Bugün Kıbrıs

Tıp-İş: “İlaçlar bir var bir yok”

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), kamu sağlık merkezlerindeki ilaç eksiklerine ve sağlıktaki diğer sorunlara dikkat çekmek için ülke genelindeki tüm kamu hastanelerinde ve sağlık ocaklarında saat 12.00’ye kadar 3 saatlik uyarı eylemi yaptı.

Hastanelerde acil servis ve acil ameliyatlar, onkoloji, hemodiyaliz, talasemi merkezi, yatan hasta ve yoğun bakım hizmetleri ise eylem sırasında aksamadan devam etti.

Tıp-İş Başkanı Şükrü Onbaşı Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi önünde yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nı eksik ilaçlar konusunda uyardı, bademcik iltihabının bile tedavi edilemeyeceği bir noktaya gidildiğini kaydetti.

Onbaşı, hastanelerde kanser ve kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlarının temininin sürekliliği olmadığını bunun da tedavi sürecine zarar verdiğini söylediği konuşmasında, Sağlık Bakanlığının bu kadar eksik ilaca rağmen aspirin ve panadolu hastanelere temin ettiğini duyurmasını eleştirdi. Mağusa Devlet Hastanesi Başhekiminin açıklamalarına da değinen Onbaşı, “bazı meslektaşlarımız güç zehirlemesi” yaşıyor dedi.

Tıp-İş Başkanı Dr. Şükrü Onbaşı, onkolojide kullanılan ilaçlarla, Parkinson, Alzheimer, MS gibi kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların sürekli temin edilemediğini, nöroloji hekimlerinin beyin damarı tıkanıklıklarını açacak kan sulandırıcı, kardiyoloji hekimlerininse kalp damarlarını açacak stent, ritim bozukluklarına müdahale edecek geçici kalp pili bulamadığını belirtti.

Onbaşı, kamu sağlık merkezlerinde muayene olan ancak hastane eczanesinde ilaç bulamayan hastaların reçetelerinin dışarıda tam ücretli muamele gördüğünü, hastaların sigorta indiriminden yararlanamadığını kaydetti.

“YOĞUN BAKIMLARDA YATAK BULANAMIYOR”

Hastanelerdeki fiziki altyapı eksikliklerine işaret eden, sağlık sistemine dahil edilmesi gereken göğüs cerrahisi servisi, plastik cerrahi servisi ve diğer servislerin açılamadığını söyleyen Dr. Şükrü Onbaşı, yoğun bakımların kapasitelerinin fiziki mekan, hekim ve hemşire eksikliği nedeniyle artırılamadığını belirtti.

Onbaşı, “Bugün sadece kamu hastanelerinde değil özel sağlık merkezlerinde yoğun bakım ünitelerinde de yatak bulunamıyor” dedi.

Genel cerrahi, ortopedi ve kulak burun boğaz gibi branşlar gerek ameliyathanelerin gerekse servis kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle hastalara operasyon için aylar sonrasına randevu verildiğini söyleyen Onbaşı, hekimle hastaların karşı karşıya kaldığını belirtti.

Onbaşı, “Tam donanımlı modern ameliyathaneler, şimdiki ve ileriye dönük ihtiyaçlara hitap edecek yoğun bakımlar istiyoruz” dedi.

“DEPREM İÇİN RİSKLİ OLAN BİNALAR TAHLİYE EDİLMELİ”

Deprem risk analizi sonuçlarına göre Cengiz Topel ve Girne Dr. Akçiçek devlet hastanelerinin yüksek riskli bulunduğunu, hizmette de yetersiz kalan bu hastanelerin artık misyonunu tamamladığını belirten Onbaşı, “Güzelyurt Hastanesi projesine devam edilecek, Girne Devlet Hastanesi söz verildiği gibi Kasım ayında halkın hizmetine sunulacak mı?” diye sordu.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin depreme yönelik risk analizinde talasemi binası ve ana binanın arkasındaki hemodiyaliz ve acil servisin olduğu kısımların yüksek riskli olarak değerlendirildiğini söyleyen Onbaşı, bu riskli alanların tahliye edilip, gerekirse hizmetlere prefabrik binalarda devam edilmesi gerektiğini ifade etti.

“HASTANE YÖNETİCİLERİ YETKİLERİ DOĞRU KULLANMIYOR”

Onbaşı, hastane yönetiminde görev alan bazı meslektaşlarının yetkilerini doğru kullanamadığını, hastaneleri baskı ve mobbingle yönetmeye çalıştığını savunarak, buna örnek olarak da Gazimağusa Devlet Hastanesi Başhekimini gösterdi.

Dr. Şükrü Onbaşı, hekimlere, meslek onuruna yakışmayacak şekilde mobbing defalarca Bakanlığa şikayet dilekçesi verilmesine rağmen bakanlığın üzerine düşeni yapmadığını savundu.

Exit mobile version