Bugün Kıbrıs

6 Şubat’ın üzerinden 189. gün: “Yıkımla ilgili kamu görevlileri de soruşturulmalı”

Bugün Kıbrıs

6 Şubat depremlerindeki yıkıma dair bugüne dek açılan soruşturmalarda 1757 şüpheli hakkında işlem yapıldı, 351 kişi tutuklandı. Maraş merkezli depremlerin bıraktığı yıkım ve devamındaki hak ihlallerinin çok azı davaya dönüştü.

Bianet bazıları bizzat depremzede olan hak örgütü temsilcileri ve hukukçular ile, yıkımın ardından başlayan hukuki süreçlerin nasıl işlediğini, devam eden hak ihlallerini, açılan soruşturma ve davaların nasıl yürütüldüğünü konuştu.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Eş Genel Başkanı, Van Barosu Avukatı Ekin Yeter, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesinden Avukat Erdoğan Akdoğdu, Hatay Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, Avukat Ali Bilgin hukuki süreçlerle ilgili bilgi verdi.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı, Van Barosu Avukatı Ekin Yeter, deprem bölgesinde ÖHD olarak insani yardım ve hukuki bilgilendirme çalışmalarının yanı sıra 11 kentin tamamında, depremlerde yıkılan binaların müteahitleri ile yapı ruhsatı veren, iskan ruhsatı veren, denetim görevini yerine getiren ve bu işlemlerin gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunduğu tespit edilecek diğer kişiler için 11 kentin savcılığına kurumsal olarak suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.

Avukat Ekin Yeter, devam eden soruşturmaları da şöyle değerlendirdi:

“Çok fazla suç duyurusu olduğu için sürecin deprem bölgelerindeki özel savcılıklara gönderilmesi usul ekonomisi ilkesi bakımından anlaşılır olsa da özel yetkili savcılıkların süreci yürütme biçimi bakımından etkin bir soruşturma yürütüldüğünden bahsedilemez. 5 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen dosyalarda teknik raporlar mevcut değil.

“DELİL TOPLAMA SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLMEDİ”
Yetkililerce 11 kentte 1757 şüpheli hakkında işlem yapıldığı 351 tutuklama, 642 adli kontrol, 764 diğer tedbir kararları verildiği, bilirkişi incelemeleri, teknik üniversitelere gönderilen dosyalar ve gelecek raporlar doğrultusunda da tutuklama süreçlerinin yeniden gözden geçirileceği hususu dillendiriliyor ancak dosyaların ağır işleyişi, dosyalarda sorumluluğun belirlenmesine esas alınacak teknik raporlar bakımından en önemli husus olan hasar tespit ve delil toplama çalışmalarının ilk elden sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmemiş olması hem hazırlanacak teknik raporların hem de bütünen soruşturma sürecinin hukuka uygun, hakkaniyetli ve toplum vicdanını tatmin edici bir şekilde sonlandırılmasını mümkün kılmıyor.”

MÜTEAHHİT, YAPI SORUMLUSU VE SAHİPLERİNE SORUŞTURMA
Avukat Yeter, soruşturmaların müteahhit, yapı sorumlusu ve yapı sahiplerine açıldığı bilgisini verdi:

“Bu noktada Deprem bölgesinde 118 müteahhit, 192 yapı sorumlusu, 23 yapı sahibinin ceza soruşturması kapsamında tutuklu olduğu bilgisi Adalet Bakanı tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştı.

Ancak etkin ve adil bir soruşturmadan bahsedebilmek için bizim de suç duyurularımızda sorumluluklarının olduğunu belirttiğimiz müteahhitlerin yanı sıra yapı ruhsatı veren, iskan ruhsatı veren, denetim görevini yerine getiren ve bu işlemlerin gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunduğu tespit edilecek diğer kişiler ve kurumlar bakımından da süreç yürütülmesi gerektiği halde yürütülmemesi sebebiyle sürecin eksik yürütüldüğünü düşünüyoruz.

Kurumların ve kamu görevlilerinin sorumluluğunun özel kişilere yüklenmesi ve sadece bu kişiler üzerinden sorumluluk tartışması yürütülmesi hukuki bakımından eksik bir soruşturma neticesi doğurduğu gibi böylesi büyük bir afette bile cezasızlık politikası ile meseleye yaklaşıldığını gösteriyor.”

“MEVZUATLA ÇELİŞEN BİLİRKİŞİ RAPORLARI VAR”
Depremin ardından Hatay’a giden, halk bilgilendirme toplantıları da dahil Hatay halkına hukuki destek sunma çalışmalarına katılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesinden Avukat Erdoğan Akdoğdu, yıkımdan teknik olarak projede imzası olan tüm fenni mesuller ve belediye çalışanlarının sorumlu olduğunu söyledi:

“Mimar, mühendis, yapı denetim firmaları… Ancak fenni mesuller ve belediye çalışanları soruşturması ayrı yürütülüyor. Böylece belediyedeki sorumlular açısından cezasızlık meydana geliyor. Oysa projeye onay veren, inceleyen onlar. Soruşturmalar birlikte yürütülmeli.”

Avukat Akdoğdu, dosyalardaki bilirkişi raporlarının da yetersiz olduğuna dikkat çekti.

Teknik konularda karmaşık raporlar hazırlandığını, bu sebeple hem kendi içinde hem de teknik mevzuatla çelişen birçok raporun dosyaya girdiğini belirtti.

“DENETLEMEDEN SORUMLULAR”
Yıkımdan kimlerin sorumlu olduğuna dair soruyu şöyle yanıtladı:

“Barınma büyük bir kriz. O yüzden milyonlarca insan sağlıksız konutlarda yaşıyor. Denetleme ve binaları dönüştürme sorumluluğunda olan tüm kamu görevlilerinin soruşturma dosyalarının şüphelisi olması lazım. Bu zincir belediye başkanlarından başlayıp, bakanlık bürokratları ve bakanlara kadar gitmeli. Ama bu kadar cesur bir yargı yok maalesef…”

“HASTANELER YIKILDI, TEK BİR TUTUKLU YOK”
Hatay Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, Avukat Ali Bilgin de soruşturmaların ağırlıklı olarak müteahhit ve mühendislere yönelik yürütüldüğünü, imar müdürü görevlileri, eski belediye başkanları gibi kamu görevlilerinin sorumlu tutulmadığını söyledi.

“Hastaneler yıkıldı, bebeklerin hayatını kaybettiği hastane enkazları var ancak bu hastanelerle ilgili tek bir tutuklu yok. Öte yandan soruşturmaya dahil edilenlerle ilgili de çok hızlı tutuklamalar yapıldı ancak davaların halen açılmamış olması da hak kaybı yaratıyor. Yeterli delil olmadan yürütülen soruşturmalarda acele şekilde tutuklananlar açısından da eşitsizlik sözkonusu. Davaların geç açılması veya mahkemelerin uzaması adil yargılanma hakkı ihlaline yol açabilir.”

Haberin aslı için tıklayın

Exit mobile version