Bugün Kıbrıs

Devlet tüm dinlere eşit mesafede mi?

Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel

Mağusa’da geçtiğimiz hafta Hristiyan topluluğuna ait ibadet yeri basılarak “izinsiz dini eğitim verdikleri” iddia edilen iki kişi göz altına alınmıştı. Kişilerden biri apar topar deport edilirken diğeri ise çıkarıldığı mahkemede teminata bağlandı.

Bugün Kıbrıs‘a konuşan kaynakların aktardığına göre, Polis kişilerin yakınlarına karakolda verdiği bilgide, “talimatın İçişleri ve Eğitim Bakanlığından geldiğini, konunun polisi de aştığını” söyledi. Kişilerin ibadethanede dini eğitim verdiği için göz altına alındığı belirtildi. Ancak Hristiyan topluluğu eğitim vermediklerini sadece İncil okumak için toplandıklarını, bunun onların bir ibadet şekli olduğunu savundu. Hristiyan topluluğun temsilcileri sorunları ve atılmasını bekledikleri adımları gazetemize anlattı.

“MAĞUSA’DA 15 FARKLI HRİSTİYAN TOPLULUĞU VAR”
Hristiyan topluluğunun Mağusa Bölge Sorumlusu Can Nuroğlu’nun Bugün Kıbrıs’a aktardığına göre, on yıldır Mağusa’da toplanan Hristiyan toplulukları var. Nuroğlu, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) öğrencilerinin yanı sıra Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Hristiyanların da ibadetleri için bir yere ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Nuroğlu, Mağusa’da 15 farklı topluluğun olduğunu, bunların bir kısmının DAÜ’nün sağladığı Şapel’de ibadet ettiğini, ancak büyük bir kısmının da fahiş fiyatlara kiraladıkları dükkanlarda ibadet ettiklerini söyledi.

Her yıl bu 15 topluluğun sorumlularının isimleri, telefon numaraları ve ibadethane olarak kiralanan yerlerin adres bilgilerini içeren bir raporun DAÜ’ye gönüllü olarak sunulduğunu belirten Nuroğlu, raporun okul tarafından polisle de paylaşıldığını ekledi. Nuroğlu, kiralanan yerlerin polisin bilgisi dahilinde 10 yıldır sorunsuz bir şekilde ibadete açık olduğunu ifade etti. Polis ile de işbirliği yaptıklarını söyleyen Nuroğlu, “Bize hiçbir zaman Eğitim Bakanlığından izin almak zorunda olduğumuz söylenmedi. Çünkü bizim eğitimle bir ilgilimiz yok. Biz sadece dua etmek ve İncil okumak için toplanıyoruz” dedi.

“TALEP ETTİĞİMİZ KİLİSELERİ, AMBAR, RESTORAN VEYA MEYHANE OLARAK KULLANIYORLAR”
Devletin, Hristiyan topluluğundan olan insanları adaya öğrenci olmaları ya da emlak yatırımı yapmaları için davet ettiğini söyleyen Nuroğlu, “Yıllardır topluluğumuz için talep ettiğimiz kiliseleri, ambar, restoran veya meyhane olarak kullanıyorlar. Bizler ise, ibadet edebilmek için haftada 3-4 saat kullanacağımız mekanlara çok yüksek fiyatlar ödüyoruz. Devlet öğrenci veya yatırımcı olarak davet ettiği kişilerin ibadet özgürlüklerine saygı duymalı ve imkan sağlamalıdır” dedi.

Can Nuroğlu, hakkında yapılan “Türkiye’den deport edildi” haberleri ile ilgili olarak ise, “Evet doğrudur, 10 sene önce hakkımda, misyonerlik faaliyetleri yaptığım iddia edilerek Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmıştı. Ancak açtığım dava sonucunda mahkeme, bu gerekçenin doğru olmadığına karar verdi ve hakkımdaki ülkeye giriş kararını kaldırıldı. Biz 6 Şubat depreminden sonra defalarca Hatay’a yardım götürdük, orada depremzedelere yönelik evler yaptık. Hakkımda böyle bir karar olsaydı bu yardımlar için Hatay’a gidemezdim” dedi.

“300’DEN FAZLA KIBRISLI TÜRK HRİSTİYAN AİLE VAR”
Gazetemize konuşan Hristiyan Türk Topluluğu Lideri Kemal Başaran ise, Kıbrıs’ın kuzeyinde 300’den fazla Kıbrıslı Türk Hristiyan aile olduğunu belirtti. Bu ailelerin yanı sıra, Rus, Nijeryalı, Bulgar ve diğer toplulukların Hristiyan üyelerinin de burada yaşadığını söyleyen Başaran, Kıbrıs’ın kuzeyindeki nüfusun üçte birinin Hristiyan olduğunu ileri sürdü.

Yıllarca dernek kurmak için çalışmalar yapan ama devlet tarafından engellendiklerini dile getiren Kemal Başaran, devlete açtıkları davayı kazandıktan sonra Protestan Türkler Derneği’nin resmen kurulduğunu ifade etti. Başaran, “Her hakkımız için devletimize dava mı açmalıyız? Biz Kıbrıslı Türk’üz. Kendi devletimizde yaşıyoruz. Vakıf kurma hakkımız bile yok!” dedi.

KİLİSELER HRİSTİYAN TOPLULUĞUNA KAZANDIRILMALI
Kilise sorununa da değinen Başaran, “Hristiyan öğrencileri okullarımızda okumaları için davet ediyoruz. Ancak onlara dini inançları için yer sağlamıyoruz. Kıbrıs’ın kuzeyinde birçok kilise mevcut. Devlet bunları mandıra olarak kullandırıyor. Hristiyan topluluğuna sağlansa ibadet yeri sorunu çözülür” dedi.

Polisle aralarında herhangi bir sorun olmadığını vurgulayan Başaran, “Biz yasa dışı bir şey yapmıyoruz. Bütün etkinliklerimiz halka açık ve duyuruları da sosyal medya üzerinden yapılıyor. Haklarımız Anayasa tarafından korunuyor. Diğer bölgelerde polis ibadet yerlerine baskın düzenlemiyor. Ancak Mağusa ve İskele’de durum aynı değil. Bu olaylar bizi toplum önünde suçlu gösteriyor. Basında da bizi itibarsızlaştırmaya yönelik doğru olmayan haberler çıkıyor. Davalaştığımız kurumlar da oldu. Davayı kazanınca özür yazısı yayımlamak zorunda kaldılar” dedi.

Exit mobile version