Cumhuriyet’ten Mehmet Ali Güller’in yazısı şöyle:
Önce Yunan basınında çıktı: “ABD EastMed projesini desteklemediğini Atina’ya bildirdi.” Ardından Reuters ajansı, Yunan hükümet kaynaklarına dayandırarak ABD’nin konuyla ilgili mektubunun Atina’ya ulaştığını duyurdu.
Proje, başından itibaren ekonomik değil, siyasiydi. Doğu Akdeniz gazını Avrupa’ya taşıyacak ekonomik güzergâh Kıbrıs-Türkiye hattıydı. ABD’nin siyasi desteğiyle İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında imzalanan EastMed projesi ise pahalıydı; Kıbrıs’tan Girit’e, Girit’ten Yunanistan’a uzun boru hatları inşası gerektiriyordu. Projeyi ekonomik yapabilmek için Körfez gazını İsrail üzerinden Doğu Akdeniz’e taşıma projesini hayata geçirmeye çalıştılar.
Fakat ABD en sonunda projeye desteğini çekti. Gerçi konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yok ve durum “belge olmayan belge” diye ifade edeceğimiz bir mektuptan ibaret. Ancak bir haftadır tartışılan ve Yunanistan’da öfke yaratan mektup, yalanlanmış da değil.
Peki Washington, son birkaç yıldır yaptığı askeri anlaşmalarla büyük önem verdiği Yunanistan’ı öfkelendiren bu mektubu neden gönderdi?
RUSYA: ABD’NİN FLÖRT TAKTİĞİ
ABD, projenin ekonomik olmadığını sonunda anladığı için mi görüş değiştirdi? Olası değil; zira projenin ekonomik olmadığı konusunda neredeyse tüm enerji uzmanları fikir birliği içindeydi.
Peki ABD, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki baskısı nedeniyle mi geri adım attı? Tersine, Türkiye 2019’da başlattığı Doğu Akdeniz’deki aktif hamle dönemini geçen yıl kapattı ve Doğu Akdeniz’de geri çekilme sürecine girdi. Mavi Vatan politikalarını terk etti. Dahası Türkiye’nin kıta sahanlığıyla örtüşen parselde Güney Kıbrıs’ın ABD-Katar ortaklığı ile anlaşmasına Ankara gerçek bir tepki göstermedi, geçiştirdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD ve Katar’ın, Exxon Mobil ile Katar Petrol ortaklığındaki çalışmanın Türkiye’nin kıta sahanlığı dışında kalacağı garantisi verdiğini açıkladı!
Yunanistan’daki baskın görüş, ABD’nin U dönüşünün Türkiye’ye taviz olduğu yönünde. Nitekim Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Başkan Yardımcısı Aleksey Grivaç da ABD’nin U dönüşünün “Washington’ın Ankara ile diplomatik flört taktiğinin bir parçası olabileceğini” belirtiyor.
YENİ SOĞUK SAVAŞ’IN GEREĞİ
Daha önce çok kez yazdık. Rusya’nın Avrupa açısından başat enerji tedarikçi rolünden rahatsız olan ABD, Doğu Akdeniz gazını o rolü azaltmanın bir yolu olarak görüyor. ABD, Ukrayna’yı baypas eden Rusya ile Almanya arasındaki Kuzey Akım-2 projesini engelleyemedi. Bu projenin varlığı, Ukrayna merkezli Rusya karşıtı stratejik hamleye, ABD’nin Almanya’yı istediği oranda çekememesine neden oluyor.
ABD ile Rusya arasında bu hafta yapılan Ukrayna merkezli gerilimi düşürme görüşmeleri bir sonuç vermedi. Önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi masada Rusya’nın üç vazgeçilmezi ile ABD’nin iki kabul edilmezi var. ABD’nin Doğu Akdeniz’deki bu U dönüşü, Ukrayna merkezli yeni Soğuk Savaş’ın bir gereği görünüyor.
ABD’nin Çin-Rusya ittifakına karşı Batı Avrupa’ya da Türkiye’ye de (ve en çok Hindistan’a) ihtiyacı var. Enerji hatları üzerindeki Kafkasya ve Orta Asya’da son dönemde yaşanan Azerbaycan-Ermenistan savaşı ile Kazakistan olaylarının Türk kamuoyunda propaganda ediliş tarzı dikkat çekici. Her iki konu da Rusya karşıtlığı üzerinden işlendi.
AKP’YE ABD FIRSATI
Libya, Suriye / İdlib ve Ukrayna / Karadeniz konularını Türkiye ile Rusya arasındaki işbirliğini sabote edebilecek alanlar olarak gören ABD, bunda henüz başarılı olamadı. Doğu Akdeniz’deki U dönüşünü, ekonomik kriz ile seçim baskısı altındaki Erdoğan iktidarına sunulan bir ABD fırsatı olarak yorumlamayı gerektirecek olgular var. Zira Erdoğan’ın 13 Ocak’ta yeniden “AB üyeliğini stratejik hedef” ilan etmesi ve 12 Ocak’ta “Edirne’deki (Demirtaş), en büyük hesabı İmralı’dakine (Öcalan’a) verecek” demesi ilginç. Ayrıca, hatırlanacaktır, ABD Dedeağaç’ta üs kurar ve askeri yığınak yaparken iktidar çevreleri ABD’ye “Yunanistan’ın değil Türkiye’nin tercih edilmesinin onun çıkarlarına daha uygun olduğu” mesajlarını veriyordu. U dönüşünü, ABD’nin bu mesajları olumlu anlamda not ettiğinin işareti olarak görmek olası.
Murat Mercan ve İbrahim Kalın ikilisinin geçen ayki ABD temaslarının içeriği, şimdi daha da önem kazanıyor!
Oysa, Suriye’nin üç gün öce Çin’le Deniz İpek Yolu anlaşması imzaladığı şartlarda, aslında Doğu Akdeniz’de çok daha büyük bir fırsat var Türkiye için! Tartışacağız…