Bugün Kıbrıs

BM Genel Sekreteri: “IMF zengin ülkeleri haksız yere kayırıyor”

Associated Press’in haberinde, Guterres’in yakın tarihli bir makalede yer alan eleştirilerinin küresel finans kurumlarının yenilenmesi için yaptığı ilk çağrı olmasa da, kurumların pandemiye verdikleri yanıt göz önünde bulundurulduğunda var olan sorunlara ilişkin derinlemesine bir analiz niteliği taşıdığı belirtildi.

Genel Sekreter’in bu yorumu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un perşembe ve cuma günleri uluslararası kalkınma bankalarına ilişkin reformlar ve diğer konuları ele almak üzere toplantı çağrısında bulunmasından önce yayınlandı.

“IMF VE DÜNYA BANKASI’NI KONTROL EDEN ULUSLAR”
Ne IMF ne de Dünya Bankası Guterres’in eleştirileri ve önerileri hakkında doğrudan yorum yaptı. Ancak eleştiriler, IMF ve Dünya Bankası’na onları kontrol eden güçlü uluslar tarafından sınırlandırıldığı ve yön verildiğini düşünen başka çevrelerin de görüşünü yansıtıyor.

George Mason Üniversitesi’nde kamu politikası profesörü olan Maurice Kugler, kurumların en muhtaç ülkelere yardım etmedeki başarısızlığının Dünya Bankası başkanının ABD başkanı tarafından atanan bir ABD vatandaşı ve IMF genel müdürünün Avrupa Komisyonu tarafından atanan bir Avrupa Birliği vatandaşı olduğu, bunun tepeden inmeci bir yaklaşımın devamlılığını yansıttığını söyledi.

Uluslararası Kriz Grubu’nun BM direktörü Richard Gowan, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin karar alma mekanizmasına hakim olmasından ve Afrika ülkelerine sadece “bir parça oy hakkı” bırakmasından dolayı büyük bir hayal kırıklığı yaşandığını söyledi. Küresel Güney ülkelerinin bankanın kredi verme kurallarının kendi aleyhlerine olmasından da şikayetçi olduğunu belirtti.

“BU KURUMLAR KÜRESEL BÜYÜMEYE AYAK UYDURAMIYOR”
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu, akademik çevrelerce savaş sonrası küresel düzenin temel taşları olarak yorumlanıyor. Bunlardan birinin en üst düzey yetkilisinin diğer ikisinde değişikliğe ihtiyaç olduğunu söylemesi alışılmadık bir hareket olarak yorumlandı.

IMF ve günümüzde Dünya Bankası Grubu olarak bilinen kuruluşlar, savaş sonrası uluslararası para sisteminin kilit kurumları olmak üzere Temmuz 1944’te Bretton Woods, New Hampshire’da düzenlenen bir konferansta oluşturuldu. IMF döviz kurlarını izleyecek ve ödemeler dengesi açığı olan ülkelere rezerv paradan borç verecekti. Dünya Bankası ise savaş sonrası yeniden yapılanma ve az gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin inşası için mali yardım sağlayacaktı.

Guterres, bu kurumların küresel büyümeye ayak uyduramadığını söylüyor. Dünya Bankası’nın nakden ödenmiş 22 milyar dolar sermayesi olduğunu, düşük faizli krediler ve hükümet kalkınma programlarına yönelik hibeler için kullanılan bu paranın günümüz için yeterli olmadığını söylüyor. Küresel Gayri Safi Hasıla’dan IMF’ye ayrılan fon oranı düşünüldüğünde, bu paranın günümüzde 1960’taki fonlama seviyesinin beşte birinden daha az olduğu ifade edildi.

Birçok ülke, enflasyon, yükselen faiz oranları ve borç ertelemelerinin durması nedeniyle derin bir mali kriz içinde. Türkiye de yüksek enflasyon oranıyla bu ülkeler arasında üst sıralarda bulunuyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi IMF’ye borçlandırmama politikası devam ederken Körfez ülkeleri ve Rusya ile bir dizi ekonomik alışverişler gerçekleştirdiği biliniyor. Bu ilişkinin ne tür tavizlerle sürdürüldüğü ise belirsizliğini koruyor.

“IMF’NIN KURALLARI ZENGİN ÜLKELERİ HAKSIZ YERE KAYIRIYOR”
“Bazı hükümetler borç geri ödemelerini yapmak ya da kamu sektörü çalışanlarına ödeme yapmak için temerrüde düşmek arasında seçim yapmaya zorlanıyor – muhtemelen önümüzdeki yıllarda kredi notlarını mahvedecekler” diyen Guterres, “Afrika şu anda borç faizi ödemelerine sağlık hizmetlerinden daha fazla harcıyor” ifadesini kullandı.

IMF’nin kurallarının zengin ülkeleri haksız yere kayırdığını söyleyen Guterres’e göre pandemi sırasında, 772 milyon nüfuslu zengin G7 ülkesi IMF’den 280 milyar dolar alırken, 1,1 milyar nüfuslu en az gelişmiş ülkelere 8 milyar doların biraz üzerinde bir kaynak tahsis edildi.

Guterres,”Bu kurallara göre yapıldı” dedi ve ekledi: “Ahlaki açıdan yanlış”.

IMF sözcüsü Julie Kozack, 8 Haziran’da düzenlenen bir basın toplantısında Guterres’in önerileri sorulduğunda yorum yapmadı.

Kozack, IMF kotalarının gözden geçirilmesinin öncelikli olduğunu ve 15 Aralık’a kadar tamamlanmasının beklendiğini de sözlerine ekledi.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN DE YENİLENMESI GEREKLİ
Guterres’in IMF ve Dünya Bankası’nın yenilenmesi yönündeki çabaları, Birleşmiş Milletler’in hâlâ İkinci Dünya Savaşı sonrası küresel düzeni yansıtan yapısının elden geçirilmesi talepleriyle karşı karşıya olduğu bir döneme denk geliyor.

Uluslararası Kriz Grubu BM Direktörü Gowan, birçok BM büyükelçisinin IMF ve Dünya Bankası’nın elden geçirilmesinin, 40 yılı aşkın bir süredir tartışılan BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesinden “marjinal olarak daha kolay” ve gelişmekte olan ülkeler için daha yararlı olabileceğini düşündüğünü söyledi.

Guterres ve BM büyükelçileri finans kuruluşlarının yenilenmesi gereğinden bahsetse de yapılacak değişiklikler bu kuruluşların yönetim kurullarına bağlı. Gowan, Obama yönetiminin 2010 yılında IMF’ye yönelik bir reform tasarladığında, ABD Kongresi’nin anlaşmayı onaylamasının beş yıl sürdüğünü ve Kongre’nin şimdi daha da bölünmüş ve işlevsiz olduğunu belirtti.

“Ancak Batılı hükümetler Çin’in birçok gelişmekte olan ülkede giderek daha baskın bir borç veren haline geldiğinin farkındalar” diyen Gowan, “bu nedenle IMF ve Dünya Bankası’nın yoksul ülkelerin kredi için Pekin’e bel bağlamasını engelleyecek şekilde reforme edilmesinde çıkarları var” ifadesini kullandı.

Exit mobile version