaki bilirkişi raporlarında dahi kamu görevlileri “tali kusurlu” sayıldı.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Konya Teknik Üniversitesi’nin Kahramanmaraş’taki Palmiye ve Hamidiye sitesinde yıkılan bloklarla ilgili bilirkişi raporunda, sadece müteahhitler ve mühendisler değil, belediye görevlileri de asli kusurlu bulundu.
Depremde toptan bir şekilde göçen Hamidiye sitesinin bilirkişi raporunda, binanın “mühendislik ilkelerine aykırı bir biçimde” projelendirilip inşa edildiği belirtildi:
“Deprem sırasında meydana gelen toptan göçmenin ana nedeni, hazırlanan ve onaylanan projenin gerek 1975 gerekse 1998 deprem yönetmelikleri ve normlarına uygun olmaması, ilgili mercilerde bu hatalı projenin onaylanmış olması ve söz konusu hatalı hazırlanan projenin yerinde sorgulanmadan uygulanmasıdır. Projede yönetmelik normlarının dışında olan uygulamalar, tolere edilebilir hataların çok üzerindedir.”
Palmiye sitesinde hayatını kaybedenlerin avukatı Ömer Faruk Tütüncüoğlu kalitesiz malzeme, donatı yetersizliği ve zeminle ilgili problemler tespit edilen binayla ilgili kamu görevlilerin ‘kasta varan ihmalleri’ olduğunu değerlendirdi:
“Bugüne kadar bilirkişi raporları ve ceza dosyalarında kamu görevlileri, siyaset ve menfaat dayanışması içinde korundu. Ancak buna bir son verilmesi gerekiyordu ve bu bilirkişi raporu bunun başlangıcı gibi görünüyor.”
“BİNADA PERDE DUVAR YOK, ZEMİN ETÜDÜ YAPILMAMIŞ”
Konya Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan Hamidiye sitesindeki apartmanın bilirkişi raporunda, Belediye Yapı Kontrol Birimi; müteahhit, statik proje müellifi ve statik fenni mesul ile birlikte “asli kusurlu” sayıldı.
Bilirkişi raporundaki tespitlere göre; Hamidiye sitesinin projesinde zemin etüdü yapılmamıştı, kiriş ve donatı alanları yetersizdi, oturma analizi yapılmamıştı, statik proje içeriği yetersizdi ve yapım aşamasında kalitesiz malzeme kullanılmıştı. Bilirkişilerin tespitine göre, binada hem perde duvar bulunmuyordu hem de kolonlarda, kirişlerde ve kirişler için gerekli donatılarda yetersizlikler vardı.
Projedeki donatılara ilişkin pek çok veri ‘fiziki olarak mümkün olmayacak’ kadar hatalıydı ve kullanılan malzemeler yönetmeliklere uygun değildi. Kolonlar ise hem 1975 hem de 1998 yönetmeliklerine aykırı planlanmıştı; hatta üst kattaki kolonlar, zemin kattaki kolonlardan daha büyük boyutlarda planlanmıştı ve “mühendislik ilkelerine uymayan” bir durum ortaya çıkmıştı:
“Deprem açısından en önemli elemanlar olan perde duvarların yapıda kullanılmaması önemli bir hatadır. Deprem yüklerini taşıyan kolonların planlarında önemli hatalar belirlenmiştir. Taşıyıcı sistem elemanlarının ilgili deprem yüklerine cevap verebilecek ebatta ve süneklikte olmadığı görülmektedir.”
“HAMİDİYE SİTESİNİN MÜTEAHHİDİ, AYNI ZAMANDA DÖNEMİN BELEDİYE İMAR MÜDÜRÜYDÜ”
Raporda, tüm bu aykırılıklar hakkında, “Uygulama aşamasında bu hataların fark edilerek projenin revize edilmesinin talep edilmesi beklenir” ifadesine yer verildi.
Hamidiye sitesinde yakınlarını kaybeden ve davanın avukatlarından Avukat Kübra Kırmacı’ya göre, rapordaki bu ifadeyle kamu görevlilerinin sorumluluğuna işaret edildi:
“Belediye görevlileri, bu boyutta hatalar içeren ve hiçbir yönetmeliğe uymayan bir projenin revize edilmesini istemek yerine onayladıkları için asli kusurlu bulundu. Projedeki hatalar gözden kaçmayacak kadar büyük, yani hiç incelenmeden doğrudan imzalanmış.”
Avukat Kırmacı, tutuklu bulunan müteahhit A.K.’nin, inşaat yapıldığı sırada aynı zamanda belediyede imar müdürü olduğunu söyledi. Kamu görevlisi olduğu için başka bir iş yapması yasak olan A.K.’nin, kağıt üzerinde imza yetkisini kardeşi A.K.’ye verdiğini kaydetti:
“A.K. ifadesinde, o dönem belediye imar müdürü olduğu için binayı abisinin imzasıyla inşa ettiğini söylüyor. Zaten herkes de müteahhit olarak abisini değil kendisini biliyor. Yani projeyi kendileri yazmış, kendileri onaylamış.”
Kahramanmaraş’ta altı bloklu Palmiye Sitesi’nin üç bloku yıkıldı, 150’den fazla kişi hayatını kaybetti ve üç kişi ise bulunamadı.