Bugün Kıbrıs

Veliler, yüz yüze eğitimin ilk sekiz haftasını değerlendirdi

Eğitim Beklemez İnisiyatifi velileri, yüz yüze eğitimin ilk sekiz haftasını değerlendirdi. Eğitim Beklemez İnisiyatifi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, veliler hükümet yetkililerine gözlemlenen olumlu, olumsuz uygulamaları ve taleplerini iletti. Yapılan açıklamada, özellikle okulların açıldığı ilk günlerdeki vaka sayısı üzerinden yaratılan suni tartışma ve endişenin artık ortadan kalktığının memnuniyetle görüldüğü ve sürecin inisiyatif temsilcileri açısından sağduyu ile, aktif olarak takip edilmeye devam edildiği vurgulandı.

Açıklamada, “14 Temmuz’dan okulların yüz yüze eğitime başladığı 13 Eylül haftasına kadar, tüm vakalar içerisinde 0-19 Yaş aralığındaki vakaların oranı %21 civarı iken okullar açıldıktan sonra bu oran %24 civarında devam etmektedir” denildi. Yaşanan artışın getirilen test zorunluluğu kriteri ile vaka tespitinin artması sonucu olduğunu değerlendiren veliler, öğrenci vaka sayıları haftalık olarak toplam öğrenci nüfusunun %0.5’inin altında kaldığını ve artış göstermediğini vurguladı. İnisiyatif, “İnanıyoruz ki, bu sevindirici rakamlar temelde öğretmenlerimizin belirlenen kuralları titizlik ve özveri ile uygulamaları sayesinde elde edilmektedir. Bu nedenle tüm öğretmen ve okul çalışanlarımıza teşekkür ederiz” dedi. Eğitimde kronikleşmiş sorunların ötesinde, Covid-19 pandemisi ile ortaya çıkan ve ivedilikle çözülmesi gereken sorunlara da değinen İnisiyatif, seyreltilmiş eğitimin yarattığı ve yaratacağı sorunlara, temaslı veya pozitif öğrencilerin eğitimlerindeki aksaklıklara, yetkililer tarafından aksi belirtilmiş olmasına rağmen okullarda yaşanan malzeme eksikliklerine değinirken, 12 yaş üstü çocukların aşılanması için kampanya başlatılması, okullarda aşılama çalışmalarına geçilmesi, okullarda yapılan PCR taramalarının sonuçlarının da diğer paylaşılan istatistikler gibi kamuoyu ile paylaşılmasını ve son olarak da 2022 bütçesi hazırlanırken eğitime hak ettiği önemin verilmesi talep edildi. İnisiyatif, açıklamasında doğru tedbirlerin uygulanması halinde, pandemi koşullarında en son kapanması gereken yerin okullar olduğu konusunda tüm kesimlerin görüşlerinin netleşmiş olduğuna inandıklarını vurgularken, “bu anlayışın sürdürülmesinin sıkı takipçisi olacağımızdan ve aksi yönde atılacak adımlarda en sert şekilde tepki vereceğimizden herkes emin olabilir” denildi.

Eğitim Beklemez İnisiyatifi açıklamasının tam metni şöyle:

“Değerli Veliler, Öğretmenler ve İdareciler,

Eğitim Beklemez İnisiyatifi olarak, bir süredir okulların açılması sonrasındaki durumu gözlemlemekteyiz. Özellikle okulların ilk açıldığı günlerdeki vaka sayısı üzerinden yaratılan suni tartışma ve endişenin artık ortadan kalktığını memnuniyetle görüyoruz. Süreci sağduyu ile aktif olarak takip etmeye devam ettiğimizi vurgulamak isteriz.

Covid-19 pandemisi ile ilgili detaylı istatistikler, Sağlık Bakanlığı tarafından 14 Temmuz 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaşılmaya başlanmıştı. 14 Temmuz’dan okulların yüz yüze eğitime başladığı 13 Eylül haftasına kadar, tüm vakalar içerisinde 0-19 Yaş aralığındaki vakaların oranı %21 civarı iken okullar açıldıktan sonra bu oran %24 civarında devam etmektedir. Getirilen test zorunluluğu kriteri ile vaka tespitinin arttığı da göz önünde bulundurulduğunda, geride kalan son 8 haftada ortaya çıkan öğrenci vaka sayıları haftalık olarak toplam öğrenci nüfusunun %0.5’inin altında kaldığını ve artış göstermediğini vurgulamak isteriz. İnanıyoruz ki, bu sevindirici rakamlar temelde öğretmenlerimizin belirlenen kuralları titizlik ve özveri ile uygulamaları sayesinde elde edilmektedir. Bu nedenle tüm öğretmen ve okul çalışanlarımıza teşekkür ederiz.

Okulların bir bulaş kaynağı olduğu ve yüz yüze eğitime başlanmasıyla birlikte gerek toplum içerisinde gerekse de öğrenci nüfusu içerisinde önlemez bir bulaş yaşanıp toplumsal felakete sürükleneceğimize ilişkin oluşan önyargıların yıkılması, bizler için en büyük öncelik olduğundan, geçtiğimiz sekiz haftayı çok dikkatli bir şekilde gözlemleyip; bu havanın ortadan kalkmasını bekledik. Geldiğimiz noktada artık doğru tedbirler uygulanırsa, pandemi koşullarında en son kapanması gereken yerin okullar olduğu konusunda tüm kesimlerin görüşleri netleşmiş durumdadır. Bu anlayışın devamı konusunda sıkı bir şekilde takipçi olacağımızdan ve aksi yönde atılacak adımlarda en sert şekilde tepki vereceğimizden herkes emin olabilir.
Okullarda yüz yüze eğitime devam edilirken, geride bıraktığımız süreçte gerek diğer velilerden, gerekse öğretmen ve öğrencilerimizden bilgi edindiğimiz bazı sıkıntılara, eğitimin bir bacağı olan veliler olarak önerilerimizi sunmak isteriz:

1. Seyreltilmiş Eğitimin Devamı Ve Testlerle Desteklenmesi:
Bilindiği üzere, yüz yüze eğitim başlarken, 19 ilkokul yeni eğitim-öğretim yılına seyreltilmiş olarak başlamıştı. Uzmanların altını çizerek vurguladığı üzere, 12 yaş altı çocukların okul içerisinde bulaş kaynağı olma risklerinin çok düşük olduğu halde alınan bu kararı hayal kırıklığı ile karşıladığımız daha önce belirtmiştik. Geride kalan süreçte edinilen tecrübeler ışığında, bu durumun devamının ne kadar gerekli olduğu tekrardan gözden geçirilmeli ve alternatif tedbirlerle tüm çocuklarımızın eşit koşullarda ve eşit sürelerde eğitim almasının yolları aranmalıdır. Seyreltilmiş eğitim nedeniyle, mali imkanları yeterli ailelerin çocuklarının etüd desteği aldığı, alamayanların ise yeri geldiğinde yetişkin kontrolünün de olmadığı ortamlarda pek çok psiko-sosyal riskle de karşı karşıya bırakılarak, yaratılan fırsat eşitsizliğinin daha da derinleştirildiği unutulmamalıdır. Atılmayan adımlar, ileride hayati toplumsal sorunlar olarak karşımıza çıkacaktır. Ayrıca, sosyal medya üzerinden hiçbir çekince duymadan paylaşılan tedbirli/tedbirsiz “özel ders” fotoğrafları, seyreltilmiş eğitimi de, salgın tedbirlerini de anlamsız kılmaktadır. Bu bağlamda, okullarda olduğu gibi, etüd, dersane ve özel derslerde denetimlerin arttırılmasını ve hatta seyreltilmiş eğitime ivedilikle son verilmesi ile sürecin düzenli testlerle takip edilmeye devam edilmesi gerekmektedir.

2. Temaslı Veya Pozitif Olan Öğrencilerin Eğitime Devamı:
Hepimizin takip ettiği üzere her hafta 400 civarı öğrenci temaslı durumuna düşüp sınıf arkadaşları okullarına devam ederken evde izole olmak zorunda kalmaktadır. Temaslı olan öğrenciler değişik yaş grupları ve değişik okullardan olabildikleri için eğitim eksiklerinin kapatılması kolay olmamaktadır. Bu durumun bir süre daha devam edeceği düşünüldüğünde, konunun merkezi bir çözümle halledilmesi için etkin ve alternatif çözümler üretilmelidir.

3. Kolej Sınavı:
Okulların bir kısmında seyreltilmiş eğitim bir kısmında tam zamanlı eğitim devam ettiği halde, her yıl uygulanmakta olduğu şekliyle Kolej sınavının bu yıl da uygulanacak olması vicdanlara sığmayacak bir adaletsizlik oluşturmaktadır. Mevcut haliyle zaten özel ders alma imkanı olan öğrencilerin çok daha avantajlı olduğu sınav sisteminde bu yıl seyreltilmiş eğitim almak zorunda kalan çocukların yarışma hakları adeta ellerinden alınmaktadır. Mevcut durum göz önünde bulundurularak bu konuda acil çözümler üretilmelidir.

4. Aşılanma Konusunda Son Durum:
Salgınla mücadele ve normale dönüş yolunda elimizdeki en güçlü silah aşıdır. 12 yaş üstü tüm öğrencilerin aşılanıp normal şekilde eğitimlerine devam etme şansı olan ülkemizde öğrenci nüfusu içerisindeki aşılanma oranının ne olduğu açıklanmalı ve eğer bunu iyileştirme olasılığı varsa okullarda aşılama da dahil bu konuda her türlü çalışma yapılmalıdır.

5. Yapılan Taramaların Ve Sonuçlarının Halkla Paylaşılması:
Vakaların erken tespit edilip izole edilmesi mesafe tedbirlerinin tam olarak uygulanamadığı ortamlarda bulaşın engellenmesi için en önemli mücadele araçlarından birisidir. Bu çerçevede, okullarda yapılmakta olan taramaların sayısı ve sonuçları da haftalık olarak vaka sayıları ile birlikte paylaşılmalıdır. Söz konusu tarama sonuçlarının paylaşılmasıyla sisteme olan güven artacak ve okulların tehdit olarak görülmesinin de önüne geçilecektir.

6. Okullardaki Malzeme Eksikliklerinin Durumu:
Dönem başında bakanlık tarafından yıl sonuna kadar ihtiyaç duyulan malzemelerin hali hazırda bakanlık depolarında bulunduğu ve herhangi bir eksiklik oluşmayacağı belirtilmiş olmasına rağmen, son zamanlarda okullarda ciddi sorunlar yaşandığı ve bütçe eksiklikleri dolayısı ile velilerden bağış toplandığı konusunda duyumlar almaktayız. Bu konuda eğer herhangi bir sıkıntı varsa, kimin hatası ya da eksikliği olduğuna bakılmaksızın, ihtiyaçların hızlıca tespit edilip giderilmesi için ivedilikle önlem alınmalıdır. Toplumsal bir dayanışma içerisinde çocuklarımızın her şeyden önemli olduğunu unutmadan birlikte hareket etmemiz gerekmektedir. Eğitim Beklemez İnisiyatifi, bu konuda gerekirse öncü olmak için hazırdır.

7. 2022 Bütçesinin Oluşturulması:
2022 yılı bütçe çalışmaları yapılırken eğitimin sağlıklı ve adaletli bir şekilde devam edebilmesi ve gelecek nesillerin “kayıp nesil olmaması” hedefiyle, eğitim ve okulların ihtiyaçları her şeyden daha önemli ve öncelikli tutularak hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadan ihtiyaç duyulan tam bütçe ayrılmalı, eğer bir tasarruf yapılacaksa söz konusu tasarrufun başka bütçe kalemlerinden yapılması düşünülmelidir. Alınacak aksi kararlarda hem iktidardaki hem de muhalefetteki tüm siyasilerin ortak sorumluluk taşıyacağı unutulmamalıdır.

8. Yaklaşmakta Olan Kış Ayları İçin Uygulanabilecek Ek Tedbirler.
Yaklaşmakta olan kış aylarında toplum genelinde vaka sayılarının artacağı, COVID dışı enfeksiyonların da artması ile birlikte sağlık sisteminin genel yükünde de sınırların zorlanacağı öngörülmektedir. Bu tespitler ışığında her türlü koşulda yüz yüze eğitimin kesintisiz devam etmesi, hem tüm sektörlerde çalışan vatandaşların çocuklarının güvende olduğunu bilmesi açısından, hem de çocuklarımızın 1,5 yıllık kayıplarının acilen telafi edilip oluşan zararın daha da derinleşmemesi açısından elzemdir. Bu çerçevede kış ayları ile ilgili alternatifli çalışmalar yapılıp hangi durumlarda hangi tedbirlerin uygulanacağı acilen belirlenmeli ve halkla paylaşılmalıdır.

Eğitim Beklemez İnisiyatifi olarak okulların ekstra bir bulaş riski oluşturmadığı konusunda en baştan beridir savunduğumuz görüşlerin doğruluğunu rakamlarda gözlemlemekten duyduğumuz iç huzurunun rehavetine kapılmadan “En kötü okul bile sokaktan daha güvenlidir” ve “Her yer kapanmadan okullar kapanamaz!” görüşlerimizin sonuna kadar arkasında duracağımızı bir kez daha vurgular; gerek oluşan yeni hükümetin, gerekse de yapılacak genel seçimler sonrası oluşturulacak yeni hükümetlerin bu sorumlulukla hareket etmelerini beklediğimizi tüm veliler adına yineleriz.”

Exit mobile version