Türkiye’nin söylevini değiştireceğini, BM’nin farklı bir metot ile müzakere masasına dönüşü sağlayacağını bekleyen CTP eski milletvekili Özdil Nami, Türkiye’deki yerel seçimlerden sonra bu tür diplomatik temasların yoğunlaştığını ifade etti. Nami, “Göreceksiniz… Sayın Tatar ve ekibinin ilk başta bundan rahat olacağını ama kısa sürede buna da uyum sağlayacaklarını göreceksiniz. Tatar çok daha hızlı bu manevraların içinde olur” dedi.
Kanal Sim’de Serhat İncirli’nin konuğu olan Nami, İngiliz Yüksek Komiseri Irfan Siddiq’in son açıklamalarını da değerlendirdi. Nami’nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
İNGİLİZ YÜKSEK KOMİSERİNE KIZMAK MARİFET DEĞİL
“Bizim en yakın destekçimiz gerek BM’de gerekse üye oldukları zaman AB içerisinde İngiltere idi. Sürekli olarak Rumlarla çatışma içindeydiler. Nasıl oldu da bizi rahatsız eden demeçler vermeye başladılar bunu düşünmek lazım. Neden bunu söyleme gereği hissetti? İngiliz Yüksek Komiserine kızmak marifet değil. İngiltere, BM’nin daimi beş üyesinden biri… Kıbrıs ile ilgili bütün raporların, kararların ‘kalemtutucusu’… Onlar yazıyor bunları… O ülkenin Yüksek Komiseri burada bazı şeyler söylediyse şahsi fikirleri değildir. Hükümetinin politikasıdır.”
BURADAKİLERİN MESAJLARI TÜRKİYE’YE YÖNELİK
“Dolayasıyla şu anda burada görevde olan, maaş alan ve tek görevi halka hizmet etmek olan insanların kendi kendilerini sorgulamasını, İngiltere’nin farklı bir noktadayken neden bu noktaya geldiğini sorgulamalarını beklerdim. Ne eksiğimiz, ne yanlışımız var ve nasıl telafi edebiliriz demeleri lazımdı. Bunun yerine keskin açıklamalar, efelenmeler, ‘hadsizlik’ açıklamaları, hoyratça çıkışlar… Bunun Kıbrıs Türk halkına herhangi bir getirisi yok, bu tür açıklamaların tek alıcısı var o da Türkiye’deki aşırı sağ, aşırı milliyetçi çevreler. Buradaki bu açıklamalar oraya yönelik yapılıyor.”
BM KARARLARINI KIBRISLILAR ALDIRDI
“Türkiye-İngiltere ilişkilerindeki görüntü eskisi gibi olmadığı yönünde. Eğer siz dünyada asla sizi desteklemeyecekleri bir çizgiye geçmişseniz sizinle iyi oldukları görüntüsünü de vermek istemezler. BM Güvenlik Konseyinin Kıbrıs ile ilgili belirli kararları var. Bu kararlar Kıbrıslılar söylediği için alındı ve siz şimdi diyorsunuz ki aldığınız kararların değeri yoktur, hadsizsiniz vs…”
TÜRKİYE’DEN BEKLENTİ
“Ekonomi ile ilgili Türkiye radikal bir U dönüşü yaptı. Maliye Bakanı, ‘Türkiye’nin rasyonel politikalara dönmekten başka çaresi kalmadı’ dedi. Ekonomik politikalarla dış politikanın mutlaka uyumlu ve doğru çalışması lazım. Rasyonalite neyi emrediyor? Faizi yükseltmek kendi başına soruna çare olmaz, esas olan ülke ekonomisini düzlüğe çıkaracak olan katma değeri yüksek olan yatırımların ülkeye çekilmesidir. Bunun da olabilmesi için demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet konularının el üstünde tutulması lazım. Bunu gösterebilmek için de Batı ile, AB ile ilişkilerinizi düzeltmeniz lazım. Bunu yapabilmek için de halletmeniz gereken ‘iş listesi’ var. O listenin içinde de Kıbrıs Sorunu var.”
TATAR HIZLI UYUM SAĞLAYACAK
“Erdoğan ve AKP göreve geldiğinde Kıbrıs Sorunun çözümüne öncelik vermişti. ‘Askeri vesayetten kurtulduk, AB normlarında bir ülke olma yolundayız, gelin yatırım yapın’ dediler. On yılda Türkiye altın bir sıçrama yaptı. Şimdi anladılar ki tekrar doğruları yapmaları lazım. Bu nedenle Kıbrıs Sorunu önlerine gelecek. Batı diyecek ki Kıbrıs ile ilgili söylevinizi BM ile uyumlu hale getirmeniz lazım, BM farklı bir metot önerecek, masayı farklı kurgularız diyecek. Türkiye’deki yerel seçimlerden sonra bu tür diplomatik temasların yoğunlaştığını göreceksiniz. Sayın Tatar ve ekibinin ilk başta bundan rahat olacağını ama kısa sürede buna da uyum sağlayacaklarını göreceksiniz. Tatar çok daha hızlı bu manevraların içinde olur.”
Bugün Kıbrıs