ABD Başkanı Joe Biden ve Beyaz Saray yönetiminin en önemli dış politika girişimlerinden biri olarak gördüğü zirve, dünya genelinde yükselen “otoriter yönetimler karşısında demokrasileri güçlendirmeyi” hedefliyor.
Foreign Policy’de yer alan habere göre, 3 ABD yetkilisi bunun Washington’un Ukrayna savaşında Rusya karşısında bu iki ülkenin desteğinin yanı sıra Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliği için onayına ihtiyaç duymasına rağmen Türkiye ve Macaristan’daki demokratik gerilemeden duyduğu endişeyi gösterdiğini belirtti.
Haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “gücü elinde topladığı ve ülkedeki demokratik unsurları yok ettiği ama yine de 20 yıllık iktidarındaki en zorlu seçimle karşı karşıya olduğu” belirtildi.
Öte yandan Başbakan Viktor Orban’ın yönetimi altında Macaristan’ın Avrupa Birliği ve NATO’dan uzaklaşarak demokratik süreçlerinde gerileme yaşadığı ve Ukrayna’daki işgal rağmen Orban’ın Rusya ile yakın ilişkileri sürdürmesine dikkat çekildi.
Zirveye davet edilmemenin Washington ve iki müttefiği arasındaki ilişkileri daha da germesi beklenirken NATO ve AB ile aralarının daha da açılmasına yol açabilecek.
28 ile 30 Mart tarihlerinde Washington’da yapılacak zirveye Biden ve ekibinden en üst düzey 20 kişinin katılırken Kosta Rika, Güney Kore, Hollanda ve Zambiya da ortak ülkeler olarak yer alacak.
Uzmanlar zirve sayesinde son yıllarda dünya genelinde yaşanan demokratik gerilemeler karşısında yönetimler arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasını sağlamasını ümit ediyor.
ABD’li yetkililer ise bir ülkenin zirveye davet edilip edilmemesini demokratik bir turnusol kağıdı olarak görülmemesi gerektiğinde ısrarcı. İsminin açıklanmasın istemeyen bir yetkili ABD’nin iki önemli NATO müttefiki olan Türkiye ve Macaristan’la birlikte çalışmaya ve ilişkileri geliştirmeye kararlı olduklarını vurguladı.
Demokrasi Zirvesi’nin ilki 2021 yılı sonlarında düzenlenmiş Türkiye ve Macaristan yine davet edilmemişti. Buna karşılık olarak da Macaristan Avrupa Birliği’nin zirvede ortak bir rol üstlenmesini bloke etmişti.