Pakistan Komünist Partisi (PKP) 16-18 Haziran tarihleri arasında 10. Kongresi’ni İslamabad’da topladı. Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) Parti Meclisi düzeyinde katıldığı Kongre’de Pakistanlı komünistler ABD ve Çin rekabetinin ülkeye etkisini değerlendirdiler. PKP ayrıca TKP’yi İmran Han’ın siyasetteki etkisi ve toplumsal gündemlere ilişkin bilgilendirdi.
PKP’nin 2023 Kongresi, Pakistan tarihinde komünistlerin ilk defa açık olarak İslamabad’da gerçekleştirdiği bir toplantı olmasıyla önem taşıyordu. Aynı zamanda Kongre, 2018-2022 arasında başbakanlık yapan İmran Han’ın ülkenin geleneksel siyaset yapısında kalıcı çatlaklar bırakması konusunda komünüstlerin değerlendirmelerini sol kamuoyu ile paylaştığı bir buluşma oldu.
Pakistanlılar tarafından İmran Han, Erdoğan’la kurduğu ilişkiler ve ABD-Çin rekabetini Pakistan egemenleri adına değerlendirme girişimleriyle toplumda askeriyeye ilk defa meydan okumuş bir siyasetçi gibi görünüyor. 2022’de görevden alınmasından sonra devam eden yolsuzluk davaları geçen ay bir süre tutuklanmasıyla sonuçlanmış, bu durumu protesto etmek üzere kitlelerin askeri kışlaları hedef aldığı sıra dışı eylemler yaşanmıştı. Şimdi Han’ın da izlediği politikaların etkisiyle ülke büyük borç yükü altında bir IMF kurtarma paketi bekliyor.
PKP’nin öncülüğünde geçen yıl kurulan Halkçı Sol İttifak (Popular Left Alliance), bu kargaşanın Pakistan emekçilerine iflasın eşiğinde bir ekonomi, enflasyon ve kıtlık olarak yansımasına nasıl müdahale edebileceğini tartışıyor. Kongre’de PKP Genel Sekreteri İmdad Qazi, Pakistan ordusuna “cihat ticareti” yapma fırsatı veren ABD emperyalizmine ve Pakistan’ın madenlerini kullanan Çin’e karşı mücadele ettiklerini söyleyerek sol siyasetin emperyalizme ve gericiliğe karşı duruşunun altını çizdi.
HAN ‘PROJESİ’NİN ETKİLERİ, ENFLASYON VE EYALET GÜNDEMLERİ
PKP Genel Sekreteri Imdad Qazi ve kurmayları Kongre’ye katılan TKP delegesiyle Pakistan’da yaşanan sürece ilişkin görüşlerini paylaştılar. Pakistanlı komünistler, Han’ın kendisini ABD muhalifi göstermesinin ve askeriyeye meydan okumasının yanıltıcı olduğunu vurguluyorlar. Anlatılanlar, ABD emperyalizmine ve askeriyenin temsil ettiği Pakistan zengin sınıflarına karşı birikmiş gerçek bir toplumsal tepki olduğunu gösteriyor. Fakat PKP’ye göre bu tepki başarısız Han “projesinden” medet umularak değil şu an askeriyenin eskisi gibi siyasette hakimiyeti kuramadığı görülerek değerlendirilebilir.
Bu noktada PKP Kongre sürecinde hem ülkenin IMF tarafından iflas ettirilmesi hem de eyaletlerde birbirinden farklı dinamiklere odaklanıyor. Sind’deki köylülerin toprak reformu talepleri, Belucistan’da Çin’in değerli madenleri kendisi için kullanması karşısında ortaya çıkan ayrılıkçılık, Gilgit’te ABD’nin Çin’e karşı cihatçıları besleme girişimi, PKP ve Halkçı Sol İttifak’ın gündem maddelerinden bazıları. Genel Sekreter Imdad Qazi’nin aktardığına göre, bu bölgesel gündemler ve Halkçı Sol İttifak’ın enflasyona karşı sene başında yaptığı sokak eylemlerine nasıl devam edeceği Kongre’de seçilen yeni Merkez Komitesi tarafından değerlendirilecek.
TKP: İKİ DEVLETİN BÖLGESEL ORTAKLIKLARINI TAKİP ETMEK LAZIM
Kongre’de TKP adına PKP delegelerine ve Halkçı Sol İttifak temsilcilerine hitap edildi. Konuşmada, iki ülkede komünistlerin zor ve bazı yönlerden benzer koşullarda çalıştıkları, ülke tarihlerinde emperyalizm ve gericilik meselesinin temel fay hatları oluşturması nedeniyle anti-emperyalizm ve laikliğin kapitalizme karşı mücadelede kritik rol oynadığı vurgulandı. Öte yandan emperyalizminin krizinin daha fazla otoriterleşmeye ve kendisini “yeni” gibi gösteren sahtekar aktörlerin ortaya çıkmasına sebep olduğuna değinildi.
Türkiye’de Erdoğan’ın dış politikadaki fırsatçılığı emekçilerin sırtındaki ağır sömürü yükünün üstünü örterken bunu sürdürebilmek için patronların elini güçlendirecek düzenlemeler yaptığı anlatıldı. Diğer yandan muhalefetin halkı sandığa kilitleyerek ve Batı’yla uyumlu bir politika vaat ederek AKP’yi yeniden iktidara taşıyacak kozu onun eline verdiğine dikkat çekildi. Düzenin istikrar ve yenilik vaatlerine karşı devrimci bir çizgiyi toplumsallaştırmak konusunda iki ülke komünistlerinin ortak bir yaklaşım taşıyor olmasının altı çizildi.
Konuşmada, Ertuğrul Gazi dizisinin Pakistan’da popülerleşmesinde etkisi görülen Yeni-Osmanlıcılığa da değinildi. Önümüzdeki dönem Türkiye ve Pakistan devletlerinin bölgesel fırsatçılıklar peşinde birlikte hareket edebilecekleri, iki ülkenin komünistlerinin bölgede yayılmacılık, militarizm, sömürüye karşı uyanık olması ve ortak bir duruş sergilemesinin önemli olduğu ifade edildi.
PAKİSTAN TARİHİNDE KOMÜNİSTLERİN YERİ
Coğrafi olarak İran, Afganistan, Hindistan ve Çin arasında yer alan Pakistan, tarihi olarak emperyalizmin ateş hattında yer almasının ve ülke siyasetindeki son yıllardaki gelişmelerin gerilimlerini yaşıyor. 230 milyon nüfuslu ülkede komünistlerin tarihi ülkenin kuruluşu kadar eski. Hindistan’nın İngiltere’den bağımsızlaşma sürecinde Müslümanların ayrı bir siyasi irade oluşturmasıyla 1947’de kurulan Pakistan devleti, Hindistan’daki bütünleşik komünist mücadeleyi de ikiye bölüyor. Ülkeler arasında on milyonların mübadele ediliği kuruluş sürecinde PKP Hindistan komünist hareketinin kadroları ve Müslüman toplum içindeki etkisiyle ülkenin ikinci siyasi partisi oluyor.
Bu dönem aynı zamanda Soğuk Savaş’ın başlangıcı olarak biliniyor. İki yıl sonra Çin Devrimi’nin gerçekleşmesiyle Asya’da dizginleri eline almaya çalışan ABD emperyalizmi için Pakistan boşlanacak bir ülke değil. Nitekim hızla komünist hareketi tasfiye edecek bir operasyon yürürlüğe konuyor. Ordu içinde bir sol hizip gerekçe gösterilerek PKP 1951 yılında yasaklanıyor, liderleri tutuklanıyor. Böylece ordunun darbelerle ülkeyi yönettiği ve göstermelik demokrasi dönemlerinde tüm siyasi partiler üzerinde tahakküm kurduğu bir süreç başlıyor. Bu tarih göz önüne alındığında İslamabad’da gerçekleşen PKP 10. Kongresi’nin önemi belirginlik kazanıyor.
Kaynak: Sol Haber