Bugün Kıbrıs

ANASTASİADİS YİNE MAHCUP ETTİ

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) paylaştığı ve 117 ülkeden 600’den fazla gazetecinin incelediği yaklaşık 12 milyon belgede dünyanın önde gelen liderlerinin off-shore şirketler aracılığıyla nasıl mal mülk edindiği ortaya konuldu. Avrupa Parlamentosu’nun da gündemine oturan belgelerde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in de ismi geçti. Kıbrıslı Rum lider kendi ismine kurulmuş şirketle alakası kalmadığını söylese de Altın Pasaport skandalının ardından şimdi de Pandora Belgelerinde yer alması Avrupa’nın gözünde Kıbrıs’ı bir az daha küçülttü.

Fransa’da Strazburg’da gerçekleşen önceki günkü oturumda parlamenterler çok sert konuşmalar yaptı. Vergi kaçakçılığının önüne geçmek için yasal düzenleme konusunda uzun zamandır baskı yapan parlamento üyeleri, komisyonun derhal harekete geçmesini istedi. Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı Türk üyesi AKEL milletvekili Niyazi Kızılyürek gelişmeleri Bugün Kıbrıs’a değerlendirdi.

YİNE MAHCUP OLDUK
“Pandora Belgeleri yeni bir skandal. Bu belgelerin en geniş kapsamlı olanı bu oldu. Yine aynı şeyle karşı karşıyayız. Yani büyük işadamlarının, bazı siyasilerin, hatta devlet başkalarının, başbakanların vergi kaçakçılığı yaptığını, kendi ülkelerinden milyarlarca Euro’yu yurtdışına çıkardıklarını görüyoruz. Off-shore şirketlerle anlaşarak siyasilerin adına çok pahalı mal-mülk satın alıyorlar. Böylece servetlerini dışarı taşıyarak kendi halklarından vergi kaçırıyorlar. Gazeteciler büyük bir başarıya imza attı ve sonunda konu gündeme geldi.
Maalesef başka siyasilerle birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Anastasiadis’in de adı geçiyor. Kendi adına kayıtlı şirketin yurtdışına servet taşıdığı ortaya çıktı. Anastasiadis şirketle alakası olmadığını, devrettiğini söylüyor ama iki kızı da ortakları arasında hala.”

KIBRIS’TA SADECE HIRSIZLAR YAŞAMIYOR
“Bu konu Strazburg genel kurulunu yarım gün meşgul etti. Bütün siyasi gruplardan siyasiler söz alarak konuyu ele aldı. AB’nin vergi kaçakçılığını önleme konusunda yasal boşlukları var. Parlamentonun defalarca uyarı yapmasına rağmen yeterli önlemler alınmış değil. Bir türlü çare üretilemedi. Bunun nedeni devlet başkanlarının yer aldığı Avrupa Komisyonu’nun yeteri kadar istekli olmaması. Bu başka soruları da akla getiriyor tabii. Komisyonun üyesi Çek Başkanı yurtdışına servet taşıyanlardan biri. Dolayısıyla komisyonda bu işi kotarmak zor. Parlamento baskı yaparak off-shore şirketlerin üstünden vergi kaçırılmasına son verilmesini istedi. Bütün parlamenterler bu konuda hemfikir. AKEL parlamenteri Yorgos Yeorgiu da konuşmasında Anastasidas’e gönderme yaparak konuyu gündeme taşıdı. ‘Siz zannetmeyin ki bütün Kıbrıs hırsızlardan oluşuyor. Kıbrıs’ta dürüst, emeği ile yaşayan bir sürü insan vardır. Bunlar kapitalizmin de yarattığı olgulardır’ dedi.”

KIBRIS’IN REKORU KÖTÜ
“Altın Pasaport meselesi gündeme geldiği zaman Kıbrıslı parlamenter olarak hepimiz çok mahcup duruma düştük. Zehir zemberek konuşmalar yapıldı. Bütün parlamenterler adeta Kıbrıs’ı yerden yere vurdu. Çünkü siz, size ait olmayan bir pasaportu, bir Avrupa pasaportunu kendi çıkarlarınız için bir sürü insana satıyorsunuz, üstelik şaibeli insanlara satıyorsunuz denildi. Dolayısıyla Kıbrıs’ın rekoru kötü. Vergi cennetleri meselesi var. Off-shore’ların olduğu bölgeler bunlar. Paranın kaynağını da bilmiyoruz. Ortada çok ciddi sorunlar var ama sanırım bundan sonra AB bu konuda daha somut kararlar almak zorunda kalacaktır.”

KIBRIS SORUNU KİLİTLENDİ
Kıbrıs sorununda gelinen durum ile ilgili görüşlerini de paylaşan Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, sorunun tamamen donmuş durumda olduğunu belirterek, “Bırakın müzakerelerin başlamasını yeni bir BM temsilcisi atanması konusunda bile görüş birliği yok” dedi. İki devletlilik tezinin dünya kamuoyunda kabul görmediğini ifade eden Kızılyürek, bu durumdan daha da fazla Kıbrıslı Türklerin etkilendiğini kaydetti. Sorunun çözülmediği, statükonun devam ettiği koşulların en fazla Kıbrıslı Türklere zarar verdiğini belirten Kızılyürek, AB mali yardımının arkasında ülkenin gelecekte birleşmesi perspektifi olduğunu, kulislerde milliyetçi Rumların mali yardım konusunu sorgulayıp, sorgulattığını kaydetti.

2023 SEÇİMLERİNE KADAR BİR ŞEY BEKLEMİYORUM
“Kıbrıs sorununda gelişme diye bir şey yok. Kıbrıs sorunu tamamen donmuş durumdadır. En ufak bir gelişme yok. Bırakın müzakerelerin başlamasını yeni bir BM temsilcisi atanması konusunda bile görüş birliği yok. Genel Sekreter Guterres çok istemesine rağmen hala özel temsilci atayamadı. Türk tarafı itiraz ediyor. Üstelik bir de seçim dönemine girdik, 2023’te Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nde başkan seçilecek. Kıbrıs sorunu etrafında kapsamlı gelişmeler ya da ilerlemeler düşünmek imkansız. Belki birtakım güven yaratıcı önlemler düşünülebilir ama Sayın Tatar’ın Türkiye ile birlikte ‘biz artık sadece iki ayrı devlet konuşuruz’ gibi kavramları tamamen BM kararları dışında. Bu yüzden o fikirler etrafında Guterres herhangi bir görüşme başlatamaz. Türk tarafının tutumu doğrusu süreci tamamen tıkamış durumda.”

ANASTASİADİS’E YARADI, KIBRISLI TÜRKLER KAYBETTİ
“Bu tabii günün sonunda Anastasiadis’e yaradı. Crans Montana’da Anastasiadis’in çözüme istekli olmadığı, ortaya irade koyamadığı ortaya çıkmıştı. Sonrasında Anastasidis’i köşeye sıkıştıracak politika federal çözümde, Guterres çerçevesinde ısrar etmekti. Dünya kamuoyunun sempatisini kazanmaktı. Bu terk edildi. BM kararları dışında önerilerle Türkiye masaya geldi. Türkiye ve Tatar yüzünden Anastasiadis çözüm isteyen taraf oldu.

Bu Kıbrıslı Türklerin kayıplarına neden oldu. Kıbrıs Türk toplumu çözümsüzlükle her geçen gün kan kaybeden bir toplum. Mevcut statükonun devamı demek her gün biraz daha az özne olmak demektir. Milliyetçi, geçmişte denenmiş politikalarla Kıbrıs Türk toplumuna yazık ediliyor. AB mali yardımının arkasında ülkenin gelecekte birleşmesi perspektifi olduğu için bu yardım yapılıyor. Şimdi kulislerde duyuyoruz; milliyetçi Rumlar ‘biz bu mali yardımı niye yapıyoruz’ diye sorguluyor, sorgulatıyor. Bu bence yeterince uyarıcı bir durum.”

Exit mobile version