HABER MERKEZİ
Biyolog, çevre aktivisti Hasan Sarpten, istifa eden hükümetin çevreye verdiği zararları açıklamaya devam ediyor. Hasan Saprten’in yayınladığı belgelerde, Taş Yapı’ya, Büyükkonuk’ta potansiyel koruma alanı olarak listelenen bir arazide taş ocağı açma izni verildiği görülüyor.
Sarpten Çevre Bakanlığı’nın verdiği iznin geçersiz olduğunu belirterek, “Taş ocağı açılmasına onay vermek “çevre” bakanlığının ne görevi, ne de haddidir. Çevre bakanlığı müsteşarı, alakasız 3 yıl önceki bir ÇED raporu onay almıştı diyerek “gidip malzeme alabilirsiniz” diyemez. Gerçi, adında “çevre” kelimesi var diye çevre bakanlığının çevreyi korumak gibi bir derdi olmadığını biz biliyorduk da halk da bilsin!” dedi.
Biyolog Hasan Sarpten Paylaşımı şu şekilde:
“TAŞ-YAP’YA TAŞ OCAĞI KIYAĞI (!)
Büyükkonuk’ta bölgenin sembolü olan, doğal açıdan en zengin alanların başındaki “ayfodi” dağında eski taş ocağını tüketen Taş-Yapı’ya ruhsat alanının dışında taş ocağı açmak için sözde “Çevre” bakanlığından yetkisini aşarak usulsüz bir şekilde izin verildi.
AB tarafından “Natura2000” ağı kapsamında potansiyel koruma alanı olarak listelenen bu bölgede, eski taş ocağı yetmediği için yeni bir noktada üstelik ortada yeni alan için herhangi bir işletme projesi dahi yokken Turizm ve Çevre Bakanlığı müsteşarı imzasıyla farklı bir bölgenin 2018’deki eski ÇED raporu öne sürülerek onay verilmesi skandaldır.
AB uzmanlarıyla alanda çalışma yapmış ve Özel Çevre Koruma Bölgesi olmasını önermiş Çevre Koruma Dairesi ve ilgili bakanlığın şu an bu denli gözü dönmesi anlaşılır değildir. Bu şirket, halihazırda işletilen ocağı tüketmişse yapılması gereken yeni bir yer vermek yerine mevcut onlarca ocaktan birinden malzeme almasını sağlamaktı.
Kaldı ki, taş ocağı açılmasına onay vermek “çevre” bakanlığının ne görevi, ne de haddidir. Çevre bakanlığı müsteşarı, alakasız 3 yıl önceki bir ÇED raporu onay almıştı diyerek “gidip malzeme alabilirsiniz” diyemez. Gerçi, adında “çevre” kelimesi var diye çevre bakanlığının çevreyi korumak gibi bir derdi olmadığını biz biliyorduk da halk da bilsin!
Bir tilki, tavuk kümesine ne kadar bekçi olursa, bunlardan da o kadar “çevre” bakanı/müsteşarı/müdürü olur. Şimdi, tamamen tahrip edildiği fotoğrafta görülen dağın bir başka noktasında da ortada proje dahi yokken, sözde “çevre” müsteşarının verdiği gayrı-yasal bir belgeyle benzer bir tahribat yaratılmaya başlandı. Bravo, çevreyi koruma(ma) görevinizi çok iyi yapıyorsunuz…”