G7 ülkelerinin dışişleri bakanları, Tokyo’daki yoğun toplantıların ardından yaptıkları ortak açıklamada Hamas’ı kınadı, İsrail’in meşru müdafaa hakkını destekledi ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinli sivillere yardımın hızlandırılması için “insani duraklamalar” çağrısında bulundu.
Yapılan açıklamada ülkeler, Hamas’ın saldırılarına yönelik eleştiri ile Gazze’de yiyecek, su, tıbbi bakım ve barınma ihtiyacı olan sivillere yardım etmek için “acil eylem” yönündeki baskıyı dengelemeye çalıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya ve İtalya’nın dışişleri bakanları, “acil olarak ihtiyaç duyulan yardımı, sivillerin hareket edebilmesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını kolaylaştırmak için insani duraklamaları desteklediklerini” vurguladı.
Bakanlar ayrıca, “Filistinlilere karşı Yahudi yerleşimcilerin uyguladığı şiddetin artmasının kabul edilemez olduğunu, Batı Şeria’da güvenliği baltaladığını ve kalıcı barış umutlarını tehdit ettiğini,” söyledi.
Bakanların toplantısı sırasında Birleşmiş Milletler, binlerce Filistinlinin, Gazze’nin kuzeyinde yiyecek ve suyun tükenmesinin ardından yalnızca yanlarında taşıyabilecekleri şeylerle yürüyerek güneye kaçtığını söyledi.
İsrail ordusu ise savaştan önce yaklaşık 650 bin kişiye ev sahipliği yapan ve İsrail’in Hamas’ın merkezi komutasına ve geniş bir tünel labirentine sahip olduğunu söylediği Gazze Şehri’nin derinliklerinde Hamas militanlarıyla savaştığını söyledi.
Orta Doğu turunun ardından Tokyo’ya gelen Blinken, bakanların Ukrayna ve diğer önemli konularda yaptıklarına benzer şekilde İsrail’deki savaş konusunda da ortak bir duruş sergilemesinin hayati önem taşıdığını söyledi.
“G7 ülkeleri olarak İsrail’in uluslararası hukuk çerçevesinde kendi halkını koruma hakkına ve görevine sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyoruz,” diyen Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, pek çok paydaşla “zaman ve coğrafi açıdan insani ateşkesleri nihayet nasıl hayata geçirebileceğimizi,” tartıştığını söyledi.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly hükümetinin yalnızca coğrafi olarak belirli bir “insani duraklamayı” desteklediğini, daha geniş bir ateşkesi desteklemediğini söyledi.
“Öncelikle, Hamas liderliğinin ateşkes konusunda ciddi olduğuna bizi inandıracak hiçbir şey görmedik ve duymadık” diyen Cleverly, ateşkesin İsrail’in kendini savunma yeteneğini engelleyeceğini ekledi.
BLİNKEN: ÇÖZÜM GAZZE VE BATI ŞERİA’YI BİRLEŞTİRMEYİ İÇERMELİ
G7 toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Blinken, ABD’nin gelecekte Gazze’nin yönetiminde Filistinlilerin söz hakkı ve hedeflerini içeren bir çözüm istediğini vurguladı.
Bu çözümün Filistin Otoritesi altında Batı Şeria ile birleşmiş Gazze’de Filistinlilerin liderliğinde bir yönetimi kapsamak zorunda olduğunu belirten Blinken, Gazze’nin yeniden inşası için de kalıcı bir mekanizma oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Gazze’nin artık Hamas tarafından kontrol edilemeyeceğini belirten Blinken, “Bu yeni 7 Ekim’lere davetiye çıkarır. Fakat İsrail’in Gazze’yi işgal edemeyeceği de açık,” ifadelerini kullandı.
Bir geçiş dönemine ihtiyaç duyulabileceğini belirten Blinken, Gazze’nin yeniden işgali gibi bir durum görmediklerini ve İsrailli liderlerden de bu yönde bir niyet beyanı olmadığını söyledi.
Blinken’in çabaları arasında Gazze’ye gönderilen insani yardım miktarını önemli ölçüde artırmaya çalışmak, İsrail’in yardımın içeri girmesine ve daha fazla sivilin dışarı çıkmasına izin vermek için askeri operasyonunda “duraklamalar” yapmayı kabul etmesi ve çatışma sonrası için planlamaya başlaması yer alıyor. Blinken’in ikinci aşamadaki hedefleri ise bölgede yönetim ve güvenlik yapısının sağlanması ve savaşın yayılmasının önlenmesi.
Blinken tüm bunları “devam eden bir çalışma” olarak nitelendirdi ve duraklatma kavramıyla ilgili derin görüş ayrılıklarını kabul etti.