Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut Boratav, faiz kararını Sözcü’ye değerlendirdi.
Merkez Bankası (TCMB) imza attığı faiz artışı kararı ile parasal sıkılaştırma sürecini başlattı. 27 aylık aranın ardından ilk kez faiz artışına giden banka, önümüzdeki toplantılarda faiz artışlarına kademeli olarak devam edeceği mesajını da verdi.
Politika faizinin 650 baz puanlık rekor artışla yükseltildiği yüzde 15 seviyesi, yüzde 20 ve üzerinde olan yabancı ve yerli piyasa oyuncularının beklentilerinin altında kaldı.
Yabancı banka analistlerinin bir bölümünün “hayal kırıklığı” olarak değerlendirdiği karar sonrasında dolar/TL, yüzde 9’un üzerinde artışla 23,50’den 25,73’e kadar yükseldi ve bugün itibarıyla 25,24 seviyesinde bulunuyor.
‘ÖNÜMÜZDEKİ AYLAR İÇİN BİR İŞARET’
Dış finans çevrelerinin yüzde 20’yi aşan beklentilerinin altında bir faiz oranı belirlendiğini ve bu durumun TL aleyhine kuvvetli bir dalga yarattığını belirten Boratav, perşembe günü alınan kararın, önümüzdeki aylarda alınacak faiz kararları için de bir işaret olduğunu, TCMB’den bir iki faiz artışı daha gelmesinin bekleneceğini söyledi.
‘SARAY’IN BASKISINA UYGUN HAREKET EDECEKLER’
TCMB açıklamasında, hem faiz artışında hem de makro ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasında kademeli bir süreç izleneceğine işaret edildiğini aktaran Boratav “Belli ki Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Gaye Erkan, Saray’ın ‘yerel seçimlere kadar ağır tempoyla ilerleyin’ baskısına uygun hareket edecekler” dedi.
Yabancı finans çevrelerinin istediği kadar yüksek faiz artışının dış piyasalarda rahatlaması ancak bankaların ve Türkiye ekonomisinin gerilime sürüklenmesi anlamına geleceğini, ellerindeki düşük faizli tahviller nedeniyle yüksek faiz artışının bankaları gerileme sürükleyebileceğini dile getiren Boratav, yerel seçimlerin hesaba katılarak hareket edildiğini vurguladı.
‘ŞİMŞEK VE ERKAN’IN ELLERİ SERBEST DEĞİL’
Para Politikası Kurulu (PPK) üyelerinin bile değiştirilmediğine, ekonomi bürokrasisinde eski kadronun büyük oranda görevine devam ettiğine dikkat çeken Boratav “Şimşek ve Erkan’ın ellerinin serbest olmadığı belli” dedi.
‘O PARA KRİZİ ÇÖZMEZ’
Dış finans çevrelerinin faizin enflasyon seviyesine, yani yüzde 40’a yükseltilmesini ve makroihtiyati tedbirlerin de hızla kaldırılarak liberalizasyona gidilmesini istediğini belirten Boratav “Bu yolla döviz kurlarının hızla zirve yapmasını ve Türkiye’ye sıcak para sokmak için Türk varlıklarının ucuzlamasını bekliyorlar ancak Türkiye’ye sokacakları para ödemeler dengesi krizini çözecek kadar değil, en fazla 15-20 milyar dolar seviyesinde” dedi.
‘BÜYÜK SORUN YARATIR’
Hükümetin ise yabancıların istediği hızda bir liberalizasyonun döviz kurlarında çok daha sert artış anlamına geldiğini ve bunun da yerel seçimlerde özellikle büyük kentlerde sorun yaratacağını bildiğini belirten Boratav, “Kur korumalı mevduatta 100 milyar doları aşan potansiyel döviz talebi var, bu ürünün hızlı şekilde kaldırılması büyük sorun yaratır” ifadelerine yer verdi.
‘KÖRFEZ’DEN PARA GİRİŞİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın faiz kararının alındığı gün Birleşik Arap Emirlikleri’nde olduğuna da dikkat çeken Boratav, “Uluslararası piyasaların itibar etmedikleri ve Şimşek’in de aslında yatkın olmadığı bir yola gidiyorlar. Seçim öncesinde olduğu gibi zaman kazanmak için Körfez’den para girişi sağlamaya çalışıyorlar” dedi.
‘AKP’LİLERİ DE PİŞMAN EDEBİLECEK BİR DÖNEM’
Yerel seçimlerden sonra ise yabancı finans çevrelerinin istediği şekilde daha hızlı adımlar atılacağını belirten Boratav sözlerini şöyle noktaladı: “AKP’ye oy verenleri de pişman edebilecek bir kemer sıkma dönemi olacak. Vergiler artacak. Bazı şirketlerin batmasına göz yumulacak. Önemli varlıklar yabancılara satılacak. Sonrasında ise Türkiye muhtemelen yüzde 3’lük düşük büyüme temposuyla ve az gelişmişliğe mahkum olarak yola devam edecek.”