HABER MERKEZİ
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘koloni şefi’ gibi davrandığını ifade eden CTP milletvekili Doğuş Derya, Çavuşoğlu’nun dünkü bir toplantıda CTP’li vekillere sarf ettiği sözlere tepki gösterdi. Derya, “halkın oylarıyla gönderdiği hiçbir vekile bir başka ülkenin dışişleri bakanı iftira atmak suretiyle saldıramaz. Bu, kurmaya çalıştığımız kardeşlik ilişkisinin, olması gereken diplomatik ilişkinin hilafına bir durumdur” dedi.
Doğuş Derya’nın konuşmasının konuyla ilgili kısmı şöyle:
“Bizim demokrasi kültürümüz olduğu halde birileri sürekli dışarıdan ifade özgürlüğünü kısıtlamaya çalışıyor. Toplumun hiç ihtiyacı olmadığı halde özel harekat kuvvetlerinin işbirliğinin geliştirilmesi üzerinden hususlar protokollere koyuluyor. Çavuşoğlu’nun da dün ağzından kaçırdığı üzere polisle bu konuda işbirliği yapıldı. Mücahitler Gazinosuna çevik kuvvetin yerleştirileceği söyleniyordu. Bu topluma sürekli dışarıdan bir şey dayatılıyor. Bizimle birlikte değil bizim adımıza konuşan zihniyeti eleştirmediğimiz sürece daha bu konularla çok uğraşacağız.
TC Dışişleri Bakanı buradaki yurttaşla bir araya geldiğinde KKTC İçişleri Bakanı yanında otururken yurttaşlık sorunu çözme taahhüdü veriyor. Buranın yurttaşlık yasası ile ilgili konuşuyor. Sorun burada. Siz, ‘KKTC’yi biz kurduk’ diyen arkadaşlar bunlara dair bir şey söylemiyorsunuz.
Bir Dışişleri Bakanın bu ülkeye gelip bu ülkedeki kimseyle görüşmeden, 50 yıldan fazladır Kıbrıs Sorunu ile ilgili barış mücadelesi veren, yakınlaşma mücadelesi veren CTP’nin 3-4 yıldır hiçbir yetkilisi ile muhatap olmadan Kıbrıs’ın geleceğiyle ilgili açıklamalar yapılması doğru değildir.
Olmayacak cümleler kuruyorlar. Bizim adımıza değil bizimle birlikte konuşun diye diplomatik adaba uyun şekilde talep geldiğinde; bu ülkede gerek emek gerekse özgürlük ve halkların korunması için kendisini siper etmiş CTP’nin parti meclisi kararlarına yönelik bir başka ülkenin yorumda bulunarak “sizi yok sayıyoruz” diyemez. Biz halkı temsil ediyoruz CTP olarak.
Halkın oylarıyla gönderdiği hiçbir vekile bir başka ülkenin dışişleri bakanı iftira atmak suretiyle saldıramaz. Bu, kurmaya çalıştığımız kardeşlik ilişkisinin, olması gereken diplomatik ilişkinin hilafına bir durumdur. Ecdat edebiyatı ile insanları birbirinden ayırarak bunu yapıyorlar. Buna itiraz etmek, inadına demokrasiyi savunmak, inadına federal çözümü savunmak, inadına bu ülkeyi yurt bilen herkesin teker teker yurt hakkını ve özgürlüklerini savunmak; etnik kökeni, dili, dini, cinsiyeti fark etmeksizin, bu ülkeye faydası olacak güven yaratıcı önlemlerin uygulamaya gitmesini savunmak, bunların hiçbiri bu ülkenin menfaatı hilafına değildir … Bu ülkenin menfaatı hilafına olan toplumun iradesini gasp etmek, Kıbrıs’ta bir koloni şerifi gibi davranmaktır… Biz bunu reddediyoruz. Parça parça Türkiye’de yerleştirmeye çalışılan otokratik sistemi görüyoruz. Teke tek insanların üzerine gidiliyor.
Şuan yasaları durdurmuş olabiliriz anca barış yanlısı, federasyon yanlısı yayın yapığı için birilerinin telefon açması ile gazeteci Ulaş Barış işinden atılabiliyor, Yonca Özdemir ODTÜ Kalkanlı’da bir akademisyen. Sendikal haklar için mücadele eden bir akademisyen. Gerekçe gösterilmeden tamamen siyasi nedenlerle işine son verilebiliyor.”
Bugün Kıbrıs