AİHM, eşcinsellere yönelik nefret söyleminin, şiddete teşvik edecek ifadelerin, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtti.
t24’ten Metin Kaan Kurtuluş’un haberine göre AİHM, verdiği karara dair açıklamasında Lenis’in “ifade özgürlüğü” maddesinin arkasına sığınarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin değerlerine aykırı davranışta bulunduğunu belirtti.
PARLAMENTO EŞCINSEL ÇIFTLER IÇIN MEDENI BIRLIKTELIĞI TARTIŞIYORDU
1938 doğumlu Lenis, Kalavrita ve Eyalia Yunan Ortodoks Kilisesi’nin metropoliti olarak görev yaparken, Yunan Parlamentosu eşcinsel çiftlere yasa önünde medeni birliktelik hakkı verecek bir tasarıyı tartışmaya başladı.
AĞIR HAKARETLER
Bu tartışmalar sürerken 4 Aralık 2015’te halen görevdeki bir din adamı olarak Lenis, kişisel blogunda eşcinsellere hakaret yağdırdığı bir makale kalem aldı. Metropolit bu makalede eşcinselliğin “sosyal bir suç” ve “günah” olduğunu öne sürdü; homoseksüellerin “toplumun pislikleri”, “defolu” ve “zihinsel engelli” olduğunu iddia etti. Lenis, ayrıca insanlara eşcinsellerin “suratına tükürme” çağrısında bulundu. Makale çeşitli internet siteleri ve medya organlarında yayımlanınca daha geniş bir kitleye ulaştı.
Bunun ardından birkaç gün sonra ikinci bir makale yayımlayan Lenis, “Günahkarı sev ama günahkarla mücadele et” dedi ve niyetinin eşcinsellere saldırıda bulunulmasına sebep olmak olmadığını ifade etti. “Suratlarına tükürün” ifadesini bir metafor olarak kullandığını savunan Lenis, makalesinin asıl hedefinin “ahlak dışılığın en iğrenç formunu yasallaştırmaya çalışan” siyasetçiler olduğunu belirtti.
İlk makale sebebiyle Lenis’e “kamuyu cinsel yönelimleri nedeniyle insanlara karşı şiddet ve nefrete teşvik etmek” ve “dini makam sahipliğini kötüye kullanmak” suçlamaları yöneltildi. Yunanistan’da ilk derece mahkeme metropolitin ifadelerinin eşcinselleri değil, milletvekillerini hedef aldığı sonucuna vararak Lenis’i akladı.
“GÖRÜŞLERI NEFRETI BESLEYEBILIR”
Ancak Aigio ve Patras savcıları, olayın peşini bırakmadı ve karara itiraz etti. Temyiz mahkemesi, Lenis’i iki hafif suçtan da suçlu buldu. Lenis, 7 ay hapis cezası, 3 yıl görevden uzaklaştırma ve 240 Euro para cezası aldı. Temyiz mahkemesi ayrıca Lenis’in önemli bir dini makamda bulunduğunu ve çevresindeki insanların onu dinlediğini, bu yüzden onun görüşlerinin eşcinsellere yönelik ayrımcılık ve nefrete sebep olabileceğini not düştü.
Suçlu bulunan Lenis, Yargıtay’ın yolunu tuttu ve hakkındaki karara itiraz etti. 29 Haziran 2020’de yayınlanan 66 sayfalık kararda Yargıtay, Lenis’in itirazını kısmen haklı buldu. Yargıtay, geçen dönemde suç olmaktan çıkarılan “dini makamı kötüye kullanma” suçlamasından Lenis’i akladı, ancak makalenin nefrete yol açabileceği görüşünü destekleyerek metropolitin ifade özgürlüğü hakkının ihlal edilmediği sonucuna vardı. Lenis’in hapis cezası ertelenmiş 5 aya indirildi.
Lenis’in sonraki durağı Strazburg, AİHM oldu. Metropolit, kişisel blogunda yazdığı bir makaleden hüküm giymesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi olan ifade özgürlüğü maddesini ihlal ettiğini savunuyordu.
AİHM BAŞVURUYU REDDETTI
AİHM, 31 Ağustos 2023’te açıkladıkları kararlarında, Yunan mahkemesinin Lenis’in ifadelerinin çoğunun eşcinselleri hedef aldığı kararına katıldıklarını bildirdi. AİHM yargıçları, Lenis’in görüşlerinin ayrımcılık ve nefret içerdiğini; bu sebeple cezanın ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmediğine karar verdi.
AİHM vardıkları sonucu destekleyen üç faktör gördüklerini ifade etti:
– Lenis, Yunan Ortodoks Kilisesi’nin üst düzey yetkilisiydi; bu sebeple sadece kendi cemaatini değil o dine inananları da etkileyebilecek güce sahipti; yani Yunan halkının çoğunluğunu.
– İfadelerini internette yaydı, bu da mesajını daha kolay şekilde ulaşılabilir hale getirdi.
– İfadeleri eşcinselleri hedef alıyordu. AİHM, daha önce cinsiyet ve cinsel azınlıkların maruz kaldıkları nefret ve ayrımcı ifadeler nedeniyle özel korumaya ihtiyaç duyduğuna karar vermişti.
AİHM, Lenis’in ifade özgürlüğü hakkını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin teşvik etmeyi hedeflediği değerlere aykırı amaçlar için kullandığını belirtti. AİHM, dolayısıyla hakların kötüye kullanılmasını yasaklayan 17. maddenin yürürlükte olması gerektiği sonucuna vardıklarını belirtti.
Kararda, “Her ne kadar belirli yaşam tarzlarının ahlaki veya dini gerekçelerle eleştirilmesi başlı başına bir suç teşkil etmese de, Lenis’in LGBTİ’lerin insani doğalarını reddedecek kadar ileriye gittiği ve şiddete teşvikte bulunduğu” vurgulandı.
AİHM, bu sebeple başvuruyu konu yönünden uygunsuz bularak reddettiklerini bildirdi.