Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili ve Milletvekili adayı Asım Akansoy, ülkede ekonomik anlamda bir sefalet varken, yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binası yapılmak istenmesinin ahlaki bir çöküş ve gösteriş budalalığı olduğunu kaydetti.
“SEÇİMDEN 10 GÜN ÖNCE ANKARA’YA GİDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ BİR GÖRÜNTÜ”
Halkın özgür iradesi ile Ulusal Birlik Partisi’nin tek başın iktidar olamayacağını, hatta birinci parti olmasının bile tartışmalı olduğunu kaydeden Akansoy, UBP içinde büyük kavgaların olduğunu herkesin söylediğini belirtti.
Mayıs TV’de yayınlanan Mayıs Manşet programında Meltem Sakin’in sorularını yanıtlayan Akansoy, “Sağ seçmende karma oya yönelme söz konusu. Ancak son 10 gün kala müdahaleler başlarsa durum değişir. Biz bunu medya ile birlikte izleyip gerekli tavrı sergileyeceğiz. Sahadan asla kopmayacağız. Başbakan Faiz Sucuoğlu Fuat Oktay ile görüştü. Düşünün ki 23 Ocak’ta seçim var. Seçimden yaklaşık 10 gün önce ülkenin Başbakanı Ankara’ya ziyarete gidiyor. Bu bile aslında kabul edilmez bir görüntüdür” dedi.
“SANDIĞA GİTMEM DİYENLER AZALIYOR”
Cumhurbaşkanlığı seçimindeki ağır müdahalenin toplum üzerindeki etkisinin de ağır olduğunu anlatan Akansoy, seçmenin sandıktan uzaklaşmasının sebeplerinden birinin de bu olduğunu ifade etti.
“Biz müdahale gördüğümüz yerde mutlaka bunu kamuoyu ile paylaşır, gerekli tepkiyi sergileriz” diyen Akansoy, seçmenin de sandığa tepkisinin giderek çözüldüğü yönünde izlenimi olduğunu, ilk başta ‘sandığa gitmem, oy vermem’ diyenlerin, şimdi ‘gidip oy vermek lazım’ dediğini aktardı.
Akansoy, “Boykot diyenlerin görüşüne saygı duyuyorum. Siyasi duruşu olan bu kişilerin ötekileştirilmesini doğru bulmam. Ben sandığa gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu bir mücadeledir. Benim için parlamento, solun, federalistlerin mücadele alanlarından bir tanesidir. Diğeri sokaktır, bir diğeri de uluslararası temaslardır. Hiçbir şey yapmamak, sadece parlamentoya sıkışıp kalmak ve dünyayı orada değiştireceğimizi zannetmek büyük bir yanılgıdır. Solun yeni dönemdeki ana ekseni yurtsever ve demokratik bir cephe açabilmek olmalıdır. Bunları ileriki günlerde hep birlikte tartışacağız” dedi.
“EKONOMİ ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURDUK”
Ülkenin baş gündem maddesi olan ekonomiyle ilgili görüşlerini de açıklayan Akansoy, Türk Lirası kullanımından kaynaklanan ciddi bir enflasyon vergisi ödediğimizi, bunu aşmak adına da CTP’nin Euro temelli istikrarlı muhasebe birimini toplumun önüne koyduğunu kaydetti.
“Biz göreve gelir gelmez bunun önünü açmak konusunda çalışacağız, gerekeni yapacağız” diyen Akansoy, elbette Avrupa Birliği ve Türkiye ile de görüşeceklerini, burada önemli olanın Kıbrıs Türkünün iradesi olduğunu anlattı.
Akansoy, “Ekonomik olarak kısa vadede de bazı adımlar atmak gerekir. Bu nedenle ekonomi acil eylem planı oluşturduk. Halkın alım gücünü artırabilmek adına vergi reformu, asgari ücretten vergi alınmaması notalarında ciddi öneriler vardır” dedi.
“TATAR’IN ‘EURO’YA GEÇMEYECEĞİZ’ DİYE BİR KARAR ÜRETECEK YETKİSİ YOKTUR”
Kendilerinin siyasetteki temel hedeflerinin federal Kıbrıs’a ulaşmak olduğunu vurgulayan Akansoy, bu süre zarfında Euro bazlı bir muhasebe biriminin kullanılmasının da geçiş sürecini rahatlatacağının altını çizdi.
Cumhurbaşkanlığı makamının icra makamı olmadığını, Anayasa’da yetkilerinin belirlendiğini kaydeden Akansoy, “Bu yetkiler içerisinde ‘Euro’ya geçmeyeceğiz’ diye bir karar üretecek irade beyanı olamaz. Bu nedenle Sayın Tatar yetkilerinin dışına çıkmıştır” dedi.
“BU AHLAKİ BİR SORUNDUR ASLINDA. BU GÖSTERİŞ BUDALALIĞIDIR”
Akansoy son olarak şunları kaydetti;
“Düşünün bir evde, çocuk yatak odası akıtırken, mutfak akıtırken oturma odasına lüks oturma grubu almak kabul edilir değildir. Bu ahlaki bir sorundur aslında. Bu gösteriş budalalığıdır.
Eve gelenler seni iyi görse ne yazar. Biz yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binasını kabul etmiyoruz. Ülkede sefalet varken, alım gücü bu kadar düşmüşken, marketlere uğranamazken biz bunu kabul edemeyiz, reddediyoruz. Bu bina Kıbrıs Türk halkına ciddi bir hakaret olur.”
“ÖNEMLİ OLAN SOL, DEMOKRAT VE YURTSEVER GÜÇLERİN MECLİS’TE ÇOĞUNLUĞU ELE GEÇİRMESİDİR”
“Kıbrıslı Türkler varoluş mücadelelerinde tarihsel bir süreçten geçmektedir. Bizim bu gerçeği ters yüz etmemiz lazım. Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığını kökleştirmek için dayanışma içinde olmamız gerekir.
Yüksek bir dayanışma içinde olmazsak geçmişe takılıp kalırsak beklentileri karşılayacak bir sonuç alamayacağız. Boykota saygı duymakla birlikte önemli olan sol, demokrat ve yurtsever güçlerin Meclis’te çoğunluğu ele geçirmesidir.
Ben 23 Ocak’tan sonra yeni bir aşamanın olacağını düşünüyorum. CTP hükümeti yönetme iddiasındadır. Federasyon tezini uluslararası alanda dile getireceğiz. Bu adanın yeniden birleştirilmesine el birliğiyle imza koyacağız.”