Evleri doğal afetlere karşı hazırlayan bir mimar Sam Bowstead. Ancak Şubat ayında Brisbane’deki evi sel suları tarafından yutulduğunda çaresiz kaldığını hissetti: “Evinize bunca zaman ve emek harcıyorsunuz. Ve onun sular altında kaldığını görüyorsunuz. Bu çok yıkıcı”.
“Daha önce aynı şeyi yaşayan insanlarla çalıştım. Şimdiyse benim başıma geldi. Suların bu kadar hızlı yükseldiğini görünce şok olduk… Birkaç saat içinde bir metreden fazla yükseldi. Evimiz için endişelenirken kendi güvenliğimiz için endişe etmeye başladım.”
Sonunda tek kaçış yolu bir bottu.
Bowstead’in deneyimi Avustralya’da yaygınlaşmaya başladı.
Geçtiğimiz üç senede yangınlar ve seller 500’den fazla insanın ve milyonlarca hayvanın hayatını kaybetmesine yol açtı. Kuraklık, hortum, çılgın medcezirler insanların hayatını etkisi altına aldı.
İklim değişikliği Cumartesi günü Avustralya’da yapılacak seçimde oy kullanacaklar için temel etken. Yaşam masrafları ve doğal afetlerin önemi daha önce hiç olmadığı kadar birbirine yaklaştı.
Climate Council sivil toplum kuruluşunun raporuna göre, Avustralya’da araştırmaya dahil edilen her 25 evden biri 2030’a kadar etkin şekilde sigorta edilemez olarak kaydediliyor. Yani ülke bir “sigorta kriziyle” karşı karşıya.
Kurum yöneticisi Amanda McKenzie, artık pek çok Avustralyalının evlerini ya da iş yerlerini sigortalamanın imkansız olduğunu düşündüğünü söylüyor.
En büyük sorun ise, 500 bin evin yüzde 40’ının sigortalanamaz olduğu Queensland eyaletinde görülüyor. Eyaletin başkenti Sam Bowstead’in evinin bulunduğu Brisbane.
Kaynak: BBC