Fileleftheros ve diğer gazetelere göre Limasol’da bir açılışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Anastasiadis, bundan sonraki adımının, “Kıbrıs sorununun çözümü ve önce gerçekten güven sağlayacak, ardından da yeni bir yaratıcı diyalog yolunu açacak özlü GYÖ’ler benimsenmesi için Avrupa’nın inisiyatifler alması gereğine dair Avrupa Konseyi’ne kapsamlı bir öneri sunmak” olacağını söyledi.
Anastasiadis, BM Genel Sekreteri’nin özel temsilci ataması konusu sorulduğunda “Herhangi yeni bir şey yok” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genel Sekreterliğin tezini kabul ettiğimizi iyi biliyorsunuz. Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin reddi, diyalog olmamasında suçun kimde olduğunu gösteriyor. Atanacak temsilciye verilecek yetkiler bizi işleyebilir, sürdürülebilir ama her zaman Doruk Antlaşmaları ve BM kararları temelinde bir çözüme götürecek bir diyaloğun yeniden başlaması için ortam veya şartlarını yaratılmasına olanak tanıyacak şekilde olmalı.”
“KOMİSYON’A BAŞVURU ÇAĞRISI YAPANLAR YALANCI ÇIKTI”
Alithia’ya göre Anastasiadis Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Evkaf’ı ve vakıf kurumlarını, kapalı Maraş’taki mülklerde ilgili taraf olarak kabul etme kararının, Rumlara kapalı Maraş’taki malları için TMK’ya başvurma çağrısı yapanları “yalancı çıkardığını” öne sürdü, özetle şunları söyledi:
“Türk makamları ve onların adamı Tatar tarafından sahiplerine kapalı bölgeye yeniden yerleşme daveti yapıldığı ilk baştan beri, bir tuzak olduğu uyarısında bulunmuştuk. Aynı şekilde pilot bölge dedikleri küçük yer de, Evkaf’ın talep ettiği bölgeye temas etmediği belirlendiğinden, Komisyon’a başvurmaları için Kıbrıslı Rumları cezbetmek maksadıyla ilk tedbir olarak verildi.
Evkaf’ın ilgili taraf olarak kabul edilmesi, kapalı bölgede talep ettiği bölgelerdeki sahip olduğuna dair eskiden verilmiş bir kararın yeniden teyidinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla, aksini söyleyen sirenlere rağmen dikkatli olmak gerekir. Yasal sakinlerin, güya tazminat veya mallarının sahipliğini veren bir komisyona başvurmaya çağıran ve bunda ısrar edenler bugün yalancı çıkıyor.”
Anastasiadis’e, Rum yönetiminin bu durumdan kaygı duyup duymadığı sorulduğunda “Kaygılandığımız için ilk başta 550 ve 789 sayılı kararların kapsadıklarını, yani kapalı bölgedeki ve geriye kalan bölgelerdeki mal sahiplerinin ve yasal sakinlerin haklarını güvenceye almak için her türlü faaliyette bulunmaktan vazgeçmedik. İnisiyatifler alıyoruz ve adaletin sağlanması için de diplomatik yoldan ısrar etmeyi sürdüreceğiz” cevabını verdi.