Kendini ‘okyanusları plastiklerden kurtarmaya’ adayan 16 yaşındaki Sydney Steenland ile tanışın

Uluslararası Doğa Koruma Birliği'ne göre her yıl en az 14 milyon ton plastik atık dünya okyanuslarına karışıyor. Plastik atıklar denizlerdeki tüm çöplerin yüzde 80'ini oluşturuyor.

Euronews’ten Gregory Ward, dünyanın dört bir yanında engelleri aşan ve değişim yaratan gençlerin izinde Malezya’ya gitti. İlham verici ve şaşırtıcı bir hikayeye sahip çevre ile ilgili değişime imza atmış Sydney Steenland ile görüştü.

16 yaşındaki genç kız çocukluğundan beri ailesiyle birlikte bir yelkenlide yaşıyor. Tekneye taşınma hikayesi ise ilk başta ailesinin mali sıkıntılarından kaynaklanmış. Ama daha sonra bir yaşam şekline dönüşmüş. Ayrıca bu benzersiz yaşam tarzı sayesinde Sydney, dünyada çoğu çocuğun sadece hayal edebileceği yerleri görme fırsatı yakalamış.

“Seyahat ederken harika yerler ve enfes bir doğanın yanı sıra plastik gibi korkunç şeylerle de karşılaştık” diyen genç kız, “Nereye gittiğimizin, hangi ülkede olduğumuzun, bölgenin ekonomik durumunun hiçbir önemi yoktu, her ortamda plastik vardı” diyor.

YILDA 14 MİLYON TON PLASTİK ATIK
Uluslararası Doğa Koruma Birliği’ne göre her yıl en az 14 milyon ton plastik atık dünya okyanuslarına karışıyor. Plastik atıklar denizlerdeki tüm çöplerin yüzde 80’ini oluşturuyor.

Okyanuslardaki plastik kirliliğinin dev boyutlarına yakından tanık olan Sydney ve ailesi bir sosyal girişim projesi başlatmış. Yelkenlilerinin adını verdikleri Sea Monkey Projesi böylece hayata ‘merhaba’ demiş. Bu kapsamda topladıkları plastik atıkları geri dönüştürerek hediyelik eşyalar üretiyorlar.

“BİR ŞEY YAPMAYA BAŞLAMALI”
Sydney henüz 11 yaşındayken hayata geçirilen proje sayesinde şu ana kadar 22 bin 500’den fazla plastiğin geri dönüşümü sağlandı.

10 bine yakın eğitim atölyesi düzenlediklerini söyleyen genç çevreci, hangi alanda olursa olsun küçük de olsa adım atılması gerektiğini düşünüyor ve ekliyor:

“Dünyada yoksulluk, açlık, iklim değişikliği, plastik kirliliği vs. gibi farklı şeyleri önemsiyor olabilirsiniz. Ama bir şey yapmaya başlamak istediğinizde, onu fiziksel olarak yapmaya başlamanız gerekir. Bu her şey olabilir, ne kadar küçük olduğu önemli değil”

GERİ DÖNÜŞÜM NASIL YAPILIYOR?
Plastikleri geri dönüştürme projesi, endüstri mühendisi Dave Hakkens’in internetten açık kaynak olarak paylaştığı planlar sayesinde ailenin ürettiği makinaların Malezya geneline dağıtılması sonucu işliyor.

Sydney süreci, “(Hakkens) Onun parlak fikrini aldık ve birçok deneme yanılma sürecinden sonra kendi makinelerimizi ürettik” diye açıklıyor.

Dönüşüm makinesinin üç ayrı parçası bulunuyor. Parçalayıcı, büyük plastik parçaları daha küçük hale getiriyor. İkinci parça plastikleri eritmeye yarıyor.

Üçüncü parça ise enjektör görevi görerek erimiş haldeki plastiği boş kalıplara dolduruyor. Çıkan sonucun kendini çok mutlu ettiğini söyleyen Sydney, “Hiç kimsenin değer vermediği bu plastik malzemeyi alıp insanların günlük yaşamlarında, okulda ya da mutfakta kullanabileceği eşyalara dönüştürebiliyoruz” diyor.

Sydney’in ailesi Malezya’da yaşıyor ve ülkenin dört bir yanına dağılmış 26 makineleri var. Ayrıca proje sayesinde 2018’den bu yana 15 ülkeye daha 57 geri dönüşüm makinesi yerleştirildi.

“Dünyanın dört bir yanında toplumlara istihdam olanağı sağlıyoruz” diyen Sydney’in babası Carlos Steenland, “Ürünlerimizin çoğunu üreten mültecilere iş bulmuş oluyoruz ve onlara eğitim atölyeleri sunuyoruz” ifadelerini kullanıyor.

“ATÖLYE ÇALIŞMALARINDA EĞİTİM VERİYORUM”
Eğitim, Sea Monkey Projesi’nin merkezinde yer alıyor ve Sydney atölye çalışmalarının çoğunu kendisi düzenliyor. “Eğitimler veriyor, geri dönüşüm sürecini anlatıyor ve insanları makinelerimizi kullanarak kendi geri dönüştürülmüş ürünlerini yapmaya teşvik ediyorum” diyor. Sydney, “Ayrıca farklı ülkelerde plastik kirliliği sorunu hakkında konuşmalar yapıyorum ve umarım insanlara kendi toplumlarında bir fark yaratmaları için ilham veririm” diye ekliyor.

“Dünyanın şu anda her yönden oldukça kötü bir durumda olduğunu ifade eden genç kız, kendisinin ve ailesinin “evi” dediği okyanusu kurtarmak istiyor.

“İşler iyiye gitmiyor gibi görünüyor ama yakından baktığınızda küçük değişiklikler yapıldığını görüyorsunuz ve eğer hep birlikte ayaklarımızın altındaki toprağın yok olma sürecini yavaşlatabilirsek, o zaman önünde sonunda bir çözüm bulacağız” ifadelerini kullanıyor.

Kaynak: Euronews Türkçe