ABD Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs’ta Rum yönetimine yönelik silah ambargosunu 2023 mali yılı için kaldırdı.
Washington’un uluslararası silah ticareti düzenlemeleri, 1 Ekim 2022’den itibaren geçerli olacak.
Türkiye, yakın müttekifi olan ABD’nin bu hamlesinden rahatsız. Dışişleri Bakanlığı, Ada’da bir silahlanma yarışının başlayacağını ve de Doğu Akdeniz’deki barış ve istikrarın zarara uğrayacağını açıkladı. “ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) yönelik silah ambargosunu kaldırma yönündeki Eylül 2020’de aldığı kararın kapsamını genişletmesini şiddetle kınıyoruz” ifadesini kullandı.
Tam da Yunanistan-Türkiye krizinin yaşandığı, çatışma savaşa dönüşür mü sorularının sorulduğu bu dönemde gelen karar yeni değil.
2019 yılında, Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasası ve 2020 Mali Yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası kapsamında ABD’nin savunma ürünlerinin Rum yönetimine ihracat kısıtlaması iki koşula bağlanmıştı.
ABD, Rus savaş gemilerinin yakıt ikmali ve hizmet için limanlarına girişini engellenmesi ve de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kara para aklama ile mücadelede daha etkin düzenlemeler yapmasını istemişti. Söz konusu şartlara uyulduğu Kongre tarafından kabul edilince yıllık uygulanan ambargolar kaldırılmıştı.
“ABD, KIBRIS VE YUNANİSTAN TARAFINI DESTEKLEYEN VE CESARETLENDİREN BİR POLİTIKA İZLİYOR”
Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz, şimdiye kadar Yunanistan ve Güney Kıbrıs açısından ABD ve Türkiye arasında dengeli bir politika olduğunu fakat bunun S-400 ile başlayan süreç ile birlikte değiştiğini dile getiriyor.
Hatta bu aşamada ABD’nin, açıkça Kıbrıs ve Yunanistan tarafını destekleyen, cesaretlendiren ve de tezlerini savunan bir politikası var. Prof. Dr. Sait Yılmaz’a göre iki ülkenin geldiği politika çizgisi üzücü.
“Bu adımın birinci nedeni, ABD Başkanı Biden ve yanındaki bazı kişilerin geçmiş kariyerlerini daha çok Yunan ve Ermenilere yakın lobilerde yapmış olmaları. İkinci neden, Türkiye dış politikasında bir denge ararken Batı’dan gittikçe uzaklaştığına dair oluşan algı. Üçüncü neden ise Doğu Akdeniz’deki sorunlarda hem Rusya’yı çıkarmak hem de oradaki enerji denkleminde bir an önce rol almak isteyen ABD şirketlerinin baskıları.”
Prof. Dr. Sait Yılmaz, Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını yerinde buluyor ve bu kararın ciddi anlamda silahlanma anlamına geldiğini savunuyor.
Önümüzdeki dönemi ise “Askeri gerginlik, kışkırtmalar ve silahlanmanın daha da artacağı bir dönem” olarak görüyor.
“Bu ciddi anlamda silahlanma demek. Rum kesimi bu karardan cesaret alacak ve tıpkı Yunanlılar gibi provokasyona başlayacaklar. İkincisi Rumlar zaten silahlanan bir kesim, günde 2 milyon dolar savunmaya harcıyor. Bu daha da artacak. Zaten askerlik süresini uzattılar ve terhis olan herkese de yarın savaş olacakmış gibi teçhizat veriyor. Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki kışkırtmaları ortada. Özcesi önümüzdeki dönem askeri gerginliğin, kışkırtmaların ve silahlanmanın daha da artacağı bir dönem. Ama bunun ne NATO ne Türkiye ne de Yunanistan’a bir faydası olmayacak. Çünkü Türkiye bunların altından kalkar, güçlü bir ülke.”
“LOBİCİLİK FAALIYETLERİ ÇERÇEVESİNDE OLSA BİLE ABD BU KEZ ÖLÇÜYÜ FAZLA KAÇIRDI”
Kasımda ABD’de yapılacak olan seçimler için taraftar toplama çabasına işaret eden Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz’a göre bu adım lobicilik faaliyetleri çerçevesinde olsa bile ABD bu kez ölçüyü fazla kaçırdı.
“Türkiye kendince önlemlerini alır ancak bugüne kadar düşman olmaktan ziyade bir sorun olarak baktı ve bunu öteledi. Ama diyelim bir uçağın düşürülmesi ya da bir geminin batırılması gibi saklanamayacak bir kışkırtma olursa bu sıcak savaşı tetikleyebilir. Lobicilik faaliyetleri çerçevesinde olsa bile ABD bu kez ölçüyü fazla kaçırdı. _Bunun da Rum kesimine bir faydası olmaz, bakın Kıbrıs’ı elli yıldır konuşuyoruz. Birileri kolunu bacağını kaptırır ama bu Türkiye olmaz.”
“ABD’NİN SİLAH AMBARGOSUNU KALDIRMASININ HEDEFİNDEKİ ÜLKE TÜRKİYE”
Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu ise ABD’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırmasıyla hedefteki ülkenin Türkiye olduğunu düşünüyor. Çünkü Güney Kıbrıs Yönetimi ile başka ülkelerin bir sıkıntısı yok.
Prof. Dr. Tarık Oğuzlu’ya göre ABD’nin bu adımı Türkiye’nin Güney Kıbrıs Yönetimi için bir tehdit oluşturmasıyla alakalı değil, dış politikasından dolayı.
“Hedefteki ülke Türkiye çünkü GKBY’nin başka ülkelerle sorunu yok. Batı ülkeleri; Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması, her geçen gün Batı’dan kopup Doğu eksenine kayması, Şanghay İşbirliği’nde Erdoğan’ın üyeliği hedeflemesi ve de Yunanistan ile yaşanan gerginliklerden rahatsız. Türkiye’yi doğrudan hedef almak da riskli bir şey dolaylı yoldan mesaj yollama gayreti olarak görüyorum.”
Uluslararası ilişkilerde ABD ve diğer Batılı aktörlerin eskisi kadar hakim konumda olmadığını dile getiren Prof. Dr. Oğuzlu, Türkiye gibi orta ölçekli ülkelerin de dış politikalarında manevra kabiliyetlerini arttırma gayretlerinin normal olduğunu vurguluyor.
Bir soru ile Türkiye’nin ulusal çıkarları için almaya çalıştığı siyasi tavrın önemine değiniyor; “Türkiye mevcut dış politikasını sürdürmeseydi, Rusya’dan yana yaşayacağımız sıkıntıları tahmin edebiliyor musunuz?”
“Artık çok kutuplu bir dünya düzeni var. Uluslararası ilişkilerde ABD ve diğer Batılı aktörler eskisi kadar da hakim konumda değiller. ABD zamanın değiştiğini, eskisi gibi aktör olamadığını ve sistemin çok kutuplu bir hale doğru gittiğini görmek istemiyor. Çin’in yükselişini baskılamak istiyor, aynı şeyi Rusya için de yapmak istiyor. Türkiye gibi orta ölçekli ülkeler de dış politikalarında manevra kabiliyetlerini arttırmaya çalışıyorlar. O nedenle Türkiye’nin çok boyutlu bir politika izlemesi normal bir durum. Bunu bütün ülkeler yapıyor. Bir mesaj veriyor, ciddi bir rahatsızlık hissediyor. Ama bu ABD’nin haklı olduğu anlamına gelmez sonuçta Türkiye’nin de ulusal çıkarı var. Türkiye mevcut dış politikasını sürdürmeseydi, Rusya’dan yana yaşayacağımız sıkıntıları tahmin edin bakalım.”
“TÜRKIYE, BATI’YA YÜZÜMÜZÜ DÖNMEDIĞIMIZE DAIR SÖYLEMLERI DAHA GÜÇLÜ IFADE ETMELI”
Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu’nun tespitlerine göre ne Yunanistan’ı ne de Türkiye’yi yöneten devlet aklı bir savaş ya da çatışma istemeyecek.
Ama bir uyarıda da bulunuyor; “Batı’ya yüzümüzü dönmediğimize dair söylemleri de daha güçlü söylemeye devam etmeliyiz”
“Türkiye silah sanayisine yatırım yapmaya, ordusunu güçlü kılmaya hatta Batı dışı dünya ile de temaslarını hızlandırmalı. Ama bir taraftan da NATO önemli, AB üyelik süreci ağır aksak gitse de önemli, hala bir devlet projesidir bizim için. Batı’ya yüzümüzü dönmediğimize dair söylemleri de daha güçlü söylemeye devam etmeli. Türkiye Batı’yı çok kolay eleştirirken, Doğu’ya çok kolay geliyor. Bu bir risk, çünkü bizim Batı ile olan ilişkilerimiz daha köklü, sağlam ve de daha yaşamsal. Bu hassasiyetten ziyade Batı’ya karşı daha hoyratız. Bunları dengede tutmak çok önemli.”
AMBARGO İLK KEZ 2020’DE KALDIRILDI
2019 Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasası ve 2020 Mali Yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası kapsamında ABD’nin savunma ürünlerinin Kıbrıs’a ihracat kısıtlaması koşullara bağlanmıştı.
Kıbrıs’a silah ambargosunun kaldırılmasına yönelik ilk karar ise 2020’de eski başkan Donald Trump döneminde verilmişti.
Savunma amaçlı silahların Rum kesimine satışına uygulanan kısıtlamalar bir yıllığına kaldırmış, yine bu durum Ankara’nın tepkisine neden olmuştu.
Kaynak: Euronews Türkçe