14 Mayıs seçimleri yaklaşırken, adaylar görsel ve yazılı medya dışında sosyal medya üzerinden de politik görüşlerini yurttaşlara ulaştırmaya çalışıyor.
Gözlemevi, bu bağlamda en sık kullanılan sosyal medya platformlarından biri olan Facebook’un, siyasi reklamlarla orantısız bir şekilde erkekleri hedef aldığını tespit etti.
Verilerin alındığı sayfaya buradan bakabilirsiniz.
KADINLARA ÖZEL SADECE DEVA PARTİSİ REKLAM ÇIKARDI
Gözlemevi Mart ayında yayınlanan siyasi reklamları inceledi. En çok reklam veren 10 Meta sayfasının, en çok harcama yaptığı 10 reklam üzerinde, reklamların cinsiyete dayalı gösterilme verisi ele alındı.
İnceleme sonunda, Facebook’un siyasi reklamları ağırlıklı olarak erkeklere gösterdiğini tespit eden Gözlemevi, incelediği 10 hesap arasında, en çok erkeklere gösterilen hesaplar yüzde 90 ile Sinan Oğan, yüzde 77 ile Yakup Türkal, yüzde 75 ile AKP’ye ait. Yeşil Sol’un bu platforma reklam vermediği kaydedildi.
Facebook hesapları, reklam hedefleme seçenekleri arasında cinsiyet ayrımı gözetmemesine rağmen, siyasi reklamlar erkekleri gösterdi. İncelenen 10 hesap arasında, cinsiyet ayrımı gözetmeden reklam yapan siyasi reklamların yüzde 71’i erkeklere gösterildi. Kadınlara özel sadece Deva Partisi reklam çıkardı.
Demokratik ilkeleri gözeten daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir siyasi ortamın sağlanması için algoritmik ayrımcılığın giderilmesi büyük önem taşıyor.
ÇÖZÜM: ALGORİTMADAKİ AYRIMCILIĞIN GİDERİLMESİ
Araştırma hakkında bianet’e bilgi veren Gözlemevi’nden Handan Uslu, şöyle dedi:
“Facebook’un Türkiye’deki siyasi reklam hedeflemesine ilişkin araştırmamız, reklamların çoğunluğunun erkeklere gösterilmesiyle önemli bir cinsiyet yanlılığı olduğunu ortaya koydu. “Bu bulgu, kadınların siyasi söylemden dışlanması, mevcut eşitsizliklerin pekiştirilmesi ve seçmen manipülasyonu potansiyeli de dahil olmak üzere toplum, eşitlik ve demokrasi açısından negatif bir etkiye sahip.”
“Demokratik ilkeleri gözeten daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir siyasi ortamın sağlanması için algoritmik ayrımcılığın giderilmesi büyük önem taşıyor.”
“VERİLER MAHREM”
“Bu platformlar sizi kendinizin bildiğinden daha iyi tanıyor. Çoğu kişinin yatmadan önce yaptığı şey sosyal medya platformlarına girmek, kalkınca da hemen bakmaktır. Bu şu demek, bu platformlar sizin kaçta kalktınız yattınız bunu biliyor. Öyle kimi beğendiniz vs ona bile girmeye gerek yok.”
“Bu aralar uykunuzu mu almıyorsunuz, düzenli misiniz değil misiniz? Çok fazla veriye sahip olabiliyorsunuz. Bipolarsınız diyelim manik dönemde daha fazla sosyal medyaya giriyor ve ona sonrasında sosyal medyada bu platformlarda psikolog reklamı gösteriliyor Bu etik mi mesela?”
“Buradaki veriler çok daha kompleks ve mahrem bir veri. Bu veriler sizin siyasi eğilimleriniz de olabilir. Bu veri bir günde değil zaman içinde değişebilir zaman içinde camii fotoğrafı mı paylaştınız diyelim. Sizin çevrenizde bu bağlamda değişti. Sizin çevreniz diyelim muhafazakârlaşıyor bunu tespit etmek mümkün. Bu yıl eklediğiniz arkadaş profili önceki arkadaşlarınızdan farklı. Böyle verileme çalışması yapılması sizi bir uçtan ötekine götürüyor. “İnançlarınızı, düşüncelerinizi çok iyi bilen bir mekanizma size içerik sunuyor.”
“REKLAM VEREN DE AYRIMCILIĞI DERİNLEŞTİREBİLİR”
Uslu ayrıca, “Siyasi mikro hedefleme, kadınların siyasi içerikten yeterince faydalanmalarına engel oluyor. Mikro hedeflemenin sebep olduğu siyasi içerik eksikliği, kadınların siyasi tartışmaların önemli bir kısmından dışlanıyor. Bu durum, demokratik süreçlerin sağlıklı bir şekilde işlemesine engel oluyor ve kadınların siyasi süreçlere katılımında dezavantajlı olmasına yol açıyor” dedi.
“Mikro hedefleme, reklam veren eliyle de ayrımcılığa yol açabilir” Uslu, şöyle dedi:
“Reklam verenlerin hedef kitle seçimleri, ayrımcılık içerebiliyor. Kullanıcıların belirli demografik ya da davranışsal verilerine göre hedefleme yapılması mevcut eşitsizlikleri derinleştirebilir.”
“Örneğin, makine mühendisliği iş ilanının sadece erkek kullanıcılara gösterilmesi, işe alımda cinsiyete dayalı ayrımcılığa yol açacaktır. Benzer şekilde, reklam verenin hedef bölgesine Doğu Anadolu’daki şehirleri eklememesi, etnik temelli bir ayrımcılıkla sonuçlanabilir. Facebook algoritmasının reklamı optimize ederken yaptığı mikro hedefleme de bu bağlamda değerlendirilmeli. Reklam verenin seçtiği hedef kitleden bağımsız olarak algoritmaların hedeflemesi dışlanma ve ayrımcılığa yol açabilir.”
Kaynak: Bianet