HABER MERKEZİ
Yunan asıllı Fransız yönetmen Costa-Gavras, Turkish Minute’ten gazeteci Melis Bayraktar’a verdiği röportajda Türkiye-Yunanistan ilişkilerine ve Kıbrıs’ta yaşananlara değindi. Gavras’ın açıklamaları Türkiye’de ulusalcı medya organlarında tepkiyle karşılandı. Gavras’ın İngilizce’den çevrilen röportajının ilgili kısmı şöyle:
“Yunanlar için büyük bir felaket ve Türk zaferiyle sonuçlanan 1922 trajedisinin ardından, iki büyük karizmatik ve vizyoner lider Atatürk ile Venizelos arasında barış anları oluşmaya başladı. Fakat iki liderin ölümlerinin ardından 1955’te İstanbul’da Rum azınlığa karşı bir pogrom gerçekleştirildi. İki ülke NATO’da müttefik olmasına rağmen yüzlerce Rum evi ve kilisesi yıkıldı, 100 bin Rum sınır dışı edildi. 1964’te kalan 50 bin Rum da gönderildi. 1974’te Türkiye, yüzde 82’si Rum olan Kıbrıs’ı işgal etti. 100 binden fazla Kıbrıslı Rum adanın kuzeyinden sürüldü ve sonraki yıllarda yerlerine 40 bin kişilik bir ordu tarafından korunan, Anadolu’dan getirilen Türkler yerleştirildi.
2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayasofya’yı cami ilan etti. Çalınmış bir kilise Allah’a hediye edildi. Vasat ve kaba bir siyasi eylem. O zamandan beri ilişkiler açık bir çatışmaya dönüştü:
Yunan adalarının yanı sıra Türk pilotları tarafından binlerce kez ihlal edilen karasuları, hava sahası vb. Türkiye tarafından talep ediliyor. Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğu’nu her ne pahasına olursa olsun yeniden kurmak istiyormuş gibi görünüyor. Bu eski ve kaba popülist ideoloji, gezegende ve Avrupa’da Mussolini, Stalin, Hitler ve Franco ile gününü çoktan doldurdu ve sonuçlarını gördük. Yunanistan ve Türkiye için tek bir çözüm görüyorum: İnsanı hayvandan ayıran aklın egemen olduğu ve galip geldiği bir barış çözümü.”
Bugün Kıbrıs