Bugün Kıbrıs

KTÖS Genel Sekreteri Maviş: “Denetim ve gözetim yapıldığına dair işaret yok”

Bugün Kıbrıs

Gazetemize konuşan Maviş, cemaatlar ve tarikatların yatılı yurt sayısının arttığını, çocukların güveniliği ile ilgili endişe duyduklarını, Bakanlığın anayasal hüküm olan izin, denetim ve gözetim görevlerini yerine getirdiğine inanmadığını belirtti.

Maviş, Sendikanın 4 Temmuz 2022 tarihinde Bilgi Edinme Hakkı Yasasının 5. maddesinden hareketle yaz aylarında düzenlenen Kuran kurslarıyla ilgili bilgi talep etttiğini, bilgi verilmemesi üzerine 27 Eylül 2022 tarihinde Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Sn. İlkan Varol’u ziyaret ederek idarenin tutumu ile ilgili şikayet yaptığını, konunun idari olarak denetiminin yapılıp yapılmadığının da araştırılmasını talep ettiklerini söyledi.

Maviş, sendikaya gelen ihbarların değerlendirilmesini sağlamak amacı ile 10 Ocak 2023 tarihinde Polis Genel Müdürlüğü ike yatılı yurt ve tarikat bilgilerini, adreslerini, araba plakaları ve çocukların isimlerini ile paylaştıklarını belirterek, eş zamanlı olarak Başsavcılık, Kaymakamlıklar, Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Dairesi, bölge polis müdürlükleri ve çocuklar ile ilgili sivil toplum örgütlerine de not geçerek, kamuoyunun bilgisine getirdiklerini belirtti.

Maviş, Milli Eğitim Bakanlığı bahse konu faaliyetlerle ilgili bilgisi olmaması halinde ortada yasa dışı ve yetkisiz eğitim verme, çocukları bir yerde toplayıp bir şeyler öğretme girişimi olarak değerlendirilebileceğini ifade ederek, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından izin verilmeden yürütülen her türlü eğitim-öğretim faaliyetinin yasal olmadığına değindi.

Maviş ihbarlara göre çeşitli dini dernekler/vakıflar tarafından arabalarla okula götürüp getirilen ve yatılı olarak evlerde kalan, aile bütünlüğünden koparılan öğrenciler tespit edildiğini söyledi.

Maviş, 18 yaş altındaki bireylerin tamamının çocuk olduğunu söyleyerek, ebeveynleri dışında birileri tarafından bakım verilmesi ancak devlet kontrolünde ve Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından yapılabileceğini söyledi.

BAKANLIK ANAYASAL GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİYOR
Maviş, bahsi geçen çocukların ilkokul çağında olduğunu, bu yaştaki çocukların henüz soyut işlemler dönemine geçmediğini söyleyerek, dini eğitimde kullanılan soyut kavramları anlamaları ve kavramaları mümkün olmadığını söyledi. Maviş, çocukların anlamlandıramadıkları bilgilere karşı korku, kaygı ve benzeri olumsuz tutumlar geliştirebileceğini, 12 yaş altındaki bu çocuklara bu tarz bilgilerin verilmesi çocukların duygusal istismar edilmesine neden olabileceğini söyledi. Maviş, yetişkinlerin kendi dini inanç ve çıkarlarına yönelik ilkokul çağındaki çocukları bu denli manipüle etmesinin duygusal istismar olarak tanımlandığını ifade ederek, çocukların içinde bulunduğu koşulların ihmale ve istismara dönüşme riskinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de benzer yapılanmaların yurtlarında cinsel istismara uğrayan, şiddet gören ve yangın sonucu hayatını kaybeden öğrencilerin medyaya yansımış hikayelerinin bir ders niteliğinde olduğunu belirterek, benzeri olayların Kıbrıs Türk Toplumu içinde travma yaratacağını söyledi.

Maviş, Eğitim Bakanlığı’nın yatılı Kuran Kurslarını, camilerde veya tarikat yurtlarında verilen dini bilgiler kurslarının denetim ve gözetimini yapabildiğine dair ortada bir işaret veya rapor bulunmadığını belirterek, Anayasa’nın 23. ve 59. Maddelerinde Bakanlığa verilen anayasal görevi yerine getirdiği kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti.

GEÇMİŞ DENETLEME RAPORLARI DA AÇIKLANMADI
Maviş, Eğitim Bakanlığı kaç tane Kuran kursuna izin verdiğini, kursların eğitim yerlerinin neresi olduğunu, kursların amacı ve plan-programlarının içeriğini, kursların eğiticilerinin niteliklerini, kursların ne sıklıkta denetlendiğini, bu konuda uzman denetmeni olup olmadığını, izin verdiği bu kursların güncel ve/veya geçmiş denetleme raporlarının sonuçlarını açıklamadığını söyledi.

Maviş, Eğitim Bakanlığının gönlünün gelmesini beklemek yerine, çocuğun yüksek yararı düşünülerek, anayasal kurumların sorumluluk alıp, Bugün Kıbrıs’ın manşete taşıdığı tarikat evlerini soruşturmalı ve çocuklarımızı olası ihmal ve istismarlara karşı korumalıdır, dedi.

Maviş, seyirci kalınacak zaman olmadığını, tarikat ve cemaatleri normalleştirme yerine deşifre ederek, gerçek niyetlerini ortaya çıkarmak gerektiğini belirterek, bu anlamda yapılan haberciliğin takdire şayan olduğunu söyledi.

Exit mobile version