Savunmanın Yüksek Mahkeme’ye sunulması sonrası açıklama yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, iddianamenin hukuki değil siyasi bir belge olduğunu söyledi.
Dede, “AYM’nin kendisi de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen ilk iddianamenin CMK’da (Ceza Muhakemesi Kanunu) aranan şartları taşımadığını ve yine Anayasanın 68-69’uncu maddelerine de aykırı olarak düzenlenmiş olduğunu tespit etmişti. 7 Haziran tarihinde verilen ikinci iddianamede ilk iddianameden bir farklılık içermiyordu” dedi.
Dede, HDP’nin yaptığı ön savunmada iddianamenin siyasi belge olduğuna ilişkin hususları ayrıntılı olarak ifade ettiklerini vurguladı:
“Esas hakkında yaptığımız savunmada da ayrıntılara inerek savcının her bir iddiasına tek tek yanıt vermek suretiyle bu iddianamenin hukuka aykırı olarak tanzim edildiğini, siyasi iktidar ve ortaklarının zorlaması neticesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ısmarlama olarak hazırlatılmış bir belge olduğunu ortaya koyduk. 2015 yılından bu güne HDP üzerinde gerçekleşen saldırıların belki de son halkası olarak nitelendirdiğimiz bu belge, HDP’yi demokratik siyasetin dışına itme operasyonunun bir argümanı olarak kullanılıyor.
“HDP’nin neden hedef haline geldiği 7 Haziran 2015’teki seçim sonuçlarına bakılarak görülecektir. İddianame incelendiğinde; HDP’nin kapatılması kisvesi altında dile getirilmiş olsa da aslında kadın özgürlük mücadelesinin de Kürt halkının özgürlük mücadelesinin de bu iddianamede hedef haline getirilmiştir. Siyasi bir belgedir dedik, CMK’da belirtilen şartları taşımıyor dedik ve Anayasa’ya uygun olarak hazırlanmamıştır.”
SAVUNMANIN BİR BÖLÜMÜ KADINLAR TARAFINDAN YAZILDI
HDP Hukuk Komisyonu üyesi Maviş Aydın da savunma içerisinde kadınlara ayrılmış bir bölümün sadece HDP’li kadınlar tarafından yazıldığına dikkat çekti. Aydın, “Siyasi yasak istenilen yüzlerce kadının siyasetin dışına itilmesiyle neler zarar göreceği konusunda kapsamlı değerlendirmeler yaptık” dedi.
Kaynak: BBC Türkçe