Ajansın yazarlarından Petr Akopov’un kaleme aldığı makalede Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin Batı tarafından beklendiği gibi geçmediği belirtildi.
Aydınlık‘ta yer alan habere göre Akopov, “Hem Türkiye’de hem de ülkemizde ‘Erdoğan’ın Batı’ya doğru kaydığı’ yönünde pek çok spekülasyon yapıldı. Türkiye’de konuşlu Azov birliklerinin Kiev’e gönderilmesi gibi Moskova’nın açıkça hoşuna gitmeyen adımlar da dahil olmak üzere her şey bu başlık altında toplandı. Dolayısıyla bu toplantının iki liderin ruh halini ve Rus-Türk ilişkilerinin durumunu göstermesi gerekiyordu.” ifadelerini kullandı. Tahıl Anlaşması konusunda Akopov, “Bu anlaşma gerçekleşmeyecek, çünkü Türkiye Rusya’nın koşullarını yerine getirme konusunda Batı’nın tutumunu etkileyemez. Bu durum toplantıda da teyit edildi. Bunun yerine Rusya ile Türkiye ve Katar arasında Rus tahılının ihracatı konusunda bir anlaşma var. Bu durum, sadece ikili ilişkilerdeki mevcut sorunları çözmeye değil, aynı zamanda onları dış güçlerin etkisinden daha bağımsız hale getirmeye kararlı olan hem Moskova hem de Ankara için faydalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE KENDİ ÇIKARLARINA GÖRE HAREKET EDİYOR
Yazar Erdoğan’ın üçüncü ülkelerin çıkarlarının kanalı olmak yerine Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir pozisyon aldığını belirtti. Tüm Batılı liderlerden temel farkının da bu olduğunu vurgulayan Akopov, “Tamamen bağımsız bir siyasetçi ve yalnızca kendi ülkesinin ulusal çıkarları tarafından yönlendiriliyor. Bu da onu Putin ile ülkelerimiz arasındaki tüm nesnel ve öznel sorunlardan ve anlaşmazlıklardan çok daha fazla birleştiriyor.” yorumunu yaptı. Rus yazar Erdoğan’ın, “Putin’i memnun etmek ya da başka alanlarda taviz vererek ona rüşvet vermek için değil, iki ülke arasındaki ilişkilerin bir geleceği olduğunu bildiği için” böyle davrandığını belirtti. İki ülkenin gerçekten parlak bir geleceği olduğunun altını çizen Akopov, “Aramızdaki mevcut sorunlar ebedi değildir – ve ülkelerimizin bir şekilde dahil olduğu üç savaş (Suriye, Karabağ ve Ukrayna’da) Putin ve Erdoğan arasındaki ilişkileri zayıflatamadıysa (hatta Türkiye-Suriye sınırında savaş uçağımızın düşürülmesinden sonra sekiz aylık bir duraklamanın üstesinden geldilerse), bunun nedeni çelişkileri görmezden gelmeleri değil, içtenlikle bunları çözmenin yollarını bulmaya çalışmalarıdır. Ve çoğu zaman da bunu başardılar – Suriye’de olduğu gibi, bu arada son günlerde durumun gelişmesi (Arapların Kürtlere karşı ayaklanmasıyla) Rusya ve Türkiye arasında yakınlaşma için yeni fırsatlar sunuyor.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN ABD İLE KÖKLÜ İYİLEŞMENİN OLMAYACAĞINI BİLİYOR
Akapov, Erdoğan’ın Batı’ya yönelik jestleri, tüm cephelerdeki sürekli oyununun bir unsuru olarak değerlendirilmelidir yorumunu yaptı. Rus yazar şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımı nasıl imkansızsa, ABD ile ilişkilerde köklü bir iyileşme de imkansız ve Erdoğan bunu gayet iyi anlıyor. İmkansızdır çünkü Türkiye Cumhurbaşkanı kendisi için ilkesel olan konularda (hem iç hem de dış) pes etmeyecek, Batılı ‘ortakları’ kendisinden bunu talep etse de Türkiye’nin çıkarlarından (Suriye’de, Transkafkasya’da, Kıbrıs’ta, Yunanistan’la ilişkilerde vb) vazgeçmeyecektir. Onlar da Türk-Rus ilişkilerinde değişiklikler görmeyi çok istiyorlar ama Erdoğan bunları kötüleştirmek yerine Batı’ya sadece geliştirmeyi önerebilir.”