Bugün Kıbrıs
‘Kod 755’, ömrünün çoğunu KKTC’de geçiren, aile ve iş kuran Türkiye kökenli birçok kişinin vatandaşlık başvurularının engellenmesine neden oluyor. ‘Güvenlik soruşturması gelmediği’ gerekçesiyle yaklaşık 3 bin kişinin vatandaşlık işlemleri ilerletilemiyor. Bu durum, 6 aydan fazla süren soruşturmaların ‘Kod 755’ olarak adlandırılmasına yol açıyor.
SUÇ YOK, SABIKA YOK
İddialara göre ‘Kod 755’, İçişleri Bakanlığına ait bir kod değil, askeri güvenlik kuvvetlerinin kullandığı bir kod. Bu kod, ‘güvenlik tehdidi yaratma olasılığı olan şahıslar’ için kullanılıyor. Ancak, suça karışmamış ve sabıkası olmayan bu insanlar, gerekçesiz şekilde vatandaşlık başvurusu yapma hakkından mahrum bırakılıyorlar.
Buradaki vatandaşlık süreci, İçişleri Bakanlığına başvuru ile başlıyor. Ardından İçişleri Bakanlığı, Polisten güvenlik soruşturması talep ediyor. Polis yurt içinde soruşturma yapıyor ve sonucunu GKK’ya bağlı olan Sivil İşler’e gönderiyor. Son kararı GKK veriyor. Ya ‘sakıncalı’ buluyor ya da güvenlik soruşturmasından geçtiğini polise bildiriyor. Eğer Polisten İçişleri Bakanlığına altı ay içinde cevap gelmezse, o kişi ‘sakıncalılar’ listesine ekleniyor ve vatandaşlık talebi reddediliyor.
ETNİK KÖKEN TEMELİNDE ENGELLEME
Bu durum, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne aykırı bir durum yaratıyor. Bir bireyin etnik kökeni temelinde vatandaşlık başvurusunun engellenmesi, açık bir ayrımcılık teşkil ediyor. Bu durum, demokratik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı bir durum oluşturuyor.
Bireylerin suçlu olmadıkları halde, sadece kökenleri veya etnik kimlikleri nedeniyle ‘güvenlik tehdidi’ olarak etiketlenmeleri kabul edilemez. Bu durum, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, özellikle de eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkelerini ihlal ediyor.
Bu durumun ayrıca, bireylerin yaşam haklarına, iş ve aile hayatına, sosyal ve ekonomik haklarına da ciddi etkileri bulunuyor. KKTC’de yaşamını sürdüren ve topluma katkı sağlayan bu kişiler, vatandaşlık hakkından mahrum bırakılarak, belirsiz bir gelecekle karşı karşıya bırakılıyorlar.
‘SAKINCALILAR’ BUGÜN KIBRIS’A KONUŞTU
Mehmet Irmak: Girne’de esnafız. 1990’dan beri buradayız. Evlerimiz, şirketimiz var, demirbaşlarımız var. İki çocuğum burada dünyaya geldi. Dilekçe veriyorum ‘güvenlik’ diyorlar. Mardinliyim. Eşimin 10 tane çalışma izni var, benim 2000’den beri var. Çocuklar bir sene sonra 18’e girecekler. Bir mahkemelik olayımız da olmadı. Her yerden temiz kağıdı alıyoruz. Biri bizim adımıza taş koymuş belki de çekememezlik var. Sadece çocuklarımız içini hakkımızı istiyoruz. Türkiye’de de ne bizim ne ailelerimizin bir suçu, bir sabıkası var. Lütfen yetkililer sesimizi duysun ve haksızlığı artık gidersin. Bizi insan yerine koyarak cevap versin.”
Ramazan Baytok: “Esnafım… 2005’te adaya geldim. İş yerlerim, çalışanlarım var. Evliyim, altı çocuğum var. Diyarbakırlıyım. En son 2017’de başvurdum. ‘Güvenlik soruşturmam’ bir türlü polise gitmiyor. Güvenlik sorunum nedir? Türkiye’deki polisten de buradaki polisten de temiz kağıdım var. Pulumu da yatırdım. Polise çağıracaklar dendi, bir yıl geçti hala beklerim. Ne davamız ne sorunumuz var. Neden bize cevap verilmiyor, biz ne yapmışız ki böyle bir muameleye maruz kalıyoruz. Bu belirsizlik çok zor.”
Mehmet Baki Koca: “23 yıldır buradayım. Yatırımlarım var. Şirketin direktörüyüm ve hiçbir sabıkam yok. Mardin kütüğüne kayıtlıyım diye bazılarının gözünde teröristiz. On günde kimlik alan var. Ailem, çocuklarım, torunum bile mağduruz. Tek suçumuz Kürt olmak mı? 16 mührüm bitti. Birkaç aya 18 olacak. Avukat tuttum, ‘Mardinlileri yapamıyorum’ dedi. 53 yaşımdayım mağduriyeti kim giderecek? Bu ülkede namusuyla, vergisini ödeyerek alın terimizle bir yerlere geldik. Buranın vatandaşı olmayı neden hak etmiyoruz bunu birileri bize söylemeli.”