Kuzey Kore’deki gıda kıtlığı yeni bir açlık felaketinin kapısını mı araladı? Dünyanın en izole devletinde yapılan özel röportajlarda komşularının açlıktan öldüğünü söyleyen insanlar var.
Uzmanlar, röportajların, durumun 1990’lardan bu yana en kötüsü olduğunu gösterdiği görüşünde.
Kuzey Kore’den kaçanları destekleyen Liberty in North Korea’dan (LiNK) Sokeel Park da röportajların ülkede “yıkıcı bir trajedinin yaşandığını” ortaya koyduğunu söyledi.
“ONLARA SU VERMEK İÇİN KAPILARINI ÇALDIK AMA KİMSE CEVAP VERMEDİ”
Röportajların birinde, başkent Pyongyang’da yaşayan bir kadın, BBC’ye evde açlıktan ölen üç kişilik bir aile tanıdığını söylüyor.
Güvenlik ve gizlilik gereği adı değiştirilen kadın, “Onlara su vermek için kapılarını çaldık ama kimse cevap vermedi. Yetkililer içeri girdiklerinde onları ölü bulduklarını söyledi” ifadelerini kullanıyor.
“AÇLIKTAN ÖLMEKTEN ENDİŞELENMEYE BAŞLADIM”
Çin sınırı yakınlarında yaşayan bir inşaat işçisi ise gıda kaynaklarının çok azaldığını ve köyündeki beş kişinin açlıktan öldüğünü dile getirdi.
İşçi, “İlk başta Covid’den ölmekten korkuyordum ama sonra açlıktan ölmekten endişelenmeye başladım” diyor.
Kuzey Kore 26 milyonluk nüfusu için hiçbir zaman yeterli gıda üretemedi. Ocak 2020’de sınırını kapattığında, yetkililer Çin’den tahıl ithalatının yanı sıra gıda yetiştirmek için gereken gübre ve makine ithalatını da durdurdu.
Bu arada, sınırı çitlerle güçlendirdiler ve bildirildiğine göre muhafızlara geçmeye çalışan herkesi vurmaları emredildi. Bu durum, Kuzey Korelilerin çoğunun alışveriş yaptığı gayri resmi pazarlarda satmak üzere insanların yiyecek kaçakçılığı yapmasını neredeyse imkansız hale getirdi.
Ülkenin kuzeyinden bir pazarcı, eskiden yerel pazarındaki ürünlerin neredeyse dörtte üçünün Çin’den geldiğini, ancak şimdi “boş” olduğunu söyledi.
Geçimini sınırdan kaçak yollarla geçirilen malları satarak sağlayan diğerleri gibi o da gelirinin büyük bir kısmının yok olduğunu görmüş. Bize ailesinin hiç bu kadar az yemek yemediğini ve son zamanlarda insanların çok aç oldukları için kapısını çalıp yiyecek istediklerini söyledi.
“ORTA DİREĞIN AÇLIK ÇEKİYOR OLMASI ÇOK ENDİŞE VERİCİ”
1990’ların sonlarında Kuzey Kore, üç milyon kadar insanın ölümüne neden olan yıkıcı bir kıtlık yaşadı. Söz konusu röportajların da doğruladığı son açlık söylentileri, ülkenin başka bir felaketin eşiğinde olabileceği endişesini artırdı.
Kuzey Kore ekonomisti Peter Ward, “Normal, orta sınıf insanların mahallelerinde açlık çekiyor olması çok endişe verici” dedi. “Henüz tam ölçekli bir toplumsal çöküşten ve kitlesel açlıktan söz etmiyoruz, ancak bu iyi görünmüyor.”
Kuzey Kore’deki insan hakları ihlallerini belgeleyen Kuzey Kore İnsan Hakları Veritabanı Merkezi’nin (NKDB) direktörü Hanna Song da aynı görüşte. “Geçtiğimiz 10-15 yıl boyunca açlık vakalarını nadiren duyduk. Bu bizi Kuzey Kore tarihinin en zor dönemine geri götürüyor.”
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un bile bir noktada açıkça bir “gıda krizinden” bahsederken, tarımsal üretimi artırmak için çeşitli girişimlerde bulundu. Ancak buna rağmen, nükleer silah programını finanse etmeye öncelik verdi ve 2022 yılında 63 balistik füze denemesi yaparak rekor kırdı.
“BURADA SIKIŞIP ÖLÜMÜ BEKLİYORUZ”
Özel görüşmelerde ayrıca hükümetin son üç yılı, cezaları güçlendirerek ve yeni yasalar çıkararak insanların hayatları üzerindeki kontrolünü artırmak için nasıl kullandığını da ortaya koydu.
Güney Kore hükümeti tarafından açıklanan rakamlara göre, pandemiden önce her yıl binden fazla insan Yalu Nehri’ni geçerek Çin’e kaçıyordu. Ancak, “Artık nehre yaklaşsanız bile ağır bir ceza alacaksınız, bu yüzden neredeyse kimse geçmiyor” deniliyor.
Bir inşaat işçisi ise arkadaşının oğlunun son zamanlarda kapalı kapılar ardında yapılan infazlara tanık olduğunu söyledi. “Yaşamak her geçen gün daha da zorlaşıyor” diyen kişi, “Tek bir yanlış hareketinizde idamla karşı karşıya kalıyorsunuz. Burada sıkışıp ölümü bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“DEVLET KARŞITI GÜÇLERİN UYDURMA İFADELERİ”
İngiliz haber kuruluşu, röportajlar neticesinde elde ettikleri bulguları Kuzey Kore hükümetine ilettiklerini hükümetin ise kendilerine, “zor zamanlarda bile halkın çıkarlarına her zaman öncelik verdiklerini” söylediğini belirtti.
Londra’daki Kuzey Kore Büyükelçiliğinden bir temsilci de “Halkın refahı, denemeler ve zorluklar karşısında bile en önemli önceliğimizdir” dedi.
Ayrıca bilginin “tamamen gerçeklere dayanmadığını” söyleyerek “Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti karşıtı güçlerin uydurma ifadelerinden türetildiği” iddia edildi.