İki ülke ilişkilerini en üst düzeye çıkarma konusunda kararlı olduklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Askeri, enerji ve ticari alanlarda da işbirliğini artırmak istediklerini” söyledi.
Mevkidaşına sık sık “Kardeşim Şükrü” diye hitap eden Çavuşoğlu, iki ülkenin de ilişkileri geliştirmek noktasında “güçlü siyasi kararlılığı var” dedi.
Çavuşoğlu en hızlı şekilde Kahire’ye büyükelçi atamak istediklerini de söyledi.
Sami Şükrü de ekonomik işbirliğinin çok önemli olduğunu söyledi ve normalleşme sürecinde “kazan kazan” yaklaşımı ile hareket edeceklerini kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, Mısır lideri Sisi ile Erdoğan’ın bir araya gelmesi konusunda da çalışmaların sürdüğünü kaydetti ve “Cumhurbaşkanlarımızın bir araya gelmesi için hazırlıkları yapacağız. Seçimden sonra inşallah bir araya geleceklerdir” dedi.
Türkiye, Mısır’da 2013 yılının Temmuz ayında Abdülfettah es-Sisi’nin Muhammed Mursi’yi darbeyle devirmesine en sert ve en uzun tepki veren ülkeler arasında yer almıştı.
İki ülke dışişleri bakanları, Kahramanmaraş depremi sonrası ilk kez buluşmuştu.
Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükrü, ilişkilerin bozulduğu 2013 yazından bu yana Türkiye’ye giden ilk üst düzey yetkili oldu ve Adana’da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile bir araya geldi.
LİBYA EN ÖNEMLİ SORUN OLARAK GÖRÜLÜYOR
Basına yapılan açıklamalarda gündeme gelmemesine karşın Ankara-Kahire hattında normalleşme sürecini yavaşlatan unsurların başında Libya konusu geliyor.
Mısır, General Halife Hafter güçlerini desteklerken, Türkiye Trablus’ta konuşlu ve BM tarafından tanınan Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ni siyasi ve askeri olarak destekliyor.
Türkiye ve Mısır’ı son dönemde karşı karşıya getiren gelişme ise Ankara ve Trablus’un 3 Ekim 2022’de imzaladıkları hidrokarbon mutabakatı oldu.
Mutabakat uyarınca TPAO’nun, Libya deniz yetki alanlarında ve karada petrol ve doğalgaz sondaj yetkisi aldığı, ayrıca Türkiye ve Libya’nın enerji alanında daha geniş işbirliği yapabileceği basında yer aldı.
Mısır, Trablus hükümetinin böyle bir anlaşma yapma yetkisi olmadığını açıkladı ama Türkiye’yi açıkça karşısına almamaya da dikkat etti.
Türkiye ile Libya’nın 2019’da imzaladıkları deniz yetkilendirme anlaşmasının devamı olarak görülen bu adım, aynı konuda daha da ciddi endişeleri olan Atina ve Kahire’nin ortak pozisyonlarını daha da güçlendirdi.
Mısır, Türkiye ile bu konuyu daha yakından diyalogla çözmek istediğini kaydetse de Libya’daki yabancı güçlerin çekilmesi çağrısına Türkiye’yi de eklemiş olması müzakerelerin ilerlemesine engel oluşturuyor.
TÜRKİYE İSE MISIR-KIBRIS-YUNANİSTAN EKSENİNE DİKKAT ÇEKİYOR
Ankara’nın Kahire’den en önemli beklentisi ise Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan denklemin yeniden oluşturulması sürecine destek vermesi ve özellikle Yunanistan ve Kıbrıs ile geliştirdiği işbirliğinin Türkiye aleyhine sonuçlar vermemesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konudaki beklentisini Sisi ile görüşmesinde, “Bizim tabii kendilerinden tek isteğimiz; bu görüşmelerle birlikte, bize karşı Akdeniz’de tavır içinde olanlara yönelik burada biz barışı ikame edelim, onunla beraber yolumuza inşallah devam edelim” sözleriyle ifade ettiğini kaydetmişti.
Ancak diplomatik kaynaklar, ne Türkiye’nin Libya politikasında ne de Mısır’ın Yunanistan ve Kıbrıs ile oluşturduğu işbirliğinde kısa vadede geri adım atacak bir konumda olmadıklarını, normalleşme sürecinin öncelikle ikili siyasi ilişkilere odaklanması gerektiğini kaydediyorlar.
Bu sürecin uzun vadede nasıl gelişeceği ise Türkiye’de yapılacak seçimlerin sonrasında ortaya çıkacak.
Kaynak: BBC Türkçe